Dünyada artan sıcaklıklardan yurdumuzda nasibini almaya başladı. Sıcaklıklar git gide artarken uzmanlardan korkunç uyarılar gelmeye başladı. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz İstanbul, Kocaeli, Yalova, Bursa, Sakarya ve Düzce'yi bekleyen korkunç tehlikeyi açıkladı.
YENİ TEHLİKE İÇİN TEHLİKE ÇANLARI
İstanbul'da tehlike çanlarının çaldığı barajlar için uzmanlar sıcak havayla birlikte rekor seviyeye ulaşacak buharlaşmayla ilgili uyarıda bulundu. Kentin su ihtiyacını karşılayan barajlarda bugün itibariyle doluluk oranı yüzde 41. 89 oldu. Geçen yıl aynı tarihte doluluk oranı ise 71.51'di. Doluluk oranı iyice düşen barajlarda çekilen görüntülerde köpükleşme ve dip pisliği dikkat çekiyor.
"CUMA GÜNÜ ÇOK CİDDİ BUHARLAŞMA OLACAK"
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, "Bu buharlaşma öncelikle havada ne kadar nem olduğuna bağlı, sonra havanın sıcaklığına bağlı, bir de rüzgar hızına bağlıdır. Bugün mesela öğle vakitlerinde Ömerli barajından her saat yaklaşık 17 bin ton su buharlaşıyor. Cuma günü bu 34 bin tona çıkacak. Çünkü sıcaklık artıyor, nem birazcık azalıyor. Rüzgar da azaldığı için çok ciddi bir buharlaşma olacak. Melen'den Ömerli barajına yaklaşık 100 bin ton su geliyor, bunun üçte biri cuma günü buharlaşacak demektir. Ama bunu çarpı 24 diyerek bir güne yaymanın anlamı yok çünkü sabaha karşı baktığımız da bu buharlaşma neredeyse sıfıra yaklaşıyor.
Öğle vakitlerinde artıyor ben burada en yüksek sayıyı söyledim. Yaz aylarında buharlaşma barajlarımız için en büyük problemlerden bir tanesi" dedi. Kurnaz, "Geçen sene ki rakamlara baktığımızda neredeyse yarısı kadar su var barajlarımızda ama burada hiç kimsenin uykusunu kaçırmak istemiyorum. İstanbul'da barajlara gelen suyun önemli bir kısmı Melen'den geliyor. Melen de su olduğu müddetçe İstanbul'da çok uzun süre susuzluk çekilmez. Ama bu demek değil ki araba yıkayalım, halı yıkayalım, havuz dolduralım. Suyumuzu olabildiğince dikkatli kullanmamız gerekiyor" diye konuştu.
KİRLİLİKLER DE DEĞERLENDİRİLDİ
Barajlarda görülen kirliliği de değerlendiren Kurnaz, "Barajların normalde derin olması gerekir. Yüzey alanı ne kadar genişse o kadar fazla su buharlaşır, bu yüzey alanıyla alakalı bir şeydir. Yalnız barajlar uzun süre kaldıklarında, barajların içerisinde çevreden gelen alüvyon birikir. Dolayısıyla barajların derinliği azalır, genişliği çoğalır. Genişliği çoğaldıkça onula birlikte buharlaşma artar.
Bizim Türkiye'deki özellikle eski barajlarda yaşadığımız temel sorun bu. Ne yapmamız lazım gerekiyor, vinçler alacağız. Bunun içerisinde biriken alüvyonları ki alüvyon da çok kıymetli topraktır, götürüp bununla tarım yapacağız. Ama bu inanılmaz masraflı bir şey. Yani herhangi bir barajda bunun yapılması çok zor. Onun için gittikçe barajlarımızda havaların ısınmasıyla birlikte buharlaşma artıyor ve içeride kalan su da biraz sığ su olduğu için oradaki kirlilikte doğal olarak daha fazla artıyor.
Baraj derin olduğu zaman en dipteki suyun ne derece temiz ne derece kirli olduğunu bilmiyorsun ama ya su buharlaşıp sen dibini görmeye başladığında ya da çok geniş bir alan olduğunda suyun derinliği azaldığında o zaman bu kirlilik daha da göze çarpıyor." şeklinde konuştu.
Barajlarda görülen kirliliğin insanlara zararı olmayacağını söyleyen Levent Kurnaz, "İSKİ barajlardan suyu alıyor, bunu analiz ediyor. Eğer zararlı bir şey görülmezse şehire veriyor bu suyu. Onun için bu konuda uykumuzu kaçıracak bir şey yok. İstanbul'un önemli bir çoğunluğu zaten içmek için şişe suyu kullanıyor.
BİRAZCIK DAHA YAĞMUR YAĞMALI
Ama dua edelim birazcık daha yağmur yağsın, çünkü ne kadar yağmur yağarsa o suyun içerisinde ki kirlilik oransal olarak azalıyor. Önemli olan suyu doğal yollarla temizlemek, biz şuan da suyu kimyasal yollarla temizliyoruz. Keşke doğal yolarla temizleniyor olsa" şeklinde konuştu.