Galatasaray, Tottenham'ı ezdi, Fenerbahçe ezildi
Sevgili okurlar, UEFA Avrupa Ligi'nin 4.haftasında Galatasaray evinde İngiliz ekibi Tottenham Hotspur'u konuk etti. Maça baskılı başlayan Galatasaray, Yunus Akgün'ün nefis golüyle maça adeta 1-0 önde başladı. Baskılı oyun devam etse de Tottenham savunma arkasına atılan uzun topun ardından golü bularak skoru 1-1 yapsa da takımın arzusu ve isteği maçın kazanılacağının göstergesiydi. Nitekim ön alanda yapılan baskı sonucu Osimhen skoru 2-1’e getiren golü attı. Sonra Osimhen yine sahneye çıkıp müthiş bir tek vuruşla skoru 3-1’e getirdi. İlk yarıda Galatasaray dikkatli olsa daha farklı bir skor konuşuyor olabilirdik.
İSTEK VE ARZU ÜST DÜZEYDİ
İkinci yarıdaki istek ve arzu, ilk yarının devamı niteliğindeydi. Özellikle sarı-kırmızılı takım Tottenham kalesini Osimhen’in girdiği pozisyonlar ile zorladı. Bu dakikalarda bir gol gelmiş olsaydı maç bitmiş olacaktı. Ancak İngiliz ekibinin 60.dakikada 10 kişi kalması Galatasaray’a rehavet getirdi ve 69.dakikada Solanke’nin golüyle skor 3-2 olunca 3-3 olur mu korkusu yaşandı. 90+3.dakikada Dejan Kulusevski’nin şutunun dışarı çıkmasıyla Galatasaray 3-2 kazanıp önemli bir 3 puan aldı.
Uzun süredir bu kadar yüksek tempoda oynayan bir Galatasaray görmemiştim. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi’nde oynanan Bayern Münih maçının kopyası bir maç oynandı ama bu kez skor Galatasaray lehine oldu.
GALATASARAY OYUN İÇİNDE DİNLENMELİ
Atak oynayarak maç kazanmak güzeldir taraftara heyecan verir ama Galatasaray’ın oyun içinde aktif dinlenme yaratması gerekiyor. Bazen topun arkasına geçilip defans yapılmalı veya pas çevirerek ritim düşürülmeli. Çünkü bir maçın 90 dakikasını hücum yaparak bitiremezsiniz.
OSIMHEN KALİTESİNİ GÖSTERDİ
Bir parantez de Victor Osimhen’e açmak istiyorum. Üst düzey bir golcü olduğunu son vuruşları ve oyunuyla gösterdi. Galatasaray’da kalır mı gider mi bilinmez ama buradan iz bırakarak gideceği kesin.
FENERBAHÇE KAFA OLARAK SAHADA YOKTU
Fenerbahçe’nin AZ Alkmaar maçına gelirsek sarı-lacivertli takım Tadic ve Osayi bağlantısını ilk yarıda kullanarak sağ kanattan pozisyonlar üretti. Özellikle Dzeko girdiği iki pozisyonda topu ağlara buluşturabilse Fenerbahçe açısından farklı bir maç olabilirdi. Dzeko artık son vuruşlarda yeterince güçlü toplara vuramıyor, En Nesyri olsaydı daha farklı şeyler konuşuyor olabilirdik.
İkinci yarı ise kabus gibiydi. Özellikle AZ Alkmaar’ın attığı ilk golde Mert Müldür’ün rakibinin bu kadar kolay geçmesine izin vermesi ve Osayi’nin arkasındaki adamı kontrol etmemesi majör bir hataydı ve AZ bu golle 1-0 öne geçti.
PENALTIYI GOLLE ÇEVİRMEK ŞART
Fenerbahçe’ye aslında Dzeko’nun kazandığı penaltıyla altın bir şans geldi. Takım kaptanı olarak Dzeko, En-Nesyri ne kadar istese de atışı kendisi kullanmalıydı. Çünkü En- Nesyri penaltı atma özelliği iyi olan bir golcü değil ve nitekim penaltıyı kaçırdı. Sonra En-Nesyri, Dzeko’nun asistinde golü atıp skoru 1-1’e getirdi.
Özellikle yenilen ikinci gol Fenerbahçe’ye hiç yakışmadı. A Milli Takım stoperi olan Çağlar Söyüncü yerini boşaltmamalıydı. Nitekim AZ Alkmaar’ın 3.golü de göbekte yapılan verkaçlar sonucu geldi ve Fenerbahçe kötü bir yenilgi aldı.
3 İSİM İYİYDİ
Tadic, Becao ve Sofyan Amrabat dışında performansı iyi olan futbolcu yoktu. Bu isimlerin arasına En- Nesyri de alabiliriz.
OYUNCU DEĞİŞİKLİKLERİNİ ANLAYAMADIM
Özellikle Jose Mourinho müdahale ettiyse değişiklikler felaketti. Becao’nun yerine Mert Hakan Yandaş, Mert Müldür’ün yerine ise Cenk Tosun’un girmesini anlayamadı. Panik halinde yapılan bu hamleler sonuç vermedi.
Fenerbahçe’nin maçı bitirdiği ilk 11’de Szymanski’nin sol bek, Cenk Tosun’un ise 10 numara pozisyonda olmasına inanamadım. Fenerbahçe’de futbolcuların performansını eleştirmek hakkımız ancak teknik heyetin de kendisine çeki düzen vermesi gerek. Fenerbahçe’yi zor bir fikstür bekliyor artık iç sahadaki Atletico Bilbao ve Lyon maçlarının kazanılması şart.