Polis ve göstericiler karşı karşıya! Tam bir kaos!

Hong Kong sokaklarında başlayan protesto eylemleri günlerdir devam ediyor. 10 binlerce insan sokaklara inmiş durumda. Çok sayıda polis ve çevik kuvvetin engellemeye çalıştığı protestolarda, polis ve göstericiler sık sık karşı karşıya geliyor, sert arbedeler yaşanıyor.

Hong Kong'un İngiliz yönetiminden Çin'e geçişinin 23'üncü yıldönümü olan 1 Temmuz'da iyice şiddetlendi. Çin hükümetine Hong Kong üzerinde yeni güçler veren tartışmalı güvenlik yasasının önceki gün onaylanmasıyla gerginlik zirve yaptı.

Hong Konglular bu tartışmalı yasaya itiraz ediyorlar ve Hong Kong'un Çin baskısından kurtulmasını istiyor. Çin'in yeni güvenlik yasasını yürürlüğe soktuğu Hong Kong'da bağımsızlık bayrağı açan göstericiler gözaltına alındı.

Gösterileri önlemek amacıyla şehrin bazı bölgelerine yaklaşık 4 bin polis konuşlandırıldı. Slogan atan veya bağımsızlık çağrısı yapan bayrak tutan herkes, şiddetin kullanılıp kullanılmadığına bakılmaksızın yasayı ihlal etmiş sayılıyor. Protestocularla dolu bir otobüse binmek bile yasadışı sayılabilir.

Çin’in Hong Kong Özel İdari Bölgesi’nde, Batılı ülkeler ve bölgedeki muhalif grupların karşı çıktığı tartışmalı Ulusal Güvenlik Kanunu'nun yürürlüğe girmesinin ardından yasa kapsamında ilk gözaltılar yapıldı.

Hong Kong'un Birleşik Krallık yönetiminden çıkarak resmi olarak Çin'e bağlanmasının 23. yıldönümünde Hong Kong'da sabah saatlerinde yapılan yürüyüşe polis, biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti.

İlk önce en az 70 kişinin gözaltına alındığı bildirilirken Hong Kong polisi, bunlardan ikisinin Hong Kong'un bağımsızlığını savunan bir bayrak taşıdıkları için gözaltına alındığını, bu kişilerin yeni Ulusal Güvenlik Yasası kapsamında gözaltına alınan ilk kişiler olduğunu açıkladı.

Daha sonra bu sayı yükseldi ve yüzlerci kişi gözaltına alındı. Yasadışı toplanma ve silah bulundurma da dahil olmak üzere 370'den fazla kişi diğer suçlamalarla gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında bayrak sallayan 15 yaşında bir kızın da olduğu bildiriliyor. Polis yetkilileri, bir memurun “keskin nesneler tutan isyancılar” tarafından kolundan bıçaklandığını söyledi. Şüphelilerin kaçtığını ve olayı gören protestocuların da yardım teklif etmediklerini eklediler.

Güvenlik Bakanı John Lee gazetecilere yaptığı açıklamada "Hong Kong'un bağımsızlığını savunmak yasaya aykırı" dedi. Hong Konglu yetkililer Kovid-19 salgını nedeniyle 50'den fazla kişinin kentte toplanmasını yasaklamıştı.

Muhaliflerin yaptığı yürüyüşte gözaltına alınanlar "yasadışı toplanma, güvenlik yasası ihlali, polise mukavemet ve silah bulundurma" ile suçlanırken, polis portestocuların attığı slogan ve taşıdıkları dövizlerin yeni yasa uyarınca ciddi suçlar teşkil edebileceği uyarısında da bulundu.

Yeni yasada neler var?

Batılı ülkeler ve bölgedeki muhalif grupların karşı çıktığı, "devleti yıkmak, vatana ihanet ve ulusal güvenliği tehlikeye atan eylemleri" yasaklayan Ulusal Güvenlik Kanunu, Hong Kong yönetimince salı günü onaylamıştı. Yasa bugün itibarıyla yürürülüğe girmişti.

Yasada en hafif ceza 3 yıl hapis, ağır ceza da müebbet hapis getiriyor. Hong Kong'da 2019'da yapılan demokratik özgürlüklerin korunmasını isteyen Pekin karşıtı gösterilerde eylemciler sıklıkla kentin altyapısına zarar vermişti. Yeni yasa ulaşım hizmetine zarar veren eylemleri terörizmle suçlamaya da imkan veriyor.

Pekin ayrıca yeni yasayla Hong Kong'da kendi polis gücünün bulunacağı bir güvenlik ofisi oluşturacak. Yasanın 38. maddesine göre bu suçlarla yabancı ülke vatandaşlarının suçlanmasının da önü açıldı. Yani yasayı ihlal ettiği düşünülen kişiler Hong Kong'a ayak bastıklarında gözaltına alınma ve tutuklanma tehlikesiyle karşı karşıya.

Çinli yetkililer yasanın geriye dönük olarak kullanılmayacağını belirtse de muhalifler bu konuda da endişeli.

Diğer ülkelerin tepkileri neler?

Hong Kong 1997'de Birleşik Krallık'tan Çin'e iade edilmiş, yapılan anlaşmada en az 50 yıl boyunca berlirli özgürlüklerin korunması garanti altına alınmıştı.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo yeni güvenlik yasasının "Hong Kong'un özerkiliğini yok ettiğini" savunarak "Çin Hong Kong halkona 50 yıllık özgürlük sözü verdi ancak sadece 23 yıl bunu tanıdı" dedi.

ABD'de ayrıca hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat Parti'den Kongre üyeleri zulüm riski altındaki Hong Kong vatandaşlarına mülteci statüsü tanıyan bir yasa tasarısı sundu. Tayvan hükümetiyse Hong Kong'da siyasi risk altındaki kişileri yardım için özel bir birim kuracağını duyurdu.

Japonya Dışişleri Bakanı Toşimitsu Motegi yasanın "Hong Kong halkı ve uluslararası toplumun güçlü endişelerine rağmen yürürlüğe sokulmasının üzüntü verici" olduğunu belirterek "Bu 'Tek ülke, iki sistem' prensibine güvene zarar verecek" dedi.

Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Dominic Raab ise "Çin, Hong Kong halkına ve uluslararası topluma yönelik yükümlülüklerinden geri adım attı. Hong Kong halkına verdiğimiz sözlerden geri dönmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel da "Bu karardan üzüntü duyduk. Bu yasa, Hong Kong'ın özerkliğine, bağımsız yargıya ve hukukun üstünlüğüne zarar veriyor" diye konuştu.

Aralarında Fransa, Almanya ve Birleşik Krallık'ın da yer aldığı Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nden 27 ülke de yaptıkları ortak açıklamada, Hong Kong'un özgürlüklerine "zarar veren" yasayı yeniden gözden geçirmesi için Çin'e çağrıda bulundu.