İBB’de FETÖ’nün karbon ayak izi…
16 Haziran 2019.
İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinin yenilenmesi öncesinde Cumhur ittifakı adayı Binali Yıldırım ile CHP-İYİ Parti-HDP ortak adayı Ekrem İmamoğlu, bugün Halk tv’nin sunucusu olan İsmail Küçükkaya moderatörlüğünde bir ortak televizyon yayınında karşı karşıya geldiler. Küçükkaya yayından bir gece önce İmamoğlu ile gizlice otelde buluşup bu yayının tarafsızlığını ahlaki olmayan biçimde sakatlamasına rağmen Binali Yıldırım bu yayını kabul etti, üstünde durmadı her zamanki çelebiliğiyle.
“VERİ KOPYALAMA BİR FETÖ TAKTİĞİDİR”
Binali Yıldırım o yayının bir yerinde, tarihe geçen ve bugün çok önemli bir sorun olan bir konu hakkında şu sözleri sarfetti:
“Veri yedekleme ayrı iştir kopyalama ayrı iştir. İstanbul’un verileri yedeklenir. Hem de bir yerde değil iki yerde yedeklenir. Bu güvenlik meselesidir. Belediye Başkanı’nın her şeyi inceleme yetkisi var. Ama neden kopyalama ihtiyacı duyuyor? İstediği zaman, istediği bilgiyi mahiyetindeki kişiler alır getirir. Veri kopyalama işi bir FETÖ taktiğidir. FETÖ yaptı bunu geçmişte. Bir de fecaat bir şey daha var, Ekrem bey üç tane dışarıdan yabancı uzman tayin etti. Devletin memurları dururken siz en önemli kritik yerlere, kozmik odalara dışarıdan adam tayin edip görev veremezsiniz…”
BİNALİ BEY NEDEN BÖYLE KONUŞMUŞTU?
Çünkü Ekrem İmamoğlu 31 Mart 2019’daki yenilenen seçimde bazı sandıkların yeniden sayımı sonucu 13 bin oy farkla başkan seçilince, göreve başladığı gün, ayağının tozuyla Teftiş Kurulu Başkanlığı'na verdiği talimatla 2 müfettiş ve 3 yabancı uzmandan oluşan 5 kişilik heyeti İBB’ye ait VERİ TABANINI, tüm dijital verileri ve kayıtları elektronik olarak kopyalamakla görevlendirdi.
Bu karar büyük tepki topladı. İstanbul 4. İdare Mahkemesi İmamoğlu’nun talimatı için 'yürütmeyi durdurma' kararı verdi. Sonra da bu talimat yürürlükten kaldırıldı.
HUYLU HUYUNDAN VAZGEÇMEDİ VE O SES KAYDI HER ŞEYİ ORTAYA ÇIKARDI
Bunları anlattım çünkü irtikap, rüşvet, nitelikli dolandırıcılık ve ihaleye fesat karıştırmak kapsamında örgütü ile birlikte tutuklanan Ekrem İmamoğlu dönemine dair her gün yeni bir skandalla güne uyanırken, bir SES KAYDININ ortaya çıkmasıyla birlikte korkunç bir hakikat daha patladı.
İBB Başkan Danışmanı ve İBB Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun, Kültür A.Ş. Eski Genel Müdürü Serdal Taşkın, Reklam İstanbul Şirketi Kurucusu, Adform adlı şirketin yöneticisi Uğurhan Atma arasındaki konuşmada kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilip siyasal amaçlarla kullanılacağı anlaşılmaktaydı.
Zaten bu üç kişi sorunun yaratacağı tehlikenin farkındaydılar. Nitekim Kayıtta şüpheli Taşkın, Ongun'a "DMP'den (Veri yönetimi platformu ile bizim bütün İstanbul'u gördüğümüz ortaya çıkar. Bizim için çok büyük bir sorun" diyordu.
“KİŞİSEL VERİLERİ ELE GEÇİRDİK, BDDK’YA MEDYA DİYE YUTTURDUK”
Ongun ise "Şimdi biz bu işi, ticari bir iş yapmak için girmedik bu işe. Biz bu işe bir SİYASAL MESELE olarak girdik, tabii para da kazanmam lazım” diyerek amacını itiraf ediyordu.
Bu ses kaydının nirengi noktası ise Serdal Taşkın’ın sözlerinde saklıydı:
"Ya benim korkum ne biliyor musun? Şimdi bir bankada biz yaşadık. Bankaya DMP kurduk. BDDK, DMP aldığını duyunca geldiler falan bayağı bir görüşmeler falan. Bir şekilde BDDK hiçbir şey de anlamadığı için bir şekilde MEDYA DİYE YUTTURDUK geçti. BDDK az daha bankaya 50-60 milyon ceza verecekti."
Bu Reklam İstanbul adlı şirket 2022-2024 yılları arasında Ongun’un başında olduğu Medya AŞ’den 70’i aşkın USULSÜZ İHALE almıştı…
“İSTANBUL SENİN” UYGULAMASI CAMBRİDGE ANALYTİCA SKANDALI GİBİ
Bu ses kaydında konuşulanlar hayata geçirildi.
Ekrem İmamoğlu’nun, Murat Ongun vasıtasıyla uygulamaya soktuğu “İSTANBUL SENİN” adlı uygulama tam da bu amaca hizmet ediyordu. Yani kişisel verilerin kaydedilmesi, kopyalanması ve bu verilerin Ekrem İmamoğlu’nun siyasi kampanyaları için sistematize edilip mesaj, yönlendirme amaçlı kullanılacak olması.
Ve aslında en az Cambridge Analitica skandalı kadar büyük ve şaibeli bir uygulama.
CAMBRİDGE ANALYTİCA NE YAPMIŞTI?
Bu şirket 2016’daki Trump kampanyasında ve Brexit referandumunda adı geçen bu veri analiz şirketi, milyonlarca Facebook kullanıcısının verilerini izinsiz topladı. Ama mesele yalnızca veri toplamak değildi. O verileri kullanarak, kime, ne zaman, nasıl bir siyasi mesaj verileceğini milimetrik hesaplarla belirlediler. Sosyal medyadaki verilere sahip oldukları için kişiye özel kampanyaların doğru hedef kitleye illegal ve etik olmayan bir biçimde ulaşmasını sağladılar.
İMAMOĞLU AMACINI 2019’DA ORTAYA KOYMUŞTU
İBB’yi yöneten ekip, bu ses kaydında, tam da bunu yapmayı hedeflediklerini açıkça ortaya koyuyor.
Bu konuda Gazeteci Ece Sevim’in araştırmasında (*) yapılmak isteneni okuyunca açıkçası çok ürktüm.
Ekrem İmamoğlu’nun gelir gelmez İBB’ye ait veri tabanını neden kopyalamak istediğini, amacının ne olduğunu o zamandan anlamak gerekirdi.
Peki ne yapılıyor bu İSTANBUL SENİN adlı uygulamayla?
Bakıldığında vatandaş için “faydalı” bir uygulama. Ama bizim cep telefonlarımıza her dokunuşumuz bir sinyal, her tercihimiz kategorik olarak etiketlenmemizi sağlıyor. İşe hangi yoldan gittiğimiz, kimin yanından geçtiğimiz, hangi saatte nerede olduğumuz…
KİTLE PSİKOLOJİSİNİ DİJİTAL AYAK İZLERİNDEN OKUMAK
Kişisel verilerin bu denli hoyratça kullanılması, sadece teknik bir ihlâl değil, tüm dünyada siyasal bir skandaldır ve büyük bir haber değeri taşır.
Bu bilgiler seçim kampanyalarının mikrotargeting (mikro hedefleme) çalışmaları için altın değerindedir.
Bu motivasyonun ikinci katmanı ise, duyguları yönlendirmektir. Zirâ kitle psikolojisini dijital ayak izlerinden okumak ve biraz müdahalelerle yeni duygular oluşturmak mümkün.
Troll ağına da bu sebeple ihtiyaç duyulur.
Facebook beğenileri, toplu ulaşım tercihleri, aplikasyon davranışları… Sosyal medyada çıkarılan profiliniz sayesinde, sizlerin davranışları izlenerek birer etiket verilir ve kendinizi analiz edilecek veri setinde “birler ve sıfırlardan oluşan” numaralar hâlinde bulursunuz.
Facebook’ta, Instagram’da yaptığınız beğeniler, hangi reel’de kaç saniye durduğunuz, TikTok’ta kimlere hediye gönderdiğiniz, hangi gönderiyi yorum yapacak kadar kıymetli bulduğunuz, kimleri takip ettiğiniz ve kimler tarafından takip edildiğiniz, hangi aylarda hüzünlü paylaşımlar yaptığınız, hangi mevsimlerde aşık olduğunuz, hangi siyasi partiyi desteklediğiniz, hangilerini destekleme potansiyeline sahip olduğunuz vb.
CASUS YAZILIM İLE KİŞİSEL VERİLER ÇALINMIŞ
Hepsi kaydediliyor, analiz ediliyor, sınıflandırılıyor.
Ses kaydında Reklamİst firma kurucusu ve aynı zamanda CHP Gençlik Kolları üyesi olan Uğurhan Atma seçim sürecinde de DNP denilen casus yazılımı ile kişisel veri çaldıklarını açık açık dile getirip "Seçimde bir DNP kullandık da. Adform'da yönetici olduğum için şöyle yaptım. Dedim ki, ‘Kesinlikle DNP alırlar seçimden 1 ay sonra, o yüzden DNP'nin tadına varsınlar’ dedim. O şekilde bedavaya aldırdım" dedi. Deşifre olan bu ses kaydıyla eş güdümlü olarak İstanbulluların tüm trafik verilerinin ABD'li USTDA adlı şirkete 5 milyon dolar 'hibe' karşılığında açıldığına dair haber gündeme düştü. Haber İBB'nin sitesinden apar topar silindi.
DAVA SÜRECİNDEKİ SORU:
VERİ HIRSIZLIĞI VE SİYASİ MANİPÜLASYON NASIL YAPILDI?
1-Bu sistemle kamu kaynakları hukuka aykırı olarak kullanılarak milyonlarca İstanbullunun verileri yasa dışı olarak istismar edildi mi? Yani İstanbul’da hiç kimsenin haberi olmadan BÜYÜK ÖLÇEKLİ BİR VERİ HIRSIZLIĞI mı gerçekleşti?
2- “İstanbul Kart” ve “İstanbul Senin” uygulamasıyla Uğurhan Atma’ya ait Adform firmasının veri havuzları da kullanılarak 2024 yerel seçim kampanyalarında siyasi manipülasyon yapıldı mı?
3- İBB Wi-Fi’yi kullananların tüm trafik verileri de izleme ve veri kaydetme maksadıyla kullanılmış mıdır? Zirâ İBB, ücretsiz internet kullanabilmek için de bu uygulamayı indirme zorunluluğu getirmişti.
4-İBB’nin İstanbul Kart’ı kullanabilmekiz için HES kodu eşleştirilmesi zorunluluğu getirmesinin amacı neydi? Sadece “toplum sağlığı” için mi?
Bunların cevabını dosyalardan öğreneceğiz.
BİNALİ YILDIRIM “FETÖ YÖNTEMİ VE TAKTİĞİ” DERKEN YANILMAMIŞTI
Evet, yapılanın bizzat FETÖ ve onun elemanları tarafından yapıldığına dair bir kanıt yok henüz ortaya çıkan. Ama yöntemin ABD’de konuşlanan, tüm sosyal mecralarda aktif olarak görev yapan FETÖ elamanlarının Türkiye üzerine çalışmalarından, hedeflerinden bağımsız olarak yürütüldüğünü söylemek için de saf olmak gerek.
CHP’nin tek başına yapamayacağı ve bu amaçla yetiştirilmiş elemanlarının ne kadar sınırlı olduğunu bildiğimizden tüm bu vahim uygulamada FETÖ’NÜN KARBON AYAK İZİ’ni aramak hiç de yanlış değil.
Üstelik tutuklananların bazılarının FETÖ’cü akrabalıklarını da bir SORU İŞARETİ olarak buraya koyalım.
Hem bu uygulamayla kamunun kaynaklarını kullanarak kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirip kitle psikolojisini İmamoğlu’nun çalışmaları için manipüle etmek hem de troll ağıyla kamuoyu oluşturmak affedilecek ve cezasız kalacak bir suç olamaz.
(*) https://ecesevim.com/2025/04/20/veriyle-yonet-reklamla-manipule-et-istanbul-gercekten-senin-mi/