Güney Kafkaslardaki gerilim…
Güney Kafkaslardaki gerilim bütün riskleriyle devam ediyor. 2020 yılında yapılan 44 Günlük Muharebede Azerbaycan Ordusu, Ermenistan Ordusunu işgal ettiği Azerbaycan toprağında tam bir zaferle mağlup etmişti. Ancak kendi menfaatleri ve jeopolitik hesapları çerçevesinde, bu zaferin genişlemesini ve derinleşmesini istemeyen Rusya, dağılma ve ricat eşiğindeki Ermenistan ordusunu da ipten alacak şekilde, bir strateji ve siyasetin altına imza atmıştı. Nahçıvan’da Azerbaycan’ı egemenlik alanlarını ihlal eden Rus Ordu helikopterinin düşürülmesi gibi bazı savaş vakalarını da birer fırsat bilip manivela aracı olarak kullanarak, Bakü üzerinde Kalibr füzeleri patlatarak Azerbaycan üzerinde ağır bir siyasi baskı oluşturmuş, kendisinin de olduğu bir masada Azerbaycan ile Ermenistan’a imza attırmıştı.
Azerbaycan tarafı Rusya adına Karabağ’da "geçici" bir inisiyatif üreten ve yine Karabağ’la ilgili kalıcı bir kayıp üretmeyen ve savaşmadan elde edilen kazanımlara (topraklara) bağlı olarak akde imza atmıştı.
Ancak geçen zaman bu ateşkes metninin sürekli istismar edildiğini ve Azerbaycan aleyhine kalıcı sonuçlar üretmek adına kullanıldığını gösterdi.
Bunlardan birkaçı şunlar:
- Rus Barış Gücü'nün arkasında hatta himayesinde sözde Artshak devletini yaşatma hesapları devam etti.
- Zengezur koridoru açılmadı.
- Demografik ve topografik entrikalarının ardı arkası kesilmedi.
- İnsani maksatlı açık bırakılan Laçin koridoru dahi istismar edildi.
- Bölgede üretilen hassas fiili durumla, küresel ve bölgesel bazı güçlerin Azerbaycan’a baskı ve bölgeye müdahale etme isteğinin zeminini oluşturdu.
- Ermenistan tarafı Hankendi’ne kadar yabancı misyonlardan diplomatlar taşıdı.
Bütün bunlar kesin olarak kazanılan bir savaşın ruhuna uygun değil. Hele ki savaştan sonra bağlayıcı kararlarla imza altına alınmış bir metne hiç uygun değil.
O zaman ne olacak?
***
Azerbaycan tarafı bedel ödeyerek elde ettiği kazanımları korumak adına yoğun bir diplomatik mücadele verdi.
Ancak istismar her bir tarafta. Yani fiili durumu sadece Ermenistan istismar etmiyor. Bölgeyle ilgilenen diğer pek çok aktör de fiili durumu fırsat bilip, kendi/müşterek oyunlarının peşine düştü.
İşin içinde pek çok ülke ve ülkeler grubu var.
Herkes Güney Kafkasları kendi adına önemsiyor.
ABD, Rusya, Fransa, Almanya, İngiltere, İsrail ve İran var.
Ve bunlardan kimileri son derece agresif.
***
Yakın zaman içinde ise Ermenistan Ordusu'nun hem dört can damarının (uluslararası petrol ve doğalgaz boru hatları ile Azerbaycan’ı Türkiye ve Batı’ya bağlayan karayolu ve demiryolu) geçtiği Tovuz bölgesi ve Karabağ’ı etkileyecek şekilde askeri yığınak yaptığı görüldü.
Bununla da kalmaz bir şekilde Karabağ’ın içinde kalan alanlardaki askeri gücünü artıracak ve insanları silahlandıracak şekilde, "istediği gibi kullanamadığı Laçin koridoruna paralel kuzeyindeki" köy ve dağ yollarını kullanarak silah, mühimmat ve teçhizat sevkiyatları yaptı.
Bütün bunlar sistematik ve büyük bir askeri sevkiyata ve tehlikeli bir yığınak hesabına karşılık geliyor. Bir de mevzilenme, tahkimat oluşturma çabaları var.
Son kertede Azerbaycan Ordusu, Ermeni silahlı unsurların Hocavend’in güneyi Yukarı Veyselli’de mevzilenme çabasına ve Laçin koridorunun kuzeyindeki tali yolların silah mühimmat sevki için kullanmasına güç kullanarak, alanları-geçişleri kontrol edecek şekilde müdahale etti.
***
Bu seferde Ermenistan tarafı, Azerbaycan Ordusu'nun bu müdahalesini, "tahrikleri, hesapları ve oluşturduğu illegal yığınak üzerine gelen bu müdahaleyi" 10 Kasım 2020 Üçlü İmzasının ihlali olarak gördüğünü söyledi.
Belli ki entrika içine entrika gizlemişler. Bu öncelikle "Zengezur koridorunun açılması başta" 10 Kasım 2020 anlaşmasının yükümlülüklerinden kaçma çabasına ve gerekçe üretme kurnazlığına karşılık geliyor. Öte yandan da işi çok daha karmaşık hale getirmeye ve manipüle etmeye. Gerginliği arttırarak, sorunun içine başka aktörleri ve biçimleri çekmeye.
Kafkaslardaki gerilim bütün hırsları ve entrikalarıyla yükselmeye devam ediyor.