Hayırlı olsun, PKK Mayıs'ta silahları teslim edecek
Türkiye normalleşiyor.
Aldığım bilgiler; Milli Savunma’dan Dışişleri'ne, siyasi yetkililerden sahadaki haberlere dek PKK'nın Mayıs ayı içinde şayet büyük bir aksilik olmazsa kendini “süresiz lağvedip” silahları teslim edeceği yönünde.
Suriye'deki PKK, yani YPG/SDG; Suriye Devleti Ordusu’na katılacak, ancak buraya “dışarıdan gelenler” kabul edilmeyip ülkelerine dönecekler. Suç işlediği tespit edilenler tüm denklemlerin dışında kalacaklar.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “4 Mayıs, Malazgirt” mesajı esasında, “Süreyi uzatmayın. Uzanan eli tuttunuz, noktayı da koyun” uyarısıdır.
Sürecin en büyük kaybedeni İsrail...
Daha saldırgan hale gelecek. Saldırdıkça çemberi kendi kendine daraltacak. Bölgedeki 77 yıllık serüvenleri sonlarının gelmesine mani olamayacak. Niye bu kadar “ileri derecede” konuşuyorum? Artık bölgede “yerli üst akıl” kol geziyor.
ABD ise (Trump-Başkan Erdoğan görüşmesindeki kulislerden anladığım kadarıyla) iç siyasete karışmayacak, yani 5.kol faaliyetlerini desteklemeyecek. Suriye sahasında da Türkiye ile koordinasyon içinde hareket edecek.
“Trump’ın ne yapacağı belli olmaz” diyenler olabilir, haklılar da. Ancak Türkiye’nin ne yapacağı Ankara tarafından 1 sene önce belirlendi bile...
Süreç sabırla ve ilmek ilmek işlendi, işleniyor.
Sürecin iç siyasette en büyük kazananı muhalefet adına DEM Parti oluyor. İlk kez “Türkiye Partisi” olacaklar. Üzerlerinden “terör etiketi” kalkacak. Bundan sonra söyledikleriyle Türkiye’ye yön verme fırsatlarının da önü açılmış olacak.
“SARAÇHANE”
CHP yine tarihin yanlış tarafında duruyor.
Tam da büyük barış süreci varken, eski model arabaların benzini içtiği gibi ülkenin enerjisini emcüklüyor. (Emcükleme tabirinin patenti Özgür Bey’de)
Ekrem İmamoğlu koskoca CHP’yi adeta cendereye aldı.
“İmamoğlu’na yapılanlar bu kadar da olmaz” diyenler acaba, “İmamoğlu’nun yaptıkları bu kadar olur mu?” diye sordular mı? Ekrem Bey’in yaptıklarına kefil misiniz?
Ben, “Ekrem Bey suçludur” demiyorum. Zira şu aşamada gözaltı ve savcılık sorgusu var. Henüz netice yok. Ancak CHP içinden bir kitle maalesef Saraçhane üzerinden provokasyonların önünü açıyor ki ülkemiz ve muhalefet adına üzücüdür.
Ekrem Bey yine mağdur olur ve oylarını katlar mı?
Bu kez zor görünüyor.
Zira savcılık iddia ettiği durumları “somut ve inandırıcı” verilere dayandırmışsa “İmamoğlu büyüsü” tamamen bozulur. Aksi takdirde “mağduriyet havası” eser.
Somut verilerle toplum ikna olursa bu defa CHP kendi adayını belirlemek için acele etmez, bunu sürece bırakır.
Daha demokratik bir yarış olur.
“Ekrem Bey yorgunu bir CHP” var karşımızda, umarım onlar da yorgunluktan kurtularak ciddi bir muhalefet olma yoluna devam ederler.
“KONSERLER”
Belediyeler (yerel sanatçılar hariç) konser verdirmesin yahut konser ücretlerinin tavan fiyatı belirlensin.
80 milyonluk konser verdirip "Haberim yok" diyen belediye başkanları gördük!
Soruşturma açılınca da "Siyasi müdahale" deniyor.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
SON SÖZ: Algı, “Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olduğu için gözaltına alındı” şeklinde, ama doğrusu; “Ekrem İmamoğlu gözaltına alınacağını tahmin ettiği için cumhurbaşkanı adayı oldu” diye söyleniyor. Avukat Hasan Sınar, tam olarak böyle olmasa da bu minvalde konuşmuştu. Mansur Yavaş bile, "Seçime daha 3 yıl var. Bunları konuşmak için erken" diyordu.