İttifaklar ve samimiyet
50+1’in ardından siyasete ittifak kültürü geldi. Önceliği devlet ve vatan olan Cumhur İttifakı birbirine yakın iki siyasi gelenek üzerine kurularak bugüne kadar sağ salim geldi.
Her liderin hatta belediye başkanlarının cumhurbaşkanı yardımcısı, cumhurbaşkanı yardımcısı olamayanların da MİT Müsteşarı olduğu millet ittifakı ise darmadağın.
Seçmen aslında Mayıs 2023 seçimlerinde çok net bir mesaj verdi. Birbirleri ile hiç benzemeyen siyasi gelenekten gelen partilerin, yalnızca siyasi ikbal ve makamlar için bir araya gelmesi, seçmenin onayından geçmedi.
Geldiğimiz noktada özellikle CHP ve İyi Parti arasında ki kavga ortada. İki düşmanın birbirine söylemeyeceği sözler söyleniyor.
İyi Partililere iyi insanlar, Türkiye ittifakı kuruyoruz diyenler, CHP’nin eski belediye başkanları, İyi Partiden aday olunca siyasi etikten söz eder oluyor. Akraba seçmen oluyor ancak adaylar arasında parti değişikliği olmuyor!
İyi Partiyi saf dışı bırakıp, seçmenine talip olan yeni CHP yönetimi, DEM ile görünürde görüşüp anlaşamadığını ortaya koysa da işin aslı pek öyle görünmüyor.
Selahattin Demirtaş, CHP ve DEM’in kurduğu siyaset oyununa ket vursa da sonuca tesir etmemiş görünüyor.
Başak Demirtaş’ın aday olma talebi, DEM yönetimince veto edilmişti. Yerine ise Meral Danış Beştaş gibi yine parti tabanında karşılığı yüksek bir isim, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı oldu.
Görünürde DEM aday çıkarmış oldu. Ancak Meral Danış Beştaş’ın seçim kampanyası, sosyal medya da tweet atmaktan öteye gitmiyor. Üstelik aday olarak mevcut İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yönetimini eleştiren bir kampanya yürütmek yerine, Murat Kurum’u hedef alan bir yaklaşım sergiliyor.
Yani görünür de ittifak yok ancak perde arkasında oylar Ekrem İmamoğlu siyaseti izleniyorsa vay halinize. Bu en hafif tabiriyle bu milleti hafife almaktır.
Kamuoyu önünde açık açık İstanbul genelinde bir ittifak yaparsınız, millet takdir eder ya da etmez. Ancak aday çıkarmış gibi yapıp fiilen çalışılmayan bir kampanya olursa şüphesiz ki seçmen, samimi olmayan her iki adayı da cezalandırır.
Geçtiğimiz hafta satır aralarında kalan bir haber vardı. Özgür Özel’in, parti meclisinden sağlık vb. sebeplerle çekilen aday olursa yerine doğrudan aday belirleme yetkisi aldığı haberi pek konuşulmadan verildi.
Bu hafta ise Esenyurt ve Güngören’de CHP adayları bir anda değişti. Hatta dün Tv100 ekranlarında CHP’nin değişen bu iki adayını da yakından tanıdığını ve hasta olmadıklarını söyledi.
Yani, kendi jargonları ile kent uzlaşısı gerçekleşmiş görünüyor. Esenler ve Güngören’i her halde sadece ilçe belediyesi kazanmak için değiştirmediler.
CHP ve DEM parti yan yana görünmek istemiyor gibi dursa da fiilen ittifakı kurmuşlardır. Allah muhabbetlerini arttırsın. Ne diyelim…