İstanbul’un son şapkacılarından Ayda Canlı anlatıyor: ‘Şapka bir kültürdür’

Sabancı ailesinden dünyanın en prestijli at yarışı Royal Ascot tribünlerine kadar uzanan şapkaların öyküsü, onlara hayat veren tasarımcısı ve üreticisi aracılığıyla dile geliyor. Ayda Canlı 45 yıllık dikiş öyküsünü ve şapkaların dünyasını, tv100.com’dan Kardelen İnce ile paylaştı.

İstanbul’un son şapkacılarından Ayda Canlı anlatıyor: ‘Şapka bir kültürdür’

Osmanbey’in şimdilerde dar ve sıkışık kaldırımlarından aniden Kurtuluş pasajlarının köklü ve bakir dükkanlarıyla bir başka zamana çıkmak mümkün.

Üçer beşer konulan birbirinden apayrı konsept ve renklerdeki zincir dükkanlardan sıyrılıp, hala sadeliğini koruyabilen Muratoğlu Çarşısı'nda can buluyor Ayda Hanım’ın şapkaları.

Malum şapka tarihi, dinler kadar eski. Kimi zaman etnik kökenin kimi zaman da sosyal statükonun bir işareti. Dünyaca ünlü moda devlerinin ilk ve vazgeçilmez durağı şapkalar. Nitekim Chanel markasının kurucusu Coco Chanel, haute couture'ye başlamadan önce şapkacı olarak işe başladı. Dior’un şapkalar için bir müzesi bile var. Peki ya, Türkiye’deki durum derseniz onu işin ehline Ayda Hanım’a soracağız.

İstanbul’un son şapkacılarından Ayda Canlı anlatıyor: ‘Şapka bir kültürdür’ - Resim : 1

Ayda Hanım’ı bu zamanlarda yakalamak çok zor çünkü sadece yaptığı işçilikle değil, o kişisel hayatında da ‘bir başka İstanbul’un’ kadını. Adalar’a kaçmadan önce küçük dükkanındaki ahşap masanın başında karşılıyor beni Ayda Hanım.

Görür görmez anlıyorum, üzerinde her insana nasip olmayan yaş almışlığın emin duruşu ve bilgeliği var. Masasının hemen karşısına oturup başlıyorum sormaya.

Şapka tasarlamaya nasıl karar verdiniz?

 Ben aslında haute couture (kişiye özel dikim) dikiş dikiyorum yani terziyim ama çok samimi bir arkadaşım şapka yapıyordu. Bir kaza sonucu felç oldu ve bu işi sürdüremedi. En yakını ben olduğum için benden rica etti. Zaten dikişi bildiğiniz için gayet kolayca modelleri tasarlayıp, yapıyorsunuz. Tabii ana kalıplar atölyede yapılıyor zaten atölye olmazsa şapka yapamazsınız.

Tek kişi mi çalışıyorsunuz yoksa atölyede de ayrı bir ekibiniz var mı?

 Atölyede bir arkadaşımız ve yardımcısı oluyor ama genelde iki kişi bu işi götürüyoruz.

İstanbul’un son şapkacılarından Ayda Canlı anlatıyor: ‘Şapka bir kültürdür’ - Resim : 2

Kaç sene oldu peki?

Bu dükkân, 45 senelik çok eski bir dükkân. 25 senedir de ben devam ediyorum. Gidebildiği kadar da devam edeceğim.

Yaptığınız işi değerli kılan el işçiliği sanıyorum. Malum artık hazır giyimin tek tip ve görece daha ucuz konforlu alanındayız. Bu durum ekonomik açıdan sizi zorlamıyor mu?

Bu malzemeler çoğunlukla yurt dışından geliyor. Zamanında çok getirdik ama şu an gidemiyoruz tabii her şey çok pahalandı. Şimdi daha çok ufak keplere yöneldik büyük şapkalar yerine. Eskiden ben giderdim ama ailem Fransa’da olduğu için onlar gönderiyor şimdi. Bazı malzemeler de İngiltere’den geliyor. Yeni nesil zaten Gazi Koşusu ile şapkaya ilgi göstermeye başladı ama genele hitap etmek için kira sistemi ile çalıştığımızı söyleyeyim. O zaman insanlar için de uygun oluyor, bizim için de çok malzeme gitmiyor. Her yaptığımız şapkayı satmaya kalksak maliyetiyle bizi zorlar çünkü hiç press kullanmıyoruz, her şey el işçiliği. 

İstanbul’un son şapkacılarından Ayda Canlı anlatıyor: ‘Şapka bir kültürdür’ - Resim : 3

Eminim ünlü müşterileriniz ya da şapkalarınıza talip olan dizi film yapımları da vardır…

Tek tek saymak çok zor ama en son sanatçı Nükhet Duru’ya kırmızı bir şapka yaptım. Faber Castell'in sahibi Anton-Wolfgang Graf von’un düğünü için de sipariş teslim etmiştik.

'1453' filmi ve 'Kadın' dizisini de şapka yaptık ama tek tek isim saymak zor dediğim gibi. Birden aklıma gelmiyor.

İstanbul’un son şapkacılarından Ayda Canlı anlatıyor: ‘Şapka bir kültürdür’ - Resim : 4

Şüphesiz, sizi bilen köklü müşterileriniz sayıca fazladır ama genel olarak müşteri profili nasıl, kimler bu şapkalara rağbet gösteriyor?

Evet, çok eski müşterilerim var.

Müşteri profilimiz daha çok gayrimüslimler çünkü nikahlarda, vaftiz törenlerinde şapka kullanıyorlar. Hristiyanlara cenaze için veriyoruz. Musevilerin sünnet düğünleri ve 13 yaşları için de çok talep oluyor. Sinagoglara yine aynı şekilde çünkü başı açık giremiyorlar. Öte yandan tesettürlü modellere uygun şapkalar da yapıyoruz.

İstanbul’un son şapkacılarından Ayda Canlı anlatıyor: ‘Şapka bir kültürdür’ - Resim : 5

Tarihimizde Şapka İnkılâbı gibi öncü bir reform da olmasına rağmen Türkiye’de şapka kültürü pek oturmamış. Yanılıyor muyum?

Türkiye’de düğünler camide olmuyor, öyle olsa misafirlerin başı kapalı girmesi gerektiği için şapka yaygınlaşabilirdi. İkinci olarak da bir kültür meselesi. Atatürk’ün yaptığı devrimden sonra Türkiye’de de yaygınlaşıyor tabii. Hatta Türkiye’ye bu şapkaları getiren de Vakko’dur. Mesela eskiden Cumhuriyet Balosu için kep kiralanırdı. Şimdi neredeyse hiç yok.

Çok klişe olacak ama biliyoruz bir zamanlar Beyoğlu’na şapkasız çıkılmazmış. Benim evveliyatım yetmiyor ama sizden dinlemek isterim sadece Beyoğlu değil, eski Kurtuluş’u da…

Eskiden Beyoğlu’na Pera denirdi. Pera’ya tayyörsüz, eldivensiz, şapkasız ve şemsiye olmadan çıkılmazdı, bu gerçek. Pera’ya çıkmak bir kültürdü. Şimdi herkes ne istiyorsa onu giyiyor zaten Pera’da kalmadı. O zamanlar kalabalık bir İstanbul yoktu. Buraya göç de çok, karışık yani.

Kurtuluş da gayrimüslim nüfus çok ve hala bir yoğunluk var. Bunun getirisi olarak da Kurtuluş’ta ayrı bir kültür hâkim. El işçiliği, kuyumculuk bu tür meslekler hep buralardadır, hala da devam ediyor. Eskiden çok daha iyi işçilik vardı tabii. Şimdi onların hepsi hayal oldu. Eskiden esnaflar sezonluk çalışırdı, ısmarlama üzerine. Şimdi ne sezon kaldı ne mevsim.

Şapkanın temelde statüko göstergesi olduğunu biliyoruz. Bir aksesuar asırlardır nasıl böyle güçlü anlamlar ifade edebiliyor sizce?

Şapka sizi özel yapar. Her davette elbise giyilebilir ancak herkes şapka takamaz. Şapka size bir özellik katar. Davetin sahibi şapkayla onurlandırılır. Atatürk’ün şapka devriminden sonra Türkiye’de çoğaldı. Erkekler de takıyordu ama şu anda öyle görünmüyor.

Şimdi şapkalar dünyaca ünlü markaların vazgeçilmezi. Dior gibi moda devleri defilelere neredeyse şapkasız çıkmıyorlar. Ne dersiniz tasarım şapkalar tekrar sokaklara döner mi?

Defilelere ve moda evlerine biz de yapıyoruz. Şapka zaten revaçta şu an ama tercih edilenler daha çok küçük, kep tarzı modeller oluyor.

Değişik modeller sipariş veren oluyor mu?

Şimdi buraya gelen elbisesine göre kumaşını da getirebiliyor, model ona göre ayarlanır hatta elbisenin tasarımcısıyla da konuşuruz ama bazen ilginç istekler de oluyor. Bizim önerilerimize uymayanlar oluyor, o zaman müşteriye tabiyiz tabii. (gülüyor)

Hiç saçı olmayan biri kep takmak istiyor, onu taca koyuyoruz mesela. Bazen de şapkanın üstüne çok abartılı tasarımlar istiyorlar. Çubuklar, tüller, tüyler… Abartılı isteyenler çok var.

İstanbul’un son şapkacılarından Ayda Canlı anlatıyor: ‘Şapka bir kültürdür’ - Resim : 6

Sizin gibi ustalar sırrını vermez derler. Siz yeni nesle el vermek adına mesleği öğretmek istemez misiniz?

 Elbette isterim ama zor olduğunu için kimse yanaşmıyor. Yeni gençlik iğne iplik sevmiyor. Çocukluğundan beri hazır giyime alışmış. Eskiden biz ilkokuldayken yaz tatillerinde terzi yanına çırak giderdik, dikiş öğrenmek için. Şimdi terzilerde çırak kalmadı. Yakında el işçiliği şapkanın da biteceğini ve tamamen hazıra döneceğini düşünüyorum.