Eski hastane binasında mide bulandıran olay!.. Mahalleli isyan etti!.. Fuhuş yapanlar, madde bağımlıları..!
Isparta Devlet Hastanesi'nin Şehir Hastanesi'ne taşınması sonrası atıl kalan taş binasının madde bağımlıları ve fuhuş yapanlar tarafından kullanıldığını öne süren vatandaşlar adeta isyan etti.
Binanın bulunduğu Doğancı Mahallesi muhtarı Ali Divarcı, bazı odaların yatak odası gibi dizayn edildiğini ve kullanıldığını söyledi. Hastanenin bodrum katında bulunan ve arşiv deposu olarak kullanılan alanın da boşaltılmadığını, hasta bilgilerinin yer aldığı dosyaların ortalığa saçıldığını belirten Divarcı, "Yeşil reçeteli ilaç kullananlar, Sağlık Kurulu raporları, kan tahlil sonuçları gibi özel durumların yer aldığı bilgilere ulaşmak son derece kolay. Bu durumun kişi haklarının ihlali anlamına gelir. Buna nasıl izin verilir" dedi.
Isparta Devlet Hastanesi'nin Şehir Hastanesi'ne taşınmasından sonra 2 yıldır atıl kalan tarihi taş bina, fuhuş başta olmak üzere madde bağımlıları tarafından kullanılmaya başlandı. Madde bağımlılarının barındığı mekan haline gelen binanın en üst katının ise yatak odası olarak dizayn edildiği görüldü. İçeride bulunan ve hala kullanabilir durumda bulunan birçok eşya ile tıbbi malzeme talan edildi. Binlerce hastanın özel bilgilerinin saklandığı arşiv bile hala binada duruyor.
Hastanenin bulunduğu Doğancı Mahallesi muhtarı Ali Divarcı, eski hastane binasının boşaltılmasının ardından diğer binaların yıkıldığını bu binanın ise yıkılmaması yönünde karar alındığını belirtti. Boş kalan binanın uyuşturucu madde bağımlıları ve fuhuş yapanların mekanı haline geldiğini belirten Divarcı, "Daha düne kadar ön kapısı bile açıktı. İsteyen rahatça girip çıkabilecek durumdaydı. Hal böyle olunca buraya o kişiler dadanmış. İçeride manzara berbat" dedi.
Taş binanın ve 62 bin 500 metrekarelik alanın Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nin kullanımına tahsis edildiğini kaydeden Divarcı, "Haber vermemiz üzerine bugün bir yetkili gelerek ön kapıyı kilitledi ve en kısa zamanda binanın çevresinin telle kapatılacağı bilgisini verdi. Aşağıda adam kesseler kimsenin haberi olmayacak, günlerce cenazesini kimse bulamaz" diye konuştu.
Hastane binası boşaltıldıktan sonra değerlendirilebilecek çok sayıda malzemenin bırakıldığı ve bu malzemelerin kimliği belirsiz kişilerce çalındığını, zarar verildiğini kaydeden Ali Divarcı, "Diyaliz hastalarının kullandığı ve daha poşetinden çıkmamış setler, kan alma tüpleri, enjektörler, telefon makineleri hatta büyük çaplı bir klima halen hastane binasında" dedi.
Hastanenin bodrum katında bulunan ve arşiv deposu olarak kullanılan alanın da boşaltılmadığını, hasta bilgilerinin yer aldığı dosyaların ortalığa saçıldığını belirten Divarcı, "Yeşil reçeteli ilaç kullananlar, Sağlık Kurulu raporları, kan tahlil sonuçları gibi özel durumların yer aldığı bilgilere ulaşmak son derece kolay. Bu durumun kişi haklarının ihlali anlamına gelir. Buna nasıl izin verilir" dedi.
Muhtar Ali Divarcı, hastane binasının sadece 100 metre ilerisinde Nazmi Toker Ortaokulu'nun bulunduğuna dikkat çekerek, "Çocuklar okuldan çıktıktan sonra bu boş alanda geziniyor. İçeri girseler burada binlerce enjektör, sağlık malzemesi var. Mikrop yuvası haline gelen bu alan onlar için çok riskli. Hemen ana giriş kapısı yakınında binanın kanalizasyon rögarı var. En azından 5 metre derinliği olan bu rögarın kapağı bile yok. Karanlıkta biri düşse kurutulması imkansız. Ölmese de kesin sakat kalır ve yalnız başına çıkmasının imkanı yok. Biz mahalle halkı olarak kötü birşey olmadan bu konuya çözüm bulunmasını istiyoruz" dedi.
Mahalle sakinleri ise hastane binasının son katındaki bazı odalardaki hasta yatakların üzerine çarşaf, battaniye serilerek yatak odası haline getirildiğini söyledi. Vatandaşlar, "Burayı resmen fuhuş yuvası haline getirmişler. Hatta o kadar ileri gitmişler ki doğum günü kutlaması bile yapmışlar. İçki şişeleri, iyi ki doğdun yazan yaş pasta süsleri, fuhuş yapıldığını işaret eden ne ararsan var" diye tepki gösterdiler.
Vatandaşlar, hastanenin faal olduğu dönemlerde yoğun bakım ünitesi olarak kullanılan bölümünde çoğu tıbbi malzemenin yanı sıra borik asit gibi tehlikeli maddelerin de olduğunu söyledi.
Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Kamuoyunda ve yerel basında eski Devlet Hastanesi taş binası ile ilgili çeşitli haberler yer almıştır. Kamuoyu söz konusu binanın üniversitemize ait olduğu bilgisine sahip olduğu için kurumumuza 'binaya ilgisiz' şeklinde eleştirilerde bulunulmuştur. Bu bilgiler yanlıştır. Söz konusu arazi ve binanın üniversitemize resmi tahsisi 09.12.2019 tarihinde yani bir hafta önce yapılmış olup, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Milli Emlak Müdürlüğünden teslim alınmıştır. Dolayısıyla bina ve arazideki sorumluluk bu tarihten öncesinde kurumumuza ait değildir. Tahsisten hemen sonra okulumuza yeni fiziki alanlar kazandırmak için acil bir şekilde proje çalışmaları başlamış olup, gelişmelerle ilgili kamuoyu gerektiğinde bilgilendirilecektir" denildi.