İmamoğlu’na ne dendiyse dalga geçti ve netice

Ekrem İmamoğlu savcıların sorularına “Muhatap almıyorum” demek yerine sağlıklı cevaplar verse daha iyi olmaz mıydı? Belki önümüzdeki süreçte net ve sağlıklı cevaplar alırız.

Umarım heybeden başka turplar çıkmaz. Yaşananlar “İstanbul adına” üzücü ve kayıp yıllar olarak tarihe menfi yönde geçti.

21 açık isimli tanık ve 4 gizli tanığın olduğu yerde mevzu tamamen “gizli tanıklar üzerinden yürüyor” algısı yanlış.

Kaldı ki “beraat-i zimmet” asıldır, “masumiyet karinesi” esastır; yani kişi doğuştan suçsuzdur. Suçun delilleriyle ispatı gerekir.

İmamoğlu süreci devam ediyor, edecek.

Sorgusu tamamlanan İmamoğlu şimdi hâkim tarafından “deliller ışığında” yargılanacak.

Ancak CHP’li yetkililer çok tehlikeli biçimde “sokak çağrısı” yapıyorlar. Süreci “hukuka uygun zeminde” takip etmekten imtina ediyorlar.

Süreç buraya gelene kadar 6 yıl boyunca Ekrem Bey defalarca eleştirildi, ama eleştiriler genelde görmezden gelindi.

“HEP ALAY ETTİNİZ, SOKAĞI DUYMADINIZ”

“İstanbul’da otobüsler yanıyor” denince duymazdan geldiler. “Öyle şey yok” deyip geçtiler.

İmamoğlu, İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek’i, "Evdeki evladın" diye tehdit edince "Ne var canım?" dediler.

Valiye "..t" dedi. “Yok canım, öyle demedi, basit dedi” diye açıkça alay ettiler.

YSK üyelerine “ahmak” dedi. “Yok, onu İçişleri Bakanı’na söyledi” diye dalga geçtiler.

Bir gün çıkıp; “Yanlış anlaşıldıysak özür dileriz” demediler.

"Terör unsurları ve kent uzlaşısı" denince güldüler.

"16 milyonluk İstanbul'da hizmet yok" denince "Sayemizde et gördünüz" dediler.

“Koca şehirdeki 17 adet Kent Lokantası sadece algı” dendi. Kahkahalar attılar.

"Fonlanan birileri var" denince alay ettiler.

Eleştirileri göz önünde bulundurup doyurucu cevaplar verseydiniz, şeffaf olsaydınız, dalga geçmeyip ciddiye alsaydınız bu günlere gelinmezdi.

Sizin yüzünüzden!

Yolsuzluk varsa araştırılsın demediniz!

Ekrem Bey "hakaret edince" savundunuz.

"İstanbul'da durmuyor" eleştirilerine kulak tıkadınız.

"Hizmet yoksa paralar nerede?" dendiğinde oralı olmadınız.

İstanbul'da kar yolları kapatınca büyükelçi ile balıkçıya gitmesini alkışladınız.

Görüntüler ortaya çıkınca eleştirmek yerine "Kim verdi görüntüyü" diye hedef saptırdınız.

“Adalardaki fayton atları nerede?” sorusuna hiç cevap vermediniz.

Atlar öldü, üzüntü beyan etmediniz.

Eleştirilerle üst perdeden dalga geçtiniz.

İnsanlarla alay ettiniz.

Şimdi gençleri sokağa dökme peşindesiniz!

Yine aynı yanlış hedeftesiniz!

Düzelin artık, insanların sizi duymasını beklediğiniz kadar siz de insanları duyun artık!

CHP hep böyle gitmez. Taşlar yerine oturunca herkes işine bakar.

“PROTESTO HAKTIR”

Herkesin eylem yapma hakkı vardır.

Hiç kimsenin polis taşlama hakkı yoktur.

Herkesin itiraz etme, sesini yükseltme hakkı vardır.

Hiç kimsenin sokak ortasında lastik yakma, yol kapatma, işgal etme hakkı yoktur.

Bir abinin dediği gibi; herkesin hayatına kimse karışamaz.

“EVRELER”

23 yıllık iktidara rağmen hâlâ favori Erdoğan’ın “Çıraklık, Kalfalık, Ustalık” dönemleri var. Ustalık döneminde “Terörsüz Türkiye” devrimi yaşanacak.

Ekrem İmamoğlu evreleri ise; “Engelleniyorum” diye başladı. “Hatırlamıyorum” diye devam etti. “Muhatap almıyorum” diye sonuçlanıyor.

Netice ortada!

Keşke bunlara gerek kalmasaydı da Ekrem İmamoğlu “sandıkta” yarışsaydı. Ben böyle bir yarışı görmek isterdim.

Ama yolsuzluk serüveni öyle büyümüş ki savcılığa şikayete gidenlerin neredeyse tamamı CHP’lilerden oluşmuş.

“FARKLAR”

Recep Tayyip Erdoğan, “devleti, milleti, vatanı kurtarmak için” halkı meydanlara davet ederken Özgür Özel, “Ekrem İmamoğlu’nu kurtarmak için” halkı sokağa davet ediyor.

Bir kişinin ikbali için tüm Türkiye’yi yakmayı göze alanlar var.

Bu mu demokrasi?

Birinde “tüm millet” var, diğerinde “tek kişi” var. Ama onlara göre “tek adam” olan Erdoğan!

“FETİ YILDIZ VE ÖZGÜR ÖZEL”

MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız duayen hukukçudur.

Aklından geçeni değil, hukukun kurallarını konuşturur.

Ölçüp biçmeden konuşmaz.

Özgür Özel; “Feti Yıldız’ı severim” dedikten sonra eleştirilerini sıraladı.

Özgür Bey size bir tavsiyem; bence Feti Başkanın mesajlarını iyi okuyun. Çünkü dönüp dolaşıp onun dedikleri çıkıyor.

Ben de Feti Yıldız’a, “Özgür Bey’e ne diyorsunuz?” diye sordum.

Kısa ve net cevap vererek; “Ben daima olanı söylüyorum ve hukukun gerçeğini söylemekle mükellefim” dedi.

“ÇIKMAZ SOKAK”

Gezi Parkı'ndan cumhurbaşkanı adayı çıkmaz!

Marjinal gruplardan, polis yaralayanlardan cumhurbaşkanı adayı çıkmaz!

Sokaklardan elbette cumhurbaşkanı adayı çıkar; ama sokakları yakıp yıkanlardan bu millete cumhurbaşkanı adayı çıkmaz!

“24 SAAT GEÇSEYDİ”

Mansur Yavaş daha Ekrem Bey cezaevine girdiği gün “Erken seçim” çağrısı yaptı. Aman Mansur Bey, “Daha 3 yıl var. Günü gelince konuşuruz” diyordunuz.

“Günü gelince” derken Ekrem İmamoğlu’nun cezaevine gireceği günü seçmeniz bir hayli manidar oldu.

SON SÖZ: Bundan sonra şuna bakacağız. “Belediye imkânları” varken bir Ekrem İmamoğlu vardı. Belediye imkânları elden gidince geriye ne kalacak, gerçekten bir Ekrem İmamoğlu var mıymış? Hep birlikte göreceğiz.