Gazze’den öncesi ve Gazze’den sonrası...
Gülüp konuşuyoruz, yiyip içiyoruz; siyaset, yerel seçimler, adaylar, kayıkçı kavgaları, ekonomik kaygılar, pavyon dansı, Dilber’in evi barkı derken Gazze gerçeğini unutuyoruz. İsrail, Gazze Şeridi’ni 118 gündür ağır bombardıman altında tutuyor. Gazze’de öldürülen Filistinlilerin sayısı 26 bin 637'ye yükseldi.
Dar bir alana sıkıştırılmış milyonlarca Filistinli katledilme korkusu, açlık, salgın hastalık, kış şartları, soğuk, yağmur altında yaşam mücadelesi veriyor. Kara işgali ve çatışmalar sürüyor, insani yardımlar, tıbbi malzemeler Gazze'ye sokulmuyor. 400 bin insan açlıktan hayatını kaybetmek üzere. Bir toplum göz göre göre yok ediliyor, dünya seyrediyor.
İsrail'in açıklamaları, Gazze’den gelen görüntüler yapılan soykırımı gözler önüne seriyor. Buna rağmen başta ABD ve II. Dünya Savaşı sırasında Yahudilerin Nazi soykırımına karışan Avrupa ülkelerinin desteğiyle İsrail, Gazze'de dehşet saçıyor.
Esasında bu vahşet 80 yılın devamı niteliğinde. Filistinlilerin taciz edilmesi, yakılması, evlerinin arazilerinin yağmalanması, haklarının çiğnenmesi, aşağılamalar, suikastlar, baskı, şiddet, göçe zorlama ve şimdi ise toplu soykırım şeklinde ilerliyor. Dünyanın en yoğun nüfus ortalamasına sahip abluka altındaki Gazze Şeridi'nde 365 kilometrekare alandaki yapıların yaklaşık yüzde 70'i yıkılmış durumda.
Tam anlamıyla bir insanlık felaketinin yaşandığı Gazze'de modern çağın en uzun etnik temizlik girişimine tanıklık ediyoruz. Yükselen tepkiler, yapılan protestolar, düzenlenen büyük yürüyüşler, boykot, BM'ye bağlı ve bağımsız yardım kuruluşlarının ateşkes çağrıları Gazze’de yaşanan vahşeti durduramıyor ve uluslararası siyaset gerçekliğiyle insanlık bir kez daha yüzleşiyor.
Geçmişinde siyah ve beyaz nüfusun ayrı uygulamalarla yönetildiği “apartheid” sisteminin acı tecrübesini yaşamış Güney Afrika’nın “soykırım” suçlamasıyla Uluslararası Adalet Divanı’nda (ICJ) açtığı davada ara karar çıktı.
Ara kararı, Lahey’deki Barış Sarayı’nda bulunan ICJ'nin 14 daimî üyesi ile İsrail ve Güney Afrika’yı temsilen birer yargıcın yer aldığı 16 kişilik heyet açıkladı. İsrail’in Gazze’deki soykırım eylemlerini engellemek için tüm önlemleri almasının zorunlu olduğuna hükmetti.
Kararda, İsrail'in, kendisine bağlı güçlerin Gazze’de soykırım yapmayacağını garanti etmesi gerektiğini vurgulandı. İsrail’in uluslararası yasal yükümlülükleri kapsamında, geçici karara uymak için alacağı önlemleri bir ay içinde Lahey’e bildirmesi istendi. Adalet Divanı, Hamas’a da elindeki İsrailli rehineleri derhal serbest bırakma çağrısında bulundu.
İsrail Başbakanı Netanyahu, ara karar sonrası yaptığı açıklamada ülkesinin soykırımla suçlanmasının “inanılmaz” olduğunu savundu. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant da ICJ’nin kararına itiraz etti. Sosyal medyada “İsrail devletine, teröristlerle Gazze'deki sivil halk arasında ayrım yapmakla ilgili ahlak dersi verilmesine gerek yok” şeklinde bir paylaşım yaptı ve Güney Afrika'nın talebini “antisemitik” olarak değerlendirdi.
Tarih kaydediyor. Artık hiçbir savunma İsrail’in işgalci terör devleti olduğu gerçeğini değiştiremez ve yaptığı soykırımın üstünü örtemez. Deliller karartılamaz. İsrail ve İsrail’e dokunulmazlık zırhı giydiren ülkelerin yöneticileri başta kendi milletleri ve dünya kamuoyu önünde bütün itibarını, güvenilirliğini kaybetti.
İsrail’in çıkan ara karara, uluslararası insan hakları hukukuna uymayacağı biliniyor. ICJ’de davalar yıllar sürebiliyor. Soykırım başlığındaki bu kararın sonuçlanması bu bağlamda yıllar sürebilir. Bugün bir ihtiyati tedbir kararı verse de davanın sonunda bir soykırım işlenmediği sonucuna da varabilir. Mahkemenin kararlarının hukuki bağlayıcılığı var fakat devletleri kararlarını uygulamaya zorlayamıyor.
Gazze’de ölenler öldü, kalanlar ise en temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Bu vahşet bu insanlık suçu İsrail ve destekçilerinin peşini bırakmayacak. Tüm bu olup bitenler uzun vadede İsrail ve destekçilerinin sonunu getirecek. Gazze, insanlığın gerçekleri anlamasını, test etmesini sağlayan bir öğretmen vazifesi gördü. Gazze sadece dünya egemen güçlerinin sebep olduğu kötülüğü görmemizi, gündemde tutmamızı sağlamakla kalmıyor aynı zamanda insanlık sınanıyor ve eğitiyor. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Gazze’den öncesi ve Gazze’den sonrası diye bahsedeceğimiz yeni bir dönem başlıyor…