Gurbetçiler, "Dönecek bir vatanımız olsun" diyor

0:00/ 0:00

14 Mayıs 2023 seçimleri için yurt dışında oy verme işlemleri 9 Mayıs, gümrük kapılarında 14 Mayıs saat 17’ye kadar devam edecek.

Yurt dışında oy vermenin başladığı 27 Nisan’dan bu yana ilk altı günde yurt dışında kayıtlı olan 3 milyon 416 bin 98 seçmenden 859 bin 514’ü sandığa gitti.

YSK verilerine göre 2018 seçimlerinde yurt dışı temsilciliklerde ilk beş günde oy kullananların sayısı 328 bin 575’ti.

2018’e kıyasla bu seçimde “ilk günlerde" oy veren yurt dışı seçmen sayısı iki kattan fazla artmış.

Yurt dışı seçmenin etkisi yüzde 5’den fazla ve anketlerin hiçbirinde bu oran hesaba katılmıyor. Bu oran kimin lehine? Aşağıda bakalım...

“GURBETÇİLER NEDEN OY VERMEYE KOŞUYOR?”

Yurt dışından çok fazla mesaj geliyor. Kuyruklar, verilen oylar derken fotoğrafları atan atana...!

Gurbetçiler mevzunun farkında!

Hepsi tatil zamanı da olsa "dönebilecekleri bir vatanları olsun" istiyor! Memleketlerini huzur içinde bulmak istiyorlar.

Fransa’da yaşayan bir gurbetçimizle sohbet ettim. Durumunu özetleyerek; "Haber bültenlerini izlerken ülkemizdeki karışıklık görüntülerini seyretmek istemiyoruz. Türkiye yanarken buradaki yabancılar bizimle işyerimizde, çocuklarımızla okulunda dalga geçiyorlar. Küçümseyen gözlerden kurtulmuştuk. Yeniden o günlere asla dönmek istemiyoruz" diyordu.

Ekseriyetle Recep Tayyip Erdoğan'a yöneliş olduğu çok net görülüyor.

“SEÇİMİN İKİNCİ TURA KALIP KALMAYACAĞINI ERDOĞAN BELİRLEYECEK”

Ülkenin geleceğine elbette millet karar verecek.

Geldiğimiz son düzlük gösteriyor ki birinci turda Kılıçdaroğlu kazanamıyor. Erdoğan kazanıyor mu? Ona birazdan geleceğim.

Muhalefet partileri uzun bir müddet "Adayımız belli değil ama kime oy vermeyeceğimizi biliyoruz" diyorlardı.

Hatta Akşener'in masaya oturtmak isteyip de CHP'nin engellediği BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, Millet İttifakı’nın adayına "terlik" benzetmesi yaptı. Yani; "Erdoğan'ın karşısına kimi koyarlarsa koysunlar ona oy vereceğiz. Adayın önemi yok" demeye getirdi.

Peki Kemal Kılıçdaroğlu "beklenen aday" olabildi mi?

"Erken açıklarsak yıpranır" diyerek korumaya aldıkları aday Kılıçdaroğlu muydu?

Hayır!

Aslında aday Kemal Kılıçdaroğlu değildi!

Aday başka birisiydi; ama yapamadılar. İyi Parti'nin büyük hayal kırıklığını anlıyorsunuz değil mi?

Birçok muhalefet yöneticisi "Seçim ikinci tura kalır" diyerek aslında Kılıçdaroğlu'nun birinci turda kesinlikle alamayacağını ikrar etmiş oluyor.

Bu durumda birinci turun tek denklemi şu:

Yüzde 50'yi geçebilecek tek kişi Recep Tayyip Erdoğan!

Şayet o yüzde 50'nin altında kalırsa seçim ikinci tura kalıyor.

Yani seçimi birinci turda bitirmek de ikinci tura bırakmak da yine Erdoğan'a bağlı!

Yurt dışı oylar ve hevesli seçmen bana birinci turda bu işin biteceğini ve Erdoğan'ın 2023-2028 arası ülkenin Cumhurbaşkanı olarak yoluna devam edeceğini gösteriyor.

İkinci tur olur mu? Buna da millet karar verecek.

“NE OLUYOR?”

Kemal Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş, Özgür Özel, Aykut Erdoğdu; "Bir video falan ortaya çıkarsa sakın inanmayın" minvalinde şeyler söylüyorlar!

Hepsi aynı anda ve birdenbire aynı şeyi konuşmaya başladı!

Bir "ön alma" operasyonu mu?

Konudan haberim yok, ama bu telaş ne?

“SİYASET DEĞİL, MEMLEKET MESELESİ"

PKK elebaşları, "Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli devrilmeli" diyor!

Bunu duyup da ses etmeyenler!

Yazıktır!

AMA “Osman Öcalan da TRT'ye çıktı” öyle mi?

Ne dedi TRT'ye çıkıp!

"PKK Kürtleri temsil etmez" dedi.

Yani siz şimdi; "'Osman Öcalan PKK Kürtleri temsil etmez' dedi. Öyleyse biz de HDP ile ve dolayısıyla PKK ile iş birliği yapabiliriz" demeye mi getiriyorsunuz?

Yapın!

Türkiye’yi yeniden Amerika’nın kucağına atmak mı istiyorsunuz?

Atın!

AMA bilin ki ben sizden değilim!

Ülkemin kimseye peşkeş çekilmesine razı olamam!

Sömürgecilere ve plancılara karşı bir gazeteci olarak sonuna dek mücadele edeceğim!

Erdoğan HDP ile hiç ittifak yapmadı, ama CHP Genel Başkanı tam bir ittifak halinde!

Bu artık siyasi mesele olmaktan çıktı, memleket meselesi haline geldi!

Herkes Kılıçdaroğlu'ndan HDP önünde nöbet tutarak PKK'dan hesap soran aileleri ziyaret etmesini beklerken Kılıçdaroğlu ailelerden değil HDP'den yana saf tuttu!

Şahsım adına söylüyorum; PKK elebaşları "Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli devrilmeli" diyorsa ben Erdoğan ve Bahçeli’den yana saf tutarım!

Benim için mesele AK Parti ve MHP meselesi değil; ülkem söz konusu!

Ben tarafsız değilim; tarafım!

Türk Silahlı Kuvvetleri’nden tarafım!

Ben mazlumun son sığınağı, Peygamber Ocağı’nın bekçileri Mehmetçik'ten tarafım!

Ben hiç Türkçe bilmese de Türkiye’yi seven anne babalardan tarafım!

Kim üzerinde beş vakit ezan okunan Türkiye’yi seviyorsa kimliği, dini, ırkı, mezhebi ne olursa olsun bir arada yaşama iradesi gösteririm!

“İNCE VE OĞAN"

Muharrem İnce ve Sinan Oğan'ı iki denklem arasındaki oyun bozucu/kurucu olarak görmekten ziyade ayrı birer kutup ve denklem olarak görmek gerekiyor.

Her iki aday da kaybettirme/kazandırma amaçlı yola çıkmadılar.

Sinan Oğan da Muharrem İnce de kendi müstakil yolları olan adaylar!

Türkiye'deki demokrasi adına her ikisinin de aday olmasını doğru buluyorum.

SON SÖZ: Özdemir Asaf; “Sevmek birbirine bakmak değil, birlikte aynı yöne bakmaktır” der. Türkiye'yi “dünyanın lider ülkesi" yapacak olanlar bir masa etrafında oturanlar değil, farklı mekanlarda olsalar bile birlikte aynı yöne bakanlar olacaktır!