Galatasaray “Ben Galatasaray’ım” denmesine izin vermedi
Tarihi her zaman çok sevdim. Kulakları çınlasın tarih hocam Gülden Hanım’ın bütün çabasına rağmen sevmekten vazgeçmedim. Kısa dönem askerlik yaparken Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin tarih bölümünü kazanmıştım. İkinci üniversitemdi ancak o dönemki şartlar okumamı imkansız kıldı.
Tarihi severim çünkü aslında geçmişte olmasına rağmen geleceğe ışık tutar. Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi tarihini bilmeyen milletler yok olmaya mahkumdur.
Neyse bu kadar tarih yeter...
Sözü getireceğim nokta ise Fransızların Güneş Kral ya da Büyük Louis dediği 14’üncü Louis. 14’üncü Louis ülkeyi mutlak bir otoriteyle yönetti. O kadar ki “Devlet benim” bile diyebildi. Fransız geleneğinden gelen Galatasaray’da benzer bir durum yaşandı. Fatih Terim bütün uyarılara rağmen “tahriklere kapılıp” çok konuşarak geçen sezon ondan fazla maçta takımını yalnız bıraktı. Tam artık bir daha yapmaz denmişti ki bu sezon yine siz deyin tahrik ben diyeyim tuzağa düştü. Beş maç daha takım yalnız kaldı. O dönemde de bu sezon elden kaçmış oldu.
İşin tuhafı Fatih Terim Galatasaray’da “Ben Galatasaray’ım” diyecek kadar güç kazanmıştı. Merhum Mustafa Cengiz’in gücü Fatih Terim’i göndermeye yetmedi.
Burak Elmas da “Ben Galatasaray’ım” diyen Fatih Terim’in gücüyle başkan seçildi. Ancak işler yolunda gitmedi. Bir noktaya kadar anlaşma sağlanabilirdi. Galatasaray, “Ben Galatasaray’ım” diyen Fatih Terim’e bu kadar tahammül edebildi.
***
14’üncü Lois 1643-1715 yılları arasında 72 yıl Fransa Krallığı yapmıştır. Fransızlar tarafından Louis le Grand (büyük Louis) veya Le Roi-Soleil (güneş kral) olarak da anılır. Devlet benim (l'état c'est moi) sözlerinden de anlaşılacağı gibi Fransa'yı mutlak monarşiyle yönetmiştir. Çok saldırgan ve yayılmacı bir politika izlemiştir.