Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’ten Ali Koç’un ortak dost iddiasına cevap!

Galatasaray Dursun Özbek, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un “Ortak dostumuz aracılığı ile görüşme talebinde bulundu” iddiasına yanıt verdi. Özbek, söz konusu iddiayı yalanlayarak, “Ortak dost kendisi teklif etti, 'Bizim evde buluşuruz, yemek yer sohbet ederiz' dedi. Ama bir daha altını çiziyorum, Ali Koç ile bir araya gelmek konusunda benim ortak dosta teklifim olmadı” ifadelerini kullandı.

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’ten Ali Koç’un ortak dost iddiasına cevap!

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç geçtiğimiz günlerde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin konularda değerlendirmelerde bulundu. Ali Koç, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’in ortak bir dost aracılığıyla kendisiyle görüşmek istediğini ifade etti. Koç’un bu iddiasına Dursun Özbek yanıt verdi.

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’ten Ali Koç’un ortak dost iddiasına cevap! - Resim : 1

DURSUN ÖZBEK'TEN ALİ KOÇ'A CEVAP

Özbek, Sabah’tan Levent Tüzemen’e yaptığı açıklamada, “Ali Koç'un anlattığı 5 ay önce yaşanan bir olay. Ortak dostumuza asla 'Bizi bir araya getir' demedim. Ortak dost kendisi teklif etti, 'Bizim evde buluşuruz, yemek yer sohbet ederiz' dedi. Ama bir daha altını çiziyorum, Ali Koç ile bir araya gelmek konusunda benim ortak dosta teklifim olmadı” ifadelerini kullandı.

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’ten Ali Koç’un ortak dost iddiasına cevap! - Resim : 2

ALİ KOÇ NE DEDİ?

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Koç, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’in kendisiyle iletişime geçmek için ortak bir dostu araya koyduğunu belirtmişti.

Ali Koç şunları söyledi:

“Bundan birkaç ay önce Bayern Münih maçı günü veya bir gün önce, bir ziyaretçim vardı. Ziyaretçim benim ofisteyken telefonu çaldı, arayan Dursun Özbek idi. Tesadüf benim yanımdaydı, benim yanımda olduğunu bilmiyordu. Arayan kişi, ortak dostumuza acil görüşmek istediğini söyledi ve kendi Gayrettepe’de bulunan otelinde randevulaştılar. Beni ziyaret eden kişi de apar topar yanımdan ayrıldı gitti. Sonrasında ortak dostun anlattığına göre Dursun Özbek kendisine, lütfen buraları iyi dinleyin. Beni seversiniz ya da sevmezsiniz, bizi seversiniz ya da sevmezsiniz. Bizim içimiz dışımız bir. Kimsenin arkasından konuşmayız, konuştuğumuz kişi olursa da sonra yüzüne anlatırız. Kapalıda ayrı, özelde ayrı, açıkta ayrı davranmayız. Bunu bilen bilir. Kulüpler Birliği Vakfı’ndaki arkadaşlar da çok iyi bilirler. Dediğim gibi ortak dostumuzun anlattığına göre Dursun Özbek, ‘Ortam çok gerildi, insanları çok gergin, bu nedenle seviyesiz insanlar ortaya çıkıyor’ demiş. ‘Benim normalde futbol haricinde Kulüpler Birliği’nde tek dostluk yapabileceğim, aynı masaya oturabileceğim kişi Ali Bey’dir’ ki benden bahsediyor. ‘Maalesef ortam çok gerildi. İstenmedik olaylar yaşanabilir. Ben Ali Bey ile yan yana gelip, kimsenin bilmediği bir ortamda oturup konuşup beraber bir yol planı çizelim isterim, eğer Ali Bey kabul ederse’. Bununla beraber ortak dosta anlatmaya devam ediyor; ‘Federasyon Başkanı bizi birbirimize düşürüp keyifle izliyor. Herkesin birbiriyle çatışmasını istiyor. Kendisi çok enteresan seviyesiz bir adam’ ki seviyesiz kısmında başka kelime kullanmış da onu ben kullanmak istemediğim için hafiflettim. Ortak dostun söylediği doğru çünkü bu olayı birkaç kişi biliyordu, ona da anlatmış. Hatta geçen gün ‘Ali Bey ile bana aynı an için toplantı saati verip, bizi o an içeri gereksiz yere aynı masaya oturtup birimiz sağında birimiz solunda otururken, yine gereksiz bir tartışmanın çıkmasına vesile olup Ali Bey ile biz tartışırken ve ortam gerginken bir baktım ki Federasyon Başkanı koltuğunu geri çekip keyif alır gibi bizi izleyip gülüyordu’. Burası doğru, oldu böyle bir olay. Devam ediyor ‘Bende o an bütün taşlar oturdu, Ali Bey ister benim ister senin evinde oturup baş başa konuşmak istiyorum. Bu Federasyon Başkanının yaptığı tüm seviyesizlikleri konuşmak istiyorum, zaten bizim birbirimiz ile bir problemimiz yok. Bu seviyesiz insanların yarattığı ortamdan dolayı bu hale geliyoruz. Biz bunlara karşı beraber olup birlikte hareket edelim. Ali Bey ile konuş, bu toplantıyı yapalım. Saati ve yeri belirleyelim, hepimiz için iyi olacaktır lütfen bunu Ali Bey’e ilet'. Görüşmede kendi camiası içerisinde kendisine karşı birtakım kumpaslar kurulduğunu, seçimle alakalı arkasından bir takım çalışmalar yapıldığını söylüyor ve yapılan bir takım açıklamalardan ve sosyal medya paylaşımlarından kendisinin haberinin olmadığını belirtmiştir.

Bu ortak dost da doğal olarak gelip bana bu gelişmeyi aktardı: ‘Böyle bir isteği var ve Federasyonun yarattığı toplum içerisindeki mevcut gerginliği sonlandırmak istiyor’ dedi, ortak dost. Hem insanları kışkırtmamak hem de sakinleştirmek, devlete yardımcı olmak için bunun yapılmasının iyi olacağını söyledi, bana aradaki kişi. Ben sordum mesajı getiren kişiye ‘Sen ona güveniyor musun?’ diye. ‘Ben güvenmiyorum, samimi de bulmuyorum’ dedim. Aradaki dost da ‘Futbolda ben kimseye kefil olamam ancak 74 yaşındaki bir adamın beni arayıp bunu istemesi normal bir durum değil. Böyle bir isteği olmasaydı bunu benden rica etmezdi’ dedi. Ben de ‘Neden olmasın dedim, böyle bir gerginlik olmasın ve son bulsun. Madem böyle bir istekte bulunuyor, hep beraber belirleyeceğimiz bir yerde buluşalım. Nerede buluşacağımız benim için fark etmez’ diyerek teklifini kabul ettim. O tarihten bir hafta sonraki cumartesi günü için konuştuk. Bir sonraki gün Kulüpler Birliği Vakfı toplantısı vardı ve biz de katıldık. Toplantıdan sonra Dursun Özbek ortak dostu arayarak ‘Ali Bey ile çok samimi bir hava oldu, Ali Bey bana çok iyi davrandı’ diyerek ortak dostumuza teşekkür etmiş sanki ben kötü davranıyorum. Ancak talep edilen toplantıya 24 saat kala resmi hesaplarından hakkımda çok ağır açıklamalar yaptılar. Ben de bu açıklamalardan dolayı söz konusu buluşmayı iptal ettim. O toplantıyı organize eden arkadaşa da ‘ben sana söylemedim mi bu insanların samimiyeti olmaz, burada başka bir şey vardır. Bak yaptıkları açıklamaya’ dedim ve bu görüşmenin artık söz konusu olmadığını söyledim. Hani burada buluşuruz iyi bir şey çıkar, bir nebze olsun gerginliğin yatışmasına katkı sağlarız. Sonradan pişmanlık duyacağımız olayın olmasının önüne geçeriz, düşünceleriyle kabul etmiştim bu toplantıyı. Ama bunlar ne halkı, ne milleti, ne devleti önemseyen insanlar değiller. Bunlar kendi çıkarları söz konusu olunca halk, devlet, insanlık akıllarına gelir. Benim öyle bir şahsiyetle işim olamaz. Makbul insan dediğin kapı arkasında başka, kapı önünde başka olan kişi değildir, en azından bizim anladığımız makbul insan zihniyeti. Tabi Dursun Özbek, bunları yalanlamaya kalkabilir. O zaman bu aradaki dost olanı biteni anlatacak cesarette ve dürüstlükte biridir. İnşallah yalanlar! Telefon konuşmaları, saatleri, kulüpten ayrılışı, ofisine gidişi… her şey kameralarda tespitlidir emin olun. Saatleri de bellidir ve toplantıyı bilen birkaç kişi varmış onları da sonradan öğrendim. Niye ben bu hikâyeyi anlattım? Bir taraftan ‘görüşelim, buluşalım, ara yolu bulalım ve eteklerimizdeki taşları dökelim’, öbür taraftan çok ağır açıklamalar...”