Güney Ordusu, JİTEM, “İçişleri Bakanı Özdağ” ile Kılıçdaroğlu’nun İÇ SAVAŞ MUTABAKATI…

0:00/ 0:00

Artık medyayı izleyen herkes biliyor ki Kemal Kılıçdaroğlu seçildiği takdirde Türkiye’yi bekleyen İÇ SAVAŞ tehlikesinden söz eden sadece ben değilim. Dün, Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme karşılığında İçişleri Bakanlığı tavizini koparıp bir mutabakat metni imzalayan Ümit Özdağın kendisi.

Geçen haftalarda katıldığı bir yayında “Kemal Kılıçdaroğlu seçilirse HDP desteğiyle seçilir, kayyumlardan belediyeleri alıp HDP’lilere devreder. Bu belediyeler güçlenir, PKK da güçlenir bölgede yeniden. Sığınmacılar üzerinden bir iç çatışma çıkar, bunun üzerine güvenlik güçleri olaylara el koyunca HDP’li belediyeler uluslararası müdahale talebinde bulunur. Uluslararası güçlerin gelmesiyle birlikte İÇ SAVAŞ çıkar” demişti.

Kemal Kılıçdaroğlu, kurduğu masanın yedinci ayağı olan HDP, seçilmesini sağlayamayınca, bu kez “Türk Milliyetçiliği kartını” oynadı ve Sinan Oğan başarısızlığının ardından, Ümit Özdağ’ı, İÇİŞLERİ BAKANLIĞI VEREREK yanına almaya ikna etti.

Süreç nasıl işledi anlatalım:

Özdağ önce Cumhur İttifakı’ndan yana pozisyon almak istedi. Cumhur İttifakı zaten Kayyum meselesi ve yerel yönetim özerklik şartı bakımından farklı fikirde olmadığından isteyeceği politik bir taviz yoktu. Zaten sığınmacıların geri dönüşü konusunda da farklı düşünülmüyordu. Ama mesele başkaydı. Özdağ, İçişleri Bakanlığı’nı talep ediyordu.

Kabul edilmedi tabii.

Sonra Kemal Kılıçdaroğlu ile defalarca görüştü ve sonunda varılan anlaşmanın maddeleri MUTAKABAT METNİ ile yayınlandı. Kayyumların yargı kararına bağlı olarak devam edeceği, Yerel Yönetim Özerklik Şartı’nın tanınmasının ise söz konusu olmayacağı imza altına alınmış.

Bu satırlar yazıldığı sırada HDP ve Yeşil Sol, yürütme kurullarını acil toplantıya çağırdı. HDP’li eski vekiller art arda açıklamalar yayınlayarak artık Kılıçdaroğlu’nu desteklemek için bir sebep kalmadığını belirtmeye başladılar.

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim Temurci bir açıklama yayınlayarak, “Sn. Özdağ günün şakasını yapmış sanırım! Bir şaka da benden. Bu adam İçişleri Bakanı olacağım diyorsa, Sn. Soylu kesin kalacak demektir. Kazanmak için her yol mübah değildir” dedi.

Düşünün…

Irkçı kimliğiyle bilinen Ümit Özdağ İçişleri Bakanı…

Neler olabileceğini az çok tahmin edebilirsiniz ama bunu size dün yapılan bir başka açıklamayla “renklendirerek” anlatayım.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener dün terörle etkin bir mücadele gerçekleştirmek ve sınırlarımızı korumak için bir GÜNEY ORDUSU kuracaklarını söylemiş.

İnanılır gibi değil.

Nitekim Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da sert tepki göstermiş bu sözlere.

GÜNEY ORDUSU ne demek?

Geçmiş yıllarda korku kurumu olan JİTEM’in diğer türü.

Yaşı 35’in üzerinde olan herkes bilir. Karanlık derin devlet aygıtına dönüştürülen JİTEM geçmişte Güneydoğu’da yürüttüğü kanlı ve iğrenç operasyonlarla Kürt halkının bir kısmını devlete düşman etmeyi başardı ve PKK terörünün kangren haline gelmesinin en büyük müsebbibi oldu. Halkın mağduriyeti PKK’ya katılımları o kadar artırdı ki, ayda 5 binden fazla genç dağa çıkıyor ya da çıkarılıyordu. Bugün dağa kaçırılan ve giden genç sayısının sıfır olduğu dikkate alınırsa nasıl bir “güvenlik” konseptinin izlendiği rahatlıkla anlaşılır.

O dönemin en önemli isimlerinden biri de bugün HDP’nin yandan çarklı olarak desteklediği Altılı Masa’nın bileşenlerinden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’di.

Ümit Özdağ ve Meral Akşener aynı ekolün iki ismi.

Bu isimlerin kıyısından köşesinden ya da tam ortasından içinde yer aldığı DERİN YAPI, yıllarca uyguladıkları kışkırtıcı ve halkı devletine düşman edici faaliyetlerle, bölgenin Türkiye’den kopması için ABD emperyalizmine hizmet etti.

GÜNEY ORDUSU ya da JİTEM, yeni suikastçı YEŞİL’ler demek. İhbar edilen vatandaşların evlerinden sabaha karşı alınıp bilinmeze götürülmesi, faili meçhullerle cesetlerinin otoban kenarlarına atılması ve kayıp çocuklarını arayan CUMARTESİ ANNELERİ demek. Bunun karşısında, yine ABD köpeği olan PKK terör örgütünün kaçırdığı çocuklarla DİYARBAKIR ANNELERİ demek. İki halkın birbirine kırdırılması için gereken zeminin ve şartların hazırlanması demek.

ÜMİT ÖZDAĞ İÇ SAVAŞ PLANINI ADIM ADIM UYGULUYOR MU?

Şimdi bu hakikatler ortadayken, bir siyasetçi “Seçilirse Türkiye’de iç savaş çıkar” dediği isimle neden ittifak yapar?

Ümit Özdağ sonuçta sığınmacılar konusunda son derece aşırı görüşlere sahip, ırkçılık temelli açıklamaları olan bir siyasetçi. Her açıklaması kışkırtıcı ki onunla yaptığın konuşmalarda bunu kendisi de kabul ediyor. Toplam 5 milyon olan sığınmacı sayısını 13 milyon yalanıyla tahrif ediyor. 

Şimdi böyle bir ismin, seçildiği takdirde Kılıçdaroğlu’nun İçişleri Bakanı olduğunu düşünün. Ve ülkemizin başına gelebilecek felaketleri de…

Ülkeyi nasıl bir kaos ortamına sürüklemek istediklerini anlamazsak sonuçları ağır olur.

Geçmişleri karanlık bu siyasi figüranların ülkemizden geri dönmemek üzere defedilmesi ve tarihin çöplüğüne gönderilmesi için, 28 MAYIS ELİMİZDEKİ EN İYİ FIRSAT.

Heba etmeyelim. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın söylediği gibi KAZASI YOK bu işin.