İlk kez oy kullanacaklar kime oy verecek?

0:00/ 0:00

Geçtiğimiz günlerde bu sorunun cevabına ilişkin Optimar Araştırma ekibi olarak yaptığımız çalışmanın sonucunu sosyal medyada paylaştım. Oldukça yoğun ilgi gördü. Burada biraz daha detaylandırarak yazmaya çalışacağım.

Öncelikle şöyle bir ezber var, ‘’Z Kuşağı, iktidarı değiştirecek. Erdoğan’a oy vermeyecek.’’ Bu yaklaşım tek başına doğru değil. Diğer taraftan da sürekli gençleri eleştirerek olayları yorumlamak da doğru değil.

Antik Yunan’dan beri gençler sürekli eleştirile gelmiştir. Mesela Sokrates, ‘’Günümüzün çocukları lüksü seviyor. Kötü davranışları var, otoriteye başkaldırıyorlar, yaşlılara saygıları yok’’ demiştir. Aristoteles de, “Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumdalar. Kaba şekilde yemek yiyorlar. Yetişkinlere karşı saygısızlar. Ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenlerini sinirlendiriyorlar’’ diyerek eleştirmiştir.

Şimdiki gençler ise yetişkinlerin kendilerini eleştirdiklerinden çok onlar yetişkinleri eleştiriyor belki de. Eleştiri önemli, yapıcı eleştiri de. Eleştirel bakış açısı daha da önemli. Her önlerine konulana inanmasınlar. Araştırsınlar, kendileri için doğrusunu bulsunlar.

Her şeyden öte gençliğe güvenmek gerekiyor. Her dönemin iyileri kötüleri olur. Ancak bugün bazı gençlerimiz ABD ve Avrupa’daki gençleri geçmiş durumda. Kendilerini oldukça güzel yetiştiriyorlar.

GENÇLER HOMOJEN BİR YAPIDA MI?

Aynı zamanda yukarıdaki ezbere cevap da olacak; gençler Edip Cansever’in “Mendilimde Kan Sesleri” şiirindeki gibi:

“.. İnsan yaşadığı yere benzer 

O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer 

Suyunda yüzen balığa 

Toprağını iten çiçeğe 

Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine 

Konya’nın beyaz 

Antep’in kırmızı düzlüğüne benzer 

Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir 

Denize benzer ki dalgalıdır bakışları 

Evlerine, sokaklarına, köşe başlarına…’’

Dizeleriyle devam eden şiirdeki gibiyiz. Ailemiz, yaşadığımız çevre, beslendiğimiz kaynaklar bizi oluşturuyor. Nasıl Fatih Çarşamba’da yetişen bir gençle Bağdat Caddesi’nde yetişen genç bir olmuyorsa, Konya’da yetişen bir gençle İzmir’de yetişen genç de bir olmuyor. Ama İzmir’de de çok Konyalı var.

Yapılan birçok araştırma gösteriyor ki oy verme davranışı da babadan oğula, anadan kıza miras olarak geçiyor. 

İlk kez oy kullanacaklara seçmen sayısındaki artış rakamlarıyla da bir bakalım. AK Parti’nin ilk kez iktidara geldiği 3 Kasım 2002 seçimlerinde seçmen sayısı 41 milyon 407 bin 27. Aldığı oy oranı yüzde 34 idi. Daha sonraki 2007 seçimlerinde oy oranını yüzde 47’ye taşıdı. 2011 seçimlerinde seçmen sayısı tam olarak 10 milyon 709 arttı. AK Parti’nin oyu da yüzde 49 oldu. 7 Haziran ve 1 Kasım arasındaki değişim ve değişimin sebepleri kitaplara konu olacak düzeyde. 2018 seçimlerinde yeni seçmen sayısı 2 milyon 418 bin 460 olmuş. 14 Mayıs 2023 seçimlerinde ise 4 milyon 746 bin artacak. Bunların ne kadarı sandığa giderek oy kullanacak? 

İlk kez oy kullanacak seçmenler bazen sandığa gidip oy kullanmamayı tercih edebiliyorlar. Ancak, bu sefer farklı olacak.

Yaptığımız araştırmaya göre ilk kez oy kullanacak seçmenlerin yüzde 44,7’si Erdoğan’ı tercih ediyor. Yüzde 34,3’ünün tercihi ise Kılıçdaroğlu. Muharrem İnce’yi tercih edenlerin oranı yüzde 7,4, Sinan Oğan diyenler ise sadece yüzde 1. Binde 3’ü sandığa gidip oy kullanmayacağını söylerken kararsızların oranı yüzde 6,1, cevap vermek istemeyenlerin oranı ise yüzde 6,2.

Bu sonuçlar yukarıda da söylediğim gibi büyük bir örneklemle çalışmasının sonucu değil. Türkiye genelini temsilen 77 ilde yapmış olduğumuz araştırmadaki ilk kez oy kullanacakların analizinden çıkan sonuç. Ama diğer verilerle de değerlendirdiğimizde seçim sonucuna ilişkin tahminde bulunurken “Yeni seçmenden Erdoğan oy alamıyor’’ söylemi tek başına doğru değil. Başka faktörler de var. Yeni seçmen içerisinde “Teknofest Kuşağı” da var.