İran ve İsrail'in orduları ne kadar güçlü? İşte İran'ın askeri kapasitesi
İsmail Haniye suikastının ardından İran'ın nasıl bir misilleme yapacağı merak ediliyor. Bu süreçte İran ve İsrail ordularının ne kadar güçlü olduğu merak konusu oldu. İran ambargolardan dolayı füze ce dronlarını kendisi üretiyor. İşte İran ve İsrail’in askeri kapasitesi…
İran, İsrail'e misilleme yapacak mı? Dünya bu sorunun yanıtını gergin bir şekilde bekliyor. Peki, İran ve İsrail'in orduları ne kadar güçlü? İran'ın askeri kapasitesi ne?
Ortadoğu’nun en büyük ordularından birisine sahip olan İran’ın 580 bin askeri var. 200 bin de yedek askeri bulunuyor.
Ordu ve devrim muhafızları ayrı ayrı kara, hava ve deniz birliklerine sahip. İran sınırlarının korunmasından devrim muhafızları sorumlu.
Tüm bu kolların koordinasyonunu genelkurmay başkanı sağlıyor. Genelkurmay başkanı stratejilerin belirlenmesinden de sorumlu.
Devrim Muhafızlarının bünyesinde Kudüs gücü de bulunuyor. Kudüs güçleri İran'ın direniş ekseni içinde yer alan grupların eğitiminde, silahlandırılmasında ve desteklenmesinde görev yapıyor.
Bu gruplar arasında Lübnan'da Hizbullah örgütü, Irak'ta Şii milisler, Gazze'de Hamas ve İslami cihad örgütleri ile Yemen'de Husi milisler bulunuyor.
Bu vekil güçlerin, İran ordusunun içinde yer almasalar da olası bir saldırı anında İran'ı destekleyeceklerine dikkat çekiliyor. İran'ın bu vekil güçlere, drone, balistik füze ve seyir füzesi temin ettiği biliniyor.
Vekil güçler arasında İran'a en yakın olansa Lübnan'daki Hizbullah örgütü.
İran'da ordunun baş komutanıysa tüm önemli konularda son kararı veren dini lider Ayetullah Ali Hamaney.
İran'ın onyıllardır askeri stratejisi caydırıcılık politikası üzerine kurulu. Özellikle uzun menzilli füzeler, drone ve hava savunma sistemlerine önem veriliyor.
Ordunun hücumbotlar ve küçük denizaltı filoları da bulunuyor. İran'ın, petrol sevkiyatını aksatmak için Hürmüz boğazı ve Basra Körfezini kapatma tehdidini bu filolarla hayata geçirebileceği konuşuluyor.
İran, Ortadoğu'da en fazla drone ve füzeye sahip ülkelerden biri.
Seyir ve gemi savar füzelerinin yanısıra balistik füzeleri de bulunuyor. İran 2 bin 500 kilometre menzile sahip Secil (Sejil) füzelerinin, saatte yaklaşık 17 bin kilometre hıza ulaşabildiğini iddia ediyor.
Bu füzelerle İran'ın İsrail dahil Ortadoğu’da tüm hedefleri vurma kapasitesine sahip olduğuna dikkat çekiliyor.
İran'ın envanterinde bulunan bir diğer füzeyse yaklaşık 2 bin kilometre menzile sahip Kheibar. Hacı Kasım füzesinin menziliyse bin 400 kilometre. Bu füze adını Ocak 2020'de ABD saldırısında öldürülen İran devrim muhafızları komutanı Kasım Süleymani'den alıyor.
İran 2023'teyse ilk hipersonik balistik füzesini üretteğini duyurdu. hipersonik füzeler sesten 5 kat hızlı hareket edebiliyor.
iran'ın füze programını Kuzey Kore ve Rusya'yı baz alarak oluşturduğu ve Çin'den de destek aldığı belirtiliyor.
İran son yıllarda drone programına da ağırlık verdi. yaklaşık 2 bin 500 kilometre menzili bulunan ve radara yakalanmamak için alçaktan uçan dronelar geliştirildi. Muhacir 10 isimli drone'un tanıtımı geçen yıl yapıldı.
İran dronlerını ihraç da ediyor. İran dronlarının Ukrayna'da Rusya tarafından kullanıldığı söyleniyor. İran dronlarının son olarak Sudan'daki çatışmalarda da kullanıldığı yönünde haberler çıktı.
İran'ın üsleri ve mühimmat depolarıysa ülke geneline yayılmış durumda. bu üsler ve depolar hava savunma sistemleriyle korunuyor ve yeraltında bulunuyor. Bu nedenle hava saldırılarıyla hedef alınmalarının zor olduğuna dikkat çekiliyor.
İran, uluslararası yaptırımlar nedeniyle yüksek teknoloji silah ve mühimmatları ülke dışından temin edemiyor.
1980'lerde 8 yıl süren İran-Irak savaşı sırasında da çok az ülke İran'a silah satmayı kabul etmişti.
1989'da Ayetullah Ali Hameney, dini lider olunca devrim muhafızlarına silah endüstrisini geliştirmeleri ve iç üretime yönelmeleri talimatı vermişti. Bunun için kaynak da ayrılmıştı.
Savunma üretimine öncelik verilmesiyle Günümüzde İran, füze ve dronelerını kendi üretir hale geldi. donanma gemileri ve zırhlı araç yapımındaysa istediği sonuçlara tam ulaşamadı. Filo üretimini geliştirmeye ve modernize etmeye çalışırken kuzey kore'den küçük denizaltılar satın aldı.
İran’ın elinde yaklaşık 300 kilometre menzile sahip gemi savar füzeleri de bulunuyor. Khalid Farzh isimli bu füzeler 1 tondan fazla savaş başlığı taşıyabiliyor.
Uzmanlar İran'ın en zayıf birimininse hava kuvvetleri olduğunu böylüyor. savaş uçaklarının büyük bölümü ülkeyi 1941-1979 yılları arasında yöneten Şah Rıza Pehlevî döneminden kalma. Yedek parçaları olmadığı için birçoğu artık kullanılamıyor.
İran'ın tank ve zırhlı araçlarının da eski olduğuna dikkat çekiliyor. İran'ın ellindeki savaş gemileri de sınırlı.
Küresel askeri güç sıralamasına göre asker sayısı bakımından İran 14'üncü, İsrail ise 17'inci sırada yer alıyor.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü verilerine göre ortadoğu'da en fazla askeri harcama yapan ülke Suudi Arabistan'dan sonra İsrail. İsrail'in askeri harcamaları 2023'te yüzde 24 artarak 27 buçuk milyar dolara çıktı. İran ise ortadoğu'da silahlara en çok harcama yapan dördüncü ülke konumunda. İran'ın askeri harcamaları 2023'te 10 milyar doları aştı. Askeri harcamalarda devrim muhafızlarına ayrılan bölüm 2019-2023 yılları arasında yüzde 27'den yüzde 37'ye yükseldi.
İSRAİL ORDUSU
İsrail ise dünyanın en gelişmiş hava kuvvetlerinden birine sahip. Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü'nün (IISS) hazırladığı, küresel askeri kapasiteleri değerlendiren ve savunma bütçelerini içeren rapora göre İsrail F-15, F-16 ve en yeni F-35 uçakları da dahil olmak üzere en az 14 savaş uçağı filosuna sahip.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün (SIPRI) küresel silah transferlerine ilişkin yayınladığı son araştırmasına göre 2019-2023 yılları arasında İsrail'in silah ithalatının yüzde 69'u ABD, yüzde 30'u ise Almanya'dan gerçekleştirildi.
İsrail bunun yanı sıra dünyanın en gelişmiş hava savunma sistemlerinden birine sahip.
10 yıldan uzun süredir kullanılan Demir Kubbe, İsrailli savunma şirketi Rafael ile İsrail devletine ait Hava ve Uzay Sanayileri kurumu tarafından ortak geliştirildi.
İsrail basınında yer alan haberlerde, üretiminin ilk etapta tamamen ülkenin kendi kaynaklarından karşılanması planlanıyordu.
Ancak seri üretime geçilmesinin ardından ABD'den alınan finansal destek karşılığında sistem bileşenlerinin yarısı ABD'de üretilmeye başlandı.
Demir Kubbe, roket, füze ve havan toplu gibi kısa menzilli saldırılara karşı kullanılıyor.
İRAN VE İSRAİL'İN NÜKLEER SİLAHLARI VAR MI?
İsrail'in kendi nükleer silahları olduğu düşünülüyor ancak bu konudaki resmi açıklamalarında muğlak yanıtlar vermeyi sürdürüyor.
İran'ın nükleer silahı olmadığına inanılıyor ve Tahran yönetimi sivil nükleer programını nükleer silah geliştirmek için kullanmaya çalıştığı yönündeki iddiaları reddediyor.
Geçen yıl Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, İran'ın yer altındaki Fordo adlı nükleer tesisinde yüzde 83,7 saflığa kadar zenginleştirilmiş uranyum parçacıkları tespit etmişti.
Zenginleştirilmiş uranyum, nükleer yakıtın yanı sıra nükleer silah yapımında da kullanılabiliyor.
Nükleer silah için uranyumun yüzde 90 oranında zenginleştirilmesi gerekiyor.
İran, yanıt olarak zenginleştirme seviyelerinde "istenmeyen dalgalanmalar" meydana gelmiş olabileceğini söyledi.
Tahran yönetimi, 2015 yılında ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya ile imzaladığı bir nükleer anlaşma kapsamında sadece düşük düzeyde zenginleştirilmiş uranyum üretmeyi kabul etmişti.
Ancak eski ABD Başkanı Donald Trump'ın 2018'de anlaşmadan çekilmesi ve İran'a yönelik yaptırımları sürdürme kararı almasından bu yana anlaşma çökmeye yakın.
Tahran yönetimi anlaşmayı ihlal ederek iki yılı aşkın süredir uranyumu yüzde 60 saflığa kadar zenginleştiriyor.