Ülkemizde kızamık vakalarında artış görülürken uzmanlar özellikle İstanbul’a dikkat çekerek bölge bölge uyarılarda bulundu. Dr. Çınla Nişli Kaya, kızamık vakalarının İstanbul Avrupa yakasının kuzey ve iç kesimlerinde yoğunlaştığını söyledi.
İSTANBUL'DA RİSKLER AÇIKLANDI
İstanbul’da Esenyurt, Başakşehir, Bağcılar, Bahçelievler, Güngören, Esenler, Bayrampaşa, Sultangazi, Gaziosmanpaşa, Kâğıthane ve Şişli’nin riskte olduğu doktorlar tarafından aktarıldı.
Uzmanlara göre Türkiye'de, 2013'den sonraki en büyük kızamık salgını yaşanıyor. DSÖ'nün 31 Mayıs 2023'de yayınladığı ve “2022 Mayıs ile 2023 Nisanö tarihleri arasında tespit edilen kızamık vaka verilerini içeren son haritasına göre, ilk üç sırada Türkiye, Rusya ve Tacikistan yer aldı.
ÇOĞUNLUK İSTANBUL'DA
DSÖ'nün Nisan ayında yayınladığı bir önceki verisinde, Türkiye iki, Tacikistan birinci sırada yer alıyordu. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaparak kızamık açısından bir salgınının söz konusu olmadığını, tespit edilen hastaların kontrol altında olduğunu ve filyasyon çalışmalarının titizlikle yürütüldüğünü vurgulayarak, tespit edilen kızamık vakalarının yüzde 86'sının İstanbul'da olduğunu belirtmişti.
BEBEKLERDE DAHA YAYGIN
İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Başkan Yardımcısı ve Bilim Komisyonundan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Çınla Nişli Kaya ise kızamıkta 3-4 aydır yaşanan artışın, son birkaç haftadır daha da yoğunlaştığını belirterek kızamık vakalarının İstanbul'da Avrupa yakasının iç ve kuzey kesimlerinde yoğunlaştığını kaydetti ve özellikle 9-18 ay arası çocuklarda kızamığa daha sık rastladıklarını söyledi.
Dr. Kaya, "İstanbul'da özellikle son 3-4 aydır vakalarda artış yaşıyoruz. Son 3-4 haftadır da kızamık vakalarını daha yoğun yaşıyoruz. Bizim ilçemizde (Eyüp), çok yoğun olmamakla birlikte, bazı bölgelerde maalesef çok daha fazla. Avrupa yakasının iç ve kuzey kesimlerinde daha fazla görüyoruz vakaları. Vaka sayısının fazla olduğu bölgeler maalesef aşı kararsızlığı veya reddiyle paralellik gösteriyor. Özellikle Avrupa yakasının iç ve kuzey kesimlerinde bunu daha fazla görüyoruz. Maalesef özellikle 9-12 ay ve 12-18 ay çocuklarda çok görüyoruz kızamığı. Bunlar da aşıları yaptırılmamış çocuklar. Aşı kararsızlığının en önemli sebeplerinin başında inançlar ve bir kesimin de aşı içerisindeki bazı maddeler nedeniyle aşının zararlı olduğunu düşünmeleri geliyor. Kovid salgını sonrası, çocukluk çağı aşılarını yaptırmama konusunda artış yaşandı. Aşıya güvensizlik arttı" dedi.
Kızamık açısından özellikle gebeler, bağışıklığı baskılanmış kişiler ve aşısız çocukların büyük bir tehlike altında olduğunu kaydeden Dr. Kaya, şunları söyledi:
"Kızamık çok kolay bulaşıyor, çok hızlı ilerliyor ve hastalığın kesin bir tedavisi de yok. Sadece semptomları yani şikayetleri giderecek tedaviler verebiliyoruz. Böyle olunca da zatürre gibi ağır akciğer enfeksiyonlarına, beyin enfeksiyonlarına, merkezi sinir sistemi enfeksiyonları (ensefalit) gibi uzun dönemde etkili olacak enfeksiyonlara sebep oluyor ve maalesef hasta kayıpları ya da hasarlarla karşılaşabiliyoruz. Çok ciddi bir halk sağlığı problemi. Maalesef aşı yaptırmayan kişinin sadece kendi sorunu olmuyor; ülkemizin, hatta dünyanın problemi haline geliyor aşı karşıtlığı."