Hatay'daki huzurevinden Antalya'ya sevk edildiler! Yaşlıların hemen hepsindeki ortak durum duyanları üzdü
Deprem bölgesinde bulunan huzurevi ve rehabilitasyon merkezlerinden tahliye edilen bir grup Hatay'dan Antalya'ya geldi. Antalya'daki huzurevine yerleştirilen grubun büyük bir kısmı rahatsızlıkları sebebiyle depremi hatırlamıyor ve şu an nerede olduklarını soruyorlar.
Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremde binlerce kişi hayatını kaybetti ve yaralandı. Bunlarla birlikte on binlerce kişi de evini kaybederek, sokakta kaldı. Depremin vurduğu alanlardan birisi de yaşlı ve engellilerin yaşadığı huzurevleri ile rehabilitasyon merkezleri oldu. Buralarda kalan yaşlılar, farklı illerdeki bakım evlerine sevk edilmeye başlandı.
BİR KISMI UNUTMAYA ÇALIŞIYOR, BİR KISMI HATIRLAMIYOR
Malatya ve Hatay'dan gelecek yaklaşık 200 kişilik grup için de henüz açılışı yapılmayan Antalya Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü binası çalışanlar ve gönüllüler tarafından kısa bir sürede hazır hale getirildi. Önceki gece de Hatay'daki huzurevinden 47 kişilik bir grup buraya yerleştirildi. Gruptaki yaşlıların bir bölümü yaşadıkları korku dolu anları unutmaya çalışırken, büyük bir bölümü ise rahatsızlıkları nedeniyle depremi hatırlamıyor, hatta nerede olduklarını dahi bilmiyor.
'BAŞKA YERLERE GİDECEĞİMİZ SÖYLENDİ'
Depremi hissedince büyük bir sarsıntı yaşadıklarını ve çok korktuğunu söyleyen Ali Garibioğlu (70), “Uyurken bir sarsıntıyla uyandım. Çok müthiş bir sarsıntı, çok sallanıyordu ve çok uzun sürdü. Yapacak hiçbir şey yoktu dua etmekten başka. Sarsıntı durdu, ardından bir daha aynı şiddetle iki defa üst üste oldu. Hepimiz aşağıya indik. Aşağıda beklerken başka yerlere gideceğimiz söylendi. Konya, Adana, Antalya. Ne zaman gidilecek belli değil, aracın ne zaman geleceği belli değil. Yukarıdan döşekler indirdiler. Koridorlara serildi ve bir süre burada kaldık. Sürekli artçı depremler oluyordu" dedi.
'O ZAMAN DEPREMİN ŞİDDETİNİ ANLADIM'
Yaşadıkları korku dolu anları anlatan Garibioğlu, “Korkunun ötesini yaşadık. Olamaz böyle bir şey, anlatılmaz. Odadaki kocaman buzdolabı ortaya kadar geldi. Duvarlar hep çatladı. O zaman daha çok korktum, depremin şiddetini anladım. Antalya'ya geleceğimizi biliyorduk. Antalya deprem bölgesi değil müşterek bir şekilde geldik. Ben buraya geldiğime sevindim. Adana'ya gidenler de oldu ama Adana'da deprem oldu. Buna rağmen büyük bir mucize, biz çok ucuz kurtulduk. Bir ölü veya yaralı yok. Çok şiddetli, çok kötüydü" diye konuştu.
'BİR GECE BAHÇEDE UYUDUK'
Dışarı çıkınca depremin şiddetinin farkına varabildiğini söyleyen Emine Öcal (79), hislerini şu sözlerle anlattı:
“Sabaha yakın tıkır tıkır başladı. Sonra bizi alıp bahçeye indirdiler. Yatakları aşağıya indirdiler. Bir gece orada uyuduk. Ertesi gün buraya geldik. Korktuk tabi ama orada bize sahip çıktılar. Müdürlerimiz, kat görevlilerimiz bizim için uğraştılar. Çok şükür iyiyiz. Buraya da geldik ne güzel tertemiz her yer, memnunuz. Yemeğimizi, suyumuzu veriyorlar. Eğer olursa burada kalalım hiç gitmeyelim dedim oraya."
'BALKONUN ÇATISI UÇTU'
Yaşlılarla Antalya'ya gelen çalışanlardan Gökhan Öztürk, ailesinin iyi olduğunu gördükten sonra görevinin başına geldiğini söyledi. Öztürk, “Depremde evdeydim. Büyük bir sarsıntıyla uyandık. Ailemi çok zor kurtardım. Kendimizi dışarı attık ama bir taraftan giderken evin balkonunun çatısı uçtu, altında kalıyorduk. Sabah oldu amcam Kırıkhan ilçesinde, 5 katlı apartmanın altında kalmış. Onu kurtarmaya gittik, kurtardık. Hanımı vefat etti, çocukları yaralı kurtuldu" ifadelerini kullandı.
'DEPREM OLDUĞUNU HATIRLAMIYORLAR'
Hatay'dan Antalya'ya uzun bir yolculuk yaptıklarını belirten Öztürk, “İş yerimize yaşlıları kurtarmaya geldik. 4 günden beri huzurevindeyiz. Huzurevinden Antalya'ya gelmemiz söylendi, yaşlılarımızı getirdik. Hiç tereddüt etmeden geldik. Ailem çok şükür güvende. Yaşlılarımızdan 10 kişiye yakını aklı başında. Geriye kalan 30'u da hepsi rehabilitasyon görüyor. Deprem olduğunu, niye geldiklerini bile bilmiyorlar. Uzun bir yolculuk yaptık. Hatay'dan buraya gelene kadar sürekli yardım araçları gördük" dedi.