Hiperaktivite nedir?
Hiperaktivite, henüz doğmadan başlar. Anne karnındayken başlayan aşırı hareketlilik, bebeğin doğmasıyla devam eder. Bebeklik döneminde hiperaktivite; zor uyuma, sürekli ağlama ve zor ikna edilme şeklinde görülebilir. Çocukluk çağında ise bu belirtilere sürekli koşturma, oradan oraya zıplama gibi durumlar eklenir. Hiperaktif çocuklar çoğunlukla yerlerinde duramaz, yaptıkları işi uzun süre devam ettiremezler. Sinirli, hırçın ve kaygılıdırlar. Kendilerini mutlu etmekte güçlük çekerler.
Hiperaktivite, çoğunlukla dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) adı verilen rahatsızlıktan kaynaklanır. Farklı bir deyişle hiperaktivite ile ilgili bozukluklardan biri de dikkat eksiliği ve hiperaktivite bozukluğudur. Kızlara göre erkeklerde 2-3 kat daha yaygın olarak görülen hiperaktivite sorununun ortaya çıkmasında genetik, biyolojik, psikolojik ve sosyal etkenlerin katkısı olduğu düşünülür. Çoğunlukla aile ve öğretmenlerin zor durumda kalmasına neden olduğu düşünülen hiperaktivite bozukluğu, çocuğun kendisini de olumsuz yönde etkileyen bir rahatsızlıktır.
Bebeklerde hiperaktivite belirtileri nelerdir?
Hiperaktif davranışlar, anne karnındayken başlayabilir. Anne adayı bu dönemde bebeğinin çok sık hareket ettiğinden bahseder. Bu hareketlilik doğumun gerçekleşmesiyle birlikte artarak devam eder. Bebeklik döneminde görülen hiperaktivite belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
* Huzursuzluk
* Sürekli ağlama
* Geç sakinleşme
* Uyaranlara karşı aşırı tepki
* Az ya da sık uyuma, sık sık uyanma
* Sürekli kucakta gezme isteği, oturulduğunda ağlama
Çocuklarda hiperaktivite belirtileri nelerdir?
Hiperaktif çocuklar, kendilerini herhangi bir oyuna vermekte güçlük çeker. Sakin bir şekilde oyunu oynamaya devam edemez. Başkalarının sırasını beklemez, sürekli araya girer. Sık sık hata yapar ve genellikle oyunu yarım bırakır. Kendisiyle konuşurken dinlemiyormuş gibi davranır. Aşırı derecede hareketlidir. Otursa dahi el ve ayakları hareket hâlindedir. Uzun süre oturmaz ya da sabit kalamaz. Çevredeki eşyaların üzerine çıkıp atlar. Sağa sola koşturur. Sürekli olarak kendi eşyalarını ve oyuncaklarını kaybeder. Unutkan ve dikkati sürekli dağınıktır. Okulda, derste ve evde ödev yaparken sürekli hareket hâlindedir. Öğretmenleri ve ebeveynleri tarafından yapılması istenenleri yerine getirme konusunda isteksizdir. Aileye karşı dirençli ve öfkelidir. Kardeşe fiziksel şiddet uygulayabilir. Sonunu düşünmeden hareket eder. Akranlarıyla farklı ortamlarda oyun oynarken sürekli uyumsuzluk çıkarır. Sıklıkla başkalarını yaptıkları işten alıkoyar ve rahatsız eder.
Hiperaktivite tanısı nasıl koyulur?
Anne karnında başlayan aşırı hareketlilik durumu, bebeklik ve çocukluk döneminde de devam eder. Okul öncesi erken çocukluk döneminde çocuğun hareketleri ve davranışları sürekli değiştiği için hiperaktivite, çoğunlukla 6 yaş ve üzerindeki okul çocuklarında ebeveynler tarafından fark edilir hâle gelir. Tıbben de çocuğa hiperaktivite tanısı koyulabilmesi için çocuğun en az 6 yaşında olması gerekir. Tanı için hekim görüşmesine çocuk ve ebeveynler birlikte katılmalıdır. Hekim, çocuğun ayrıntılı öyküsünü ailesinden dinler. Gerekli görüldüğünde nöropsikolojik açıdan değerlendirmek için testler yapar. Hekim, çocuğu endokrinolojik açıdan değerlendirmek ve hormon düzeylerini saptamak için bir dizi laboratuvar testi isteyebilir. Yapılan ayrıntılı değerlendirmenin ardından çocuğa hiperaktivite tanısı koyulabilir.
Hiperaktivite tanısı almış çocuğa nasıl davranılmalı?
Aile içinde kurallar konmalıdır. Bu kuralların net ve hiçbir koşulda esnetilemez olması son derece önemlidir. Hiperaktivite tanısı almış çocuğun olumlu davranışlarının cesaretlendirilmesi önemlidir. Çocukla ilgilenildiği belli edilmeli, olumsuz davranışlarından ziyade olumlu davranışlarından söz edilmelidir. Sık sık yaptıkları konusunda geri bildirimde bulunarak çocuğun davranışların ebeveynlerini ne kadar mutlu ettiğinden bahsedilebilir. Konuşarak öğüt vermek çoğunlukla çocuğun öfkelenmesine neden olur. Çocuğun yaramazlık yaptığını değil, bir rahatsızlıkla mücadele ettiğinin hatırlanması, anne ve babanın sabırlı, anlayışlı olması ve davranışlarını kontrol etmesi konusunda yardımcıdır. Tüm bunlar yapılırken bazı günlerde çocuğun yalnızca kötü bir gün geçirmiş olma ihtimali göz ardı edilmemelidir. Uzman hekim ile düzenli olarak iletişimde kalmak, çocuğunuzun iyileşme sürecinde yardımcıdır.
Hiperaktivite nasıl tedavi edilir?
Okul çağındaki çocukların yaklaşık %5'inde görülen hiperaktivite, doğru şekilde tedavi edildiğinde çocukta olumlu gelişmeler gözlenir. Böylece sosyal çevreye daha uyumlu ve topluma adapte bir hâle gelir. Hiperaktivite tanısı koyulduktan sonra ilaçlı ve ilaçsız tedavi yöntemleri değerlendirilir. Çoğunlukla her iki yöntem birden uygulanır. Bilişsel davranışçı terapi ve konuşma terapisi uygulanabilir. Bireysel eğitimin yanı sıra ebeveyn eğitimi de uygulanabilir. Hiperaktivite, tedavisi uzun süren bir rahatsızlıktır ve zaman içinde hastalığın belirtileri azalsa da kendiliğinden iyileşmez ya da tamamen geçmez. Kendi seyrine bırakıldığında yetişkinlik döneminde tekrar ortaya çıkabilir. Tedavi edilmemesi aynı zamanda çocuğun kişisel gelişimini ve akademik hayatını olumsuz anlamda etkiler.
Siz de çocuğunuzda hiperaktivite belirtilerinden birkaçının olduğunu düşünüyorsanız, gerekli testlerin yapılması için bir sağlık kuruluşuna başvurabilirsiniz.
Hiperaktiflik ve Yaramazlık arasındaki farklar
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu nöropsikiyatrik bir bozukluktur. Her yaramaz çocuk için hiperaktif demek doğru değildir. Yaramazlık zamana, mekana ve çocuğun bulunduğu ortamdaki kişilere bağlı olarak değişebilir.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu yanında başka sorunlar da görülebilir. Bunlar;
Özgün öğrenme sorunları: Harfleri ve heceleri eksik ya da ters okuma ve yazma, eldeyi unutma, toplama işareti yaptığı halde çıkartma yapma
İncemotor gelişiminde gecikmeler: Yazı yazarken yorulma, ince işlerde beceriksizlik, ayakkabı bağlama, çorap giyme, düğmelemede güçlükler
Duygu-durum sorunları: Israrcı olma, çabuk ağlama, doyumsuzluk, çok gülme, memnuniyetsizlik
Davranım sorunları: Agresif davranma, küfür etme, gerçeği söylememe, vurma, eşyalara zarar verme, otoriteyle sorunlar yaşama
Anksiyete bozuklukları: Anneden ayrılma güçlüğü, sınav kaygısı, başarısız olma korkusu, takıntılar, saplantılar,
Sosyal ilişkilerde zorluklar: Utangaçlık, özgüven eksikliği, göze bakma kısıtlılığı.
Çocuğunuzla ilgili bu endişeleri taşıyorsanız dikkat
- Çok hareketli, düz duvara tırmanıyor, rafları basamak yaptı.
- Sürekli gözüm üstünde, her an bir vukuat çıkarıyor.
- Çok konuşuyor, iki çift laf ettirmiyor, sesini ayarlayamıyor.
- Eli-ayağı, kaşı-gözü hep oynuyor.
- Gözü kara, tehlikelerden kendini korumuyor.
- Aceleci, sırasını beklemez, hemen olsun ister.
- Çabuk öfkeleniyor, sonra üzülüyor.
- Haklıyken hep haksız konuma düşüyor.
- Maymun iştahlı, her seste dikkati dağılıyor.
- Hareketli değil ama hayal aleminde gibi.
- Öğretmen, “Çok zeki ama yapamıyor” diyor.
- Komşuya gidemez, topluma çıkamaz oldum.
- Başa çıkamıyorum, benim psikolojim bozuldu diyorsanız, çocuğunuzda dikkat eksikliği veya hiperaktivite bozukluğu olabilir.