İmamoğlu’nun diplomasını konuşurken RTE Üniversitesi’ndeki ilginç olay! Mezun olmuş 8 öğrencinin diploması iptal edildi

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 1990 yılında YÖK tarafından tanınmayan Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne bağlı İşletme Fakültesi’nin İngilizce İşletme bölümüne, yüksek puan tutturan öğrencilerin hakkına girerek yasa dışı yatay geçişle kaydını yaptırtıp “mezun” olmasını, hatta bir de diploma almasını konuşurken aldığım bir haber, meselenin ne denli ciddi olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Bu aynı zamanda ahlaki anlamda da problemli olan söz konusu yasa dışı idari işlemin gereğini yapmayan İstanbul Üniversitesi ve YÖK için de ibretlik bir haber.

Olay, Rize’deki Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Eğitim Fakültesi’nde, Yükseköğretim Kurulunca verilen görüş doğrultusunda çift anadal programına kayıtlı 114 öğrenciden 34’ünün kaydının öğrenim yaparken silinmesi, bunların arasından mezun olan 8 öğrencinin de ikinci ana dal diplomasının iptal edilmesiyle ilgiliydi.

Gelişmelerin başlangıcı şöyle:

RTE Üniversitesi’nin Eğitim Fakültesine bağlı bölümlerde okuyan öğrenciler, ikinci anadal eğitimi yapıp diploma alma imkânına sahip. Bu imkân “Yükseköğretim Kurumlarında Ön lisans ve Lisans Düzeyindeki Programlar Arasında Geçiş, Çift Anadal, Yan Dal ile Kurumlararası Kredi Transferi Yapılması Esaslarına İlişkin Yönetmelik” çerçevesinde sağlanıyor.

Ancak Eğitim Fakültesi’ne kayıt yaptırabilmek için üniversite sınavlarında ilk 300 bin arasına girmek gerekiyor.

Eğitim Fakültesi yönetimi, 2019 yılına dek, öğrencilerinin okula girişte zaten ilk 300 bin arasında yer aldığını değerlendirerek, ikinci anadal yapmak istediği bölüm için 300 bin şartı aramıyordu.

Şöyle izah edelim.

YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİNİ ÖĞRENCİ DE FAKÜLTE DE DİKKATE ALMAYINCA OLAN OLDU

Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi bölümünde okuyan bir öğrenci, eğer ikinci ana dal eğitimi için Matematik ve Fen bilimleri Eğitimi bölümüne kayıt yaptırmak istiyorsa, üniversite sınavından o bölüm için ilk 300 bin içine girme şartı aranmıyordu.

Gelgelelim 2019 yılında işler değişti.

Fakülte yönetimi, yönetmeliğin 16. Maddesine “Başarı sıralaması şartı aranan programlarda çift anadal yapmak isteyen öğrencinin, bu Yönetmelikte belirlenen diğer şartların yanı sıra kayıt olduğu yıldaki ilgili programın Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen başarı sıralaması şartını sağlamış olması gerekir.” cümlesini ekledi.

Bu tarihten sonra ikinci ana dal eğitimi için 114 öğrenci kayıt yaptırdı. Fakat onların arasından 34 öğrenci, yönetmeliğin 16. Maddesine eklenen yukarıdaki cümleyi fark etmemiş ya da okumamıştı. İşin fenası bu durumu öğrencilerin kaydını yapan öğrenci işleri görevlileri ve fakülte yöneticileri de gözden kaçırmış ya da ihmal etmişti.

YÖK GÖRÜŞ BİLDİRDİ: “DİPLOMALARI İPTAL EDİN”

Bu durum fark edilince de Yüksek Öğretim Kurulu YÖK’ten görüş istendi. YÖK’ün verdiği görüş doğrultusunda çift anadal programına kayıtlı 114 öğrenciden 34’ünün öğrencinin kaydı silindi. Bu öğrencilerden mezun olan 8’inin de diploması iptal edildi.

RTE Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sekreteri Hasan Avcı ile konuştum.

Bana yaşananları anlattıktan sonra diploması iptal edilen ve kaydı silinen öğrencilerden kimilerinin dava açtıklarını, Rektörlüğün de bu dönemlerde görev alan tüm sorumlular hakkında soruşturma açtığını belirterek “Süreç devam ediyor” dedi.

Hasan Avcı, durum öğrenci işlerinin ve yönetimin de gözünden kaçtığı için sorumluluk hissedip kayıtları silinen ve diplomaları iptal edilen öğrencilere puanlarının tuttuğu ana dallarda eğitim imkânı sunduklarını da söyledi. Ama bu teklifi çok az öğrenci kabul etmişti.

REKTÖRLÜK İDARE HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATTI

Avcı bu arada diploması iptal edilen ve dava açan öğrencilerden birinin mahkeme ara kararının geldiğini, kararda öğrencinin haksız bulunduğunu bildirdi.

Mahkemenin kararı şüphesiz yasalara uygun. Çünkü yapılan duyuruda “Yönetmelikte belirtilen şartların yerine getirilmesi gerektiği” belirtiliyorsa artık öğrenci bu yükümlülüğün ve sorumluluğun altına girmekte.

Ama madalyonun öteki yüzünde de idarenin sorumluluğu bulunmakta. Öğrencinin ikinci ana dala kayıt için gerekli olan tüm koşulları sağlayıp sağlamadığını kontrol ederlerken bu hususu nasıl gözden kaçırabilirler? Hasan bey “Doğru, zaten rektörlük de bu konuda soruşturma açmış durumda” dedi.

Görüldüğü üzere yasa dışı bir idari işlem ile kayıt yaptırdığınızda başınıza geleceklerin ne olduğu RTE Üniversitesi’nde yaşananlarla ortaya konmuş durumda.

Takdir edilmesi gereken de şu:

RTE Üniversitesi’nde her şeyin şeffaf biçimde yürütülmesi ve sorumluluğun üstlenilmesi.

YÖK VE İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ NEYİ BEKLİYOR?

Acaba bundan YÖK ve İstanbul Üniversitesi Rektörü bir hisse çıkarabiliyor mu?

Tabii en başta da olayın baş kahramanı, yasa dışı yatay geçişin sorumlularından Ekrem İmamoğlu.

Bu yüzden YÖK, RTE Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde yasa ve yönetmeliklere aykırı olarak kayıt yaptıran öğrencilerin, mezun olduktan sonra DİPLOMALARININ İPTALİ YÖNÜNDE GÖRÜŞ bildiriyorsa, Ekrem İmamoğlu’nun yasa dışı yatay geçişi ve diplomasıyla ilgili neden görüş bildirmiyor doğrusu çok merak ediyorum.

HAKEDİLMEMİŞ BİR DİPLOMAYI KULLANMAK “MÜTEMADİ SUÇ” KAPSAMINDA

Oysa baktığımızda Ekrem İmamoğlu gayet pişkin ve iptal edilmesi gereken diplomasını hak etmediği halde kullanabiliyor.

Üstelik bu durumun bir cezai sorumluluğu da var.

Türk Ceza Kanunu’nun 204. Maddesi’nde “Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” denmekte.

Ekrem İmamoğlu ve yasa dışı yatay geçişle kayıt yaptırdığı İÜ İşletme Fakültesi İngilizce İşletme Bölümü’ne girerken yukarıdaki kanun hükmü gereğince sahte bir resmî belge düzenlemiş midir? Gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmiş ya da kullanmış mıdır bilemiyoruz. Bunu ortaya çıkaracak olan hukuki süreçlerdir. Ancak bu hukuki sürecin bir an evvel başlaması ve Ekrem İmamoğlu’nun diploması kuvvetli şüphe nedeniyle iptal edilmelidir.

Görüldüğü üzere yapılan idari işlem bir SUÇ olarak tanımlanıyor.

Konuştuğum hukukçular bu tür suçların MÜTEMADİ SUÇ olarak tanımlandığını ifade ediyorlar.

Yani DEVAM EDEN SUÇ.

Suç oluşturan eylem nedeniyle ortaya çıkan hukuka aykırı sonucun birden sona ermeyip zaman içinde devam etmesi ve bu devamlılığın failin iradi bir davranışına bağlı olması durumu.

Şimdi Ekrem İmamoğlu bu diplomayı yukarıda anlattığımız yöntemlerle yasa dışı olarak elde etmişse bu bir suçtur. Aynı zamanda hukukçulara göre suç işlemeye devam etmektedir.

Nasıl?

Çünkü Ekrem İmamoğlu suçun belgesi olan diplomayı kullanmaya devam ederek suç işlemeye de devam etmektedir.

Bu yüzden suçun tanımlarına baktığımızda bunun MÜTEMADİ SUÇ kapsamına girdiği görülmekte.

Öte yandan ceza hukukunun temel kurallarından biri de şudur:

“Kaç tane eylem varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza vardır.”

Bilinsin istedim.