İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, "Anlat İstanbul" Projesi'nin basın lansmanında konuştu
İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığınca düzenlenen "Anlat İstanbul" basın lansmanında konuşan Akşener, Millet İttifakı'nın 2017'den beri var olan Cumhur İttifakı'nı geçtiğinin konuşulduğunu, Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayının merak edildiğini dile getirerek, "Türkiye'de muhalefet diye bir tarif, hızlı, net ve güçlü bir şekilde yapılabiliyorsa onun müsebbibi, sahibi sizlersiniz." ifadesini kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partilerinin net bir tarifinin olduğunu belirterek, "O da biz makulün temsilcisiyiz ve makulün peşinden yürümeye devam edeceğiz." dedi.
Kendisinin yeni bir genel başkan olduğunu ancak politika geçmişinin uzun olduğunu vurgulayan Akşener, "Çok genç bir kadın için, o devirlerde çok genç sayılacak bir yaşta başlamışım. Pek çok badireden geçmişim. İnanılmaz bir fırtınalı, siyasi hayatı olan bir şahsım, ama kişisel olarak en büyük özelliğim hataları görmek, hem kendi hem içinde bulunduğum sistemin hatalarını görmek ve o hataları düzeltip bir daha tekrar etmemektir." diye konuştu.
Çalışma arkadaşlarına esnafa gideceğini söylediğini, bunun nedeninin de esnafın ülke ekonomisinin bel kemiği olmasından kaynaklandığını belirten Akşener, şöyle devam etti:
"Başladığımız zaman 20 Ocak 2020. O tarihte pandemi yok. Ekonomi bu halde değil ve o dükkanları gezmeye başladık. O dükkanlarda öğrendiklerim, hiçbir şey bilmediğimi ortaya koydu. Değişimi, dönüşümü, taleplerdeki farklılığı, odaklanma alanlarını, yani bir üniversite bitirdim falan yetmez yani. O dükkanda kimlere rastlıyorsunuz? Üniversiteden mezun olmuş çocukların 92 puan, 86 puan, 88 puan alıp mülakatta elenmiş ama buna karşılık 58, 62 gibi puanlarla yanındaki arkadaşının tayin edildiği umutsuz, mutsuz, bu ülkeye olan bağı zayıflamış gençlerle karşılaşıyorsunuz. O dükkanların içinde sesle bağıra bağıra ağlayan annelerle karşılaşıyorsunuz. KPSS diye bir derin problemin var olduğunu ve inanılmaz bir kayırmacılığın oradan başladığını görüyorsunuz. Şimdi üniversitede okutabilmek için kendinden kısmış aileyi görüyorsunuz. Aslında sanayide işçinin maaşının asgari ücret olduğunu duyuyorsunuz. O zaman görüyorsunuz ki; Türkiye, asgari ücrete mahkum olduğu bir ekonomiye sahip."
"Çözüm önerileri ile rekabet eden siyaset, hiç kimseyi birbiriyle dövüştürmez"
Gezileri sırasında ev kadınlarının halini perişan gördüğünü ifade eden Akşener, "Çünkü o dükkanlarda ev kadınlarına rastladık. Mesela hayvan yetiştiricilerinin inanılmaz hikayeleri var. Sonuç olarak 'Seçmen velinimettir'i eğer siyasilerin alnına çakabilirsek o zaman demokrasi gerçekten işler. Çözüm önerileri üzerinden, rekabet eden bir siyaset hiç kimseyi birbiriyle dövüştürmez." değerlendirmesinde bulundu.
Akşener, "İYİ Parti olarak vallahi merkezde miyiz, orada mıyızdır, burada mıyızdır? Çünkü bütün tarifler değiştiği için ona bir şey diyemeyeceğim ama net bir tarifimiz var. O da biz makulün temsilcisiyiz ve makulün peşinden yürümeye devam edeceğiz." görüşünü dile getirdi.
Gezdiği bölgelerde uyuşturucu sorunu olduğuna da değinen Akşener, "Bir ülkede eğer uyuşturucu ucuzsa bilin ki her şey tatildir. Bir ülkede uyuşturucu pahalıysa bilin ki görev yerine getirilmektedir. Öyle anlaşılır. Siz 100 liraya uyuşturucu satılıyorsa bu ülkede o zaman bu uyuşturucu ucuz demektir. Bu ülkenin içine giriyor demektir. Bazıları da görevini yerine getirmiyor demektir. Demek ki bir yerlerde bir bozukluk var. Bunun düzeltilmesi gerekiyor." sözlerini sarf etti.
"Hiç değilse ayda bir kilogram et almalarını sağlamak lazım"
"Şimdi ben uzunca bir zamandır bu işi yaptığım, bu evlere girdiğim için, gıdaya ulaşmanın her ay ne kadar aşağı doğru indiğini görüyorsunuz" diyen Akşener, şunları kaydetti:
"Hiç değilse ayda bir kilogram et almalarını sağlamak lazım. Bu çerçeve içerisinde baktığınızda sosyal devlet hakikaten ölmüş. Hani yardımlar diye bir kavram vardı. O yardım yapılsa dahi geleceğe planlı yardımlar değil, çok daha enteresan bir durum, mutlaka tanıdığınız olması gerekiyor. Bir sosyal devlet olma halinin mecburiyeti şudur; Açını doyuracaksın, çıplağını giydireceksin. İstihdam sağlayacaksın. Buralardaki insanların verdiği vergiyi son derece faydalı kullanacaksın. Sen devlet olarak bu işi becerememişsen yapmak senin görevindir. Kurumsal kültür, kurumsal mantık, kurumsal sistem yerle bir olmuş."
Akşener, bütün bu bilgilerin ışığında İYİ Parti'nin ne yapılması gerektiği konusunda çalıştığını belirterek, şunları paylaştı:
"İnanılmaz bir derin yoksulluk var. O ev kadınlarının mücadelesini anlatmak mümkün değil. Şimdi bunu devam ettireceğiz. Seçime kadar, seçimden sonra da devam edecek. Ben ve arkadaşlarım siyasetin seçmen üzerinde vatandaş için o odaklı yapılması gerektiğine inanan ve iktidarın hizmet etmekle yükümlü olduğu, muhalefetin ise vatandaşın, seçmenin, halkın, milletin adını ne koyarsanız avukatı olduğu ve o öğrendiğini imkanı varsa çözümle beraber buraya ilettiği bir siyasi algoritmaya inanıyoruz. Şimdi eğer 'vatan haini', 'terörist' efendim akla gelebilecek her şeyle suçlandığınız bir sistem üzerinden yürüdüğünüzde onlara cevap vermeye uğraşırken ve sizi gagalamak üzere organize olmuş kişilerin, grupların onayını almak üzere nefes tüketirseniz de kedilere atılan yün yumaklarına takılmış bir siyasi atmosfer oluşur ki işte 20 Ocak 2020'den beri bunu reddettik."
İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu ise "Anlat İstanbul" Projesi kapsamında yaptıkları çalışmaları içeren bir konuşma yaptı.
Konuşmaların ardından Akşener ve partisinin İstanbul ilçe başkanları hatıra fotoğrafı çektirdi.