Paksoy kardeşlere beraat
İstnabul Beyoğlu'nda Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun ölümü nedeniyle yargılanan Mahmut Emre Paksoy ve Can Paksoy kardeşler delil yetersizliği nedeniyle beraat etti. Paksoy kardeşler, davanın savcısına dava açacaklarını açıklamıştı.
Beyoğlu'nda 10 yıl önce Boston Üniversitesi mezunu Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun 8. kattan apartman boşluğuna düşerek yaşamını kaybetmesine ilişkin Paksoy Holding'in veliahtları Mahmut Emre ve Can Paksoy'un yargılandığı davada, her iki sanığa delil yetersizliğinden beraat kararı verildi.
Paksoy kardeşlerin avukatından müebbet isteyen savcı hakkında suç duyurusu
Beyoğlu’nda Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun 10 yıl önce apartman boşluğuna düşerek ölmesine ilişkin davada sanık Can Paksoy’un avukatları, ‘Kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis isteyen savcı hakkında suç duyurusunda bulundu.
Sinem’in babasından müebbet hapsi istenen Can Paksoy hakkında suç duyurusu
İstanbul Beyoğlu’nda Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun 10 yıl önce apartman boşluğuna düşerek ölmesine ilişkin davada hakkında müebbet istenen sanık Can Paksoy’un duruşma savcısı hakkında suç duyurusunda bulunmasının ardından Erköseoğlu’nun babası savcılığa başvurarak, Paksoy’un ‘İftira’ ve ‘Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’ suçlarından yargılanmasını istedi.
Olayın geçmişi
Nazlı Sinem Erköseoğlu 26 Eylül 2010'da Beyoğlu Gümüşsuyu’ndaki Mithatpaşa Apartmanı’nın havalandırma boşluğunda ölü bulunmuştu. Olaya ilişkin hazırlanan iddianamede Mahmut Emre Paksoy ve Can Paksoy hakkında ‘Kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası istenmişti. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi 4 Aralık 2014’de sanıkların ‘Kasten öldürme’ veya ‘Tedbirsizlik dikkatsizlik neticesinde ölüme sebebiyet verme’ suçlarından delil yetersizliği nedeniyle beraatine karar vermişti.
Kararın açıklanmasının ardından Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun babası Ergun Erköseoğlu ve avukatları ‘Usul ve yasaya aykırı’ olduğu gerekçesiyle temyiz etmişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesinde 25 Ocak 2018'de yazdığı ek tebliğnamede, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının müdahillik haklarından yararlandırılmadan hüküm kurulduğu gerekçesiyle kararın bozulması gerektiğini belirtmişti.
Talepleri değerlendiren Yargıtay 1. Ceza Dairesi de 23 Mayıs 2018 tarihinde aldığı kararla mahkeme kararını usulden bozmuştu. Yargıtay'ın bozma kararının ardından dava dosyası İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti.