İstanbul'da bir garip olay
İstanbul Sultangazi'de garip bir olay yaşandı. Kız tarafı 2 gün kala düğünü iptal edince damat Hüseyin Özer soluğu karakolda aldı. 150 bin lira masraf yaptığını söyleyen Özer, dolandırıldığını iddia ediyor.
İstanbul Sultangazi'de resmi nikâhı kıyılmasına rağmen düğüne 2 gün kala düğünden vazgeçince geline verdiği bilezikleri geri alamayan damat dolandırıldığını iddia ederek şikayetçi oldu. Damat Hüseyin Özer, ''Ben mağdurum, dolandırıldım. Bana yapılan şeyin başka kimsenin başına gelmesini istemiyorum'' dedi.
Sultangazi'de yaşayan Hüseyin Özer, yaklaşık 6 ay önce K.S. ile nişanlandı. Kısa bir nişanlılık süresinin ardından yaklaşık 3 ay önce gençlerin resmi nikâhı kıyıldı. Aile üyelerinin katıldığı nikâh sonrası, gençler düğün tarihini belirleyerek davetiye bastırdı.
Cebeci Mahallesi'nde bir ev düzen genç çift ve ailesi düğün hazırlıklarını tamamlayıp 22 Şubat Cumartesi günü yapılacak olan düğün saatini beklemeye başladı. Düğüne iki gün kala kız tarafı düğünü iptal etti. K.S. de Özer'den ayrılma kararı aldı. Bunun üzerine Hüseyin Özer, nişan töreninde takılan takıları kız tarafından istedi. Kız tarafı iddialara göre, yaklaşık 57 bin TL'yi bulan 8 adet bileziği vermeyeceğini söyleyince Özer ailesi soluğu karakolda aldı. Kız tarafının kendilerini dolandırdığını öne süren Özer ailesi, K.S. ve ailesinden şikayetçi oldu.
150 bin lira masraf yaptı
Kız tarafı ile aralarında hiçbir tartışma yaşanmadığını belirten Hüseyin Özer, "3 sene önce kızı istemeye gittik. Ailesi 'kız ufak' diye vermedi. O süre zarfında kız başka biri ile nişanlanmış. Öbür tarafın istekleri karşılamadığından dolayı nişanı atmışlar. Kızın babası benim yanıma geldi. 'Kızımı gel sana vereceğim' dedi. Ben de anneme ve babama danıştım. Annem de gitti istedi, verdiler. Evlenme teklifim oldu. Söz oldu, nişan oldu, resmi nikâh kıydık. Evimizin eşyaları geldi. Evimiz hazır. Düğüne hazırlık yaptık. Düğün davetiyelerimiz basıldı. Davetiyeleri dağıttık. Memleketten düğün için akrabalarımız geldi. Düğünümüz bu cumartesi günüydü. Düğüne üç gün kala evlerine gittim. Kız tarafı düğün olmayacağını söyledi. Yaklaşık 57 bin TL'yi bulan 8 tane nişanda takılan bilezikleri vermediler. Kendi hakları olduğunu, altınların kıza düştüğünü söylediler. Aramızda hiçbir ilişki geçmediği için onlara düştüğünü sanmıyorum. Düğün hazırlıkları için toplam 150 bin TL harcadım. Karakola giderek kendilerinden şikâyetçi oldum. Onlar da kendilerini tehdit ettiğimi söyleyerek benden şikâyetçi oldu. Ben kimseyi tehdit etmedim. Altınlarımın üzerine yatmak istiyorlar. Neden olduğunu bilmiyorum. Aramızda hiçbir tartışma geçmedi. Düğüne iki gün kala iptal edilmesi zoruma gitti. Ben mağdurum, dolandırıldım. Bana yapılan şeyin başka kimsenin başına gelmesini istemiyorum. Ben artık onu istemiyorum. Benim için bitti" dedi.
"Demek ki evlenmeden boşanılıyormuş"
Oğlunun yaşadıklarıyla ilgili konuşan Hüseyin Özer'in annesi Nejla Özer ise, "Biz bu kızı 3 sene önce ailesinden istedik. Yaşı küçük diye o zaman vermediler. Bu kız daha sonra bir çocukla sözleniyor, sözü atıyor. Ailesi bir gün kapımızı çaldı. Oğlumun kızlarını görmesini istediler. Ben de oğlumu aldım gittim. Yaklaşık 6 aydır tanışıyorlar. Söz yaptık, nişan yaptık. Düğüne 3 ay kala resmi nikâhlarını kıydık. Düğün salonunu tuttuk. Düğün davetiyelerimizi dağıttık. Şimdi de istemiyorlar. Biz mağduruz, dolandırıldık. Çocuğumun bileziklerini vermiyorlar. Yaklaşık 150 bin TL zararımız var. Benim çocuğum mağdur. Biz düştük bu tuzağa başkaları düşmesin. En ufacık bir şeyi onlar kusur sayıyorlar. Ama çocuğumun yaptığı kusur sayılacak bir hata değil. Gittik ailenin yanına 'çocuğumuzun ne kusuru varsa affedin' dedik. Özür diledik. 'Gerekirse ayağınızın altını öperiz' dedik. Ama 'istemiyoruz' dediler. Niçin böyle yaptılar bilmiyoruz. Bir de tanıdığımız, bildiğimiz bir aile. Abimin kiracılarıydılar. Komşuyduk. Düğünü iptal ettikleri için kardeşimi nişanda takılan takıları almaları için gönderdim. Ufak tefek yüzüğüydü, küpesiydi, saatiydi, bilekliğiydi onları vermişler. Baktık bilezikleri göremedik. Aradık önce 'Bilezikler bizde değil' dediler. Sonra resmi nikâh olduğu için güya onların hakkıymış. Bizde karakola gittik şikâyetçi olduk. Boşanma davası açılacak. Aralarında hiçbir şey geçmedi. Biz boşanmalarını istiyoruz. Evlenmeden boşanılıyormuş demek ki. Çok üzgünüz. Biz yandık başkaları yanmasın" diye konuştu.