İYİ Parti'den Davutoğlu'nun "imza yetkisi" açıklamasına cevap: "Bahsedilen şekilde bir yöntem doğru değildir"
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun "Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun genel başkanlar doğrudan karar süreçleri içerisinde imza yetkisine sahip olacaklar" sözlerine ilişkin açıklama yapan İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, "Bahsedilen şekilde bir yöntem doğru değildir. Altılı masa içinde söz konusu başlık altında da böyle bir değerlendirme yapılmış değildir" dedi.
İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, ekonomi başta olmak memur ve emeklilere verilen zamma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Zorlu, İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan'ın, Bingöl'de şehidin ağabeyine yönelik sözleri için milletten özür dilediğini ve grup başkanvekilliği görevinden istifa ettiğini anımsatarak "Yarın karma komisyon var Mecliste, CHP'li milletvekilini de dahil ederek dokunulmazlıkların kaldırılması konusu. Hukuken mümkün müdür? Evet, mümkündür. Ama olayın ardından 14 ay geçmiş. 1760 dosyaya rağmen milletvekilimiz Türkkan'ın dosyasını cımbızla çekip seçim arifesinde getiriyorsunuz TBMM'ye. Türk polisine hakaret eden milletvekili hakkında hangi işlem yapıldı? Biraz adalet." diye konuştu.
Zorlu, başörtüsü düzenlemesi ve ailenin korunmasına ilişkin Anayasa değişikliği teklifiyle ilgili bir soru üzerine, konunun ilk olarak CHP'nin kanun teklifi yoluyla milletin gündemine geldiğini, sonra da AK Parti'nin konuyu Anayasa değişikliği çerçevesine büründürdüğünü dile getirerek şöyle devam etti:
"Bu tartışmayı milletimiz, hepimiz kucağımızda bulduk. İYİ Parti olarak iki hassasiyetimizi dile getirdik. Hak ve özgürlükler konusu hele hele seçim sandığı gelmek üzereyken referandum tartışmasıyla milletimizin karşısına çıkarılmasın. Bu konuda bir çerçeve oluştururken toplumun bütününü gözeten bir madde, bir düzenleme yapmak zorundasınız. Bunu yaparken cumhuriyetin değerlerine, laiklik ilkesine ve birlikte yaşam irademize zarar vermeyecek bir metin çabası içerisinde olmalısınız."
Bu iki hassasiyeti Genel Başkan Akşener'in altılı masaya götürdüğünü ve gündem başlığı olarak orada değerlendirildiğini belirten Zorlu, şunları söyledi:
"Bunun ortak bir mutabakatla çözüme erişmesi burada hareket planımızın önemli bir noktası. Seçim tarihi tartışmaları yoğunlaştıkça AK Parti'nin bu Anayasa değişikliğiyle ilgili hızı ve çabası da yoğunlaşacak gibi gözüküyor. Evet, bize de bir görüşme talebi geldi. Bu konuda Grup Başkanvekili'miz Müsavat Dervişoğlu, Sayın Zengin'e bizim şöyle bir hassasiyetimizi iletti, tam da Türkkan'ın dokunulmazlığının karma komisyona getirildiği bir gün böyle bir görüşme talebini bize getirmek gerçekten kabul edilebilir ve etik bir davranış değil. Dolayısıyla biz bu sebeple yarın böyle bir görüşme yapmama kararı aldık. Ancak bununla birlikte önümüzdeki günlerde bir görüşme yapıp yapmayacağımızı birkaç gün içinde yetkili kurullarımızla Sayın Genel Başkan'ımız paylaşacak. Nihai bir görüşmenin önümüzdeki tarihlerde olup olmayacağını kamuoyuyla paylaşacağız. Bu arada bizim bahsettiğimiz hassasiyetler, milletimizin bize ulaştırdığı talepler doğrultusunda bu Anayasa metnine ilişkin kaygılarımızı gidermeye yönelik yeni bir metin çalışmamız da tamamlandı."
"Bahsedilen şekilde bir yöntem doğru değildir"
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun "Cumhurbaşkanı içeriden veya dışarıdan olsun genel başkanlar doğrudan karar süreçleri içerisinde imza yetkisine sahip olacaklar." sözlerine ilişkin soruya Zorlu, şu yanıtı verdi:
"Anayasa'nın 104. maddesinde cumhurbaşkanının görev ve yetkileri yazılıdır. Cumhurbaşkanı devletin başıdır, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve milletin birliğini temsil eder. Anayasa'nın uygulanmasını, devlet organlarının uyumlu şekilde çalışmasını sağlamaya yönelik birleştirici gücümüzdür Cumhurbaşkanlığı makamı. Partili Cumhurbaşkanlığı ile birlikte bu olgu sarsılmış olsa da nihai olarak İYİ Parti'nin durduğu yerde cumhurbaşkanının tarifi budur. Bahsedilen şekilde bir yöntem doğru değildir. Altılı masa içinde söz konusu başlık altında da böyle bir değerlendirme yapılmış değildir. Ama şu vardır, bahsettiğim çerçevede bir Cumhurbaşkanı Türkiye'nin büyük kökleşmiş, kronikleşmiş sorunlarıyla mücadele edecek. Bunu yaparken bizim muhtemelen 30 Ocak'ta lansmanını yapacağımız geçiş süreci yol haritası ve hazırlanmış olan hükümet programı çerçevesinde hareket edecektir. Orada altılı masanın ortak aklı devreye koyularak cumhurbaşkanının daha sağlıklı çalışmasının koşullarını hazırlamak. Evet, bu vardır. İYİ Parti bunu desteklemektedir ama bahsettiğiniz çerçevede motamot 'Cumhurbaşkanı biz dedik şunu yapacak, biz dedik bunu yapmayacak' şeklindeki bir yaklaşımı doğru bulmayız, milletimiz de doğru bulmaz."
Zorlu, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin soru üzerine, Ateş'in hain bir suikasta uğradığını, katledildiğini ve olayla ilgili pek çok iddialar bulunduğunu belirterek iddiaların hukuki çerçevesini, arka planını yakından takip ettiklerini söyledi.
Zorlu, Akşener'in başından beri Ateş'in aile fertleriyle irtibat içerisinde olduğunu bildirerek "Adalet ekseninde sorumluların ortaya çıkarılacak bir biçimde üzerine gidilmesinin büyük önem taşıdığını düşünüyoruz. Bir an önce konunun aydınlanmasının önümüzdeki günlerde ülkemizin huzur ve refahı için vazgeçilmez bir sorumluluk olduğunu değerlendiriyoruz. Umut ediyorum failler, arkasındaki sorumlular ortaya çıkar." dedi.
"Diyaloğun kesinlikle doğru olmadığını ifade ettiler"
Basın toplantısının ardından gazetecilerle yaptığı sohbette, İYİ Parti Antalya Milletvekili Feridun Bahşi'nin 15 Temmuz'da Akşener ile aralarında geçen diyaloğa ilişkin açıklamasının anımsatılması üzerine Zorlu, Akşener ile konuyu paylaştığını ve bir değerlendirme yaptıklarını söyledi. Zorlu, şunları kaydetti:
"Bu diyaloğun kesinlikle doğru olmadığını ifade ettiler. Ben de aracılığınızla ifade etmek isterim, tamamıyla gerçek dışı ve ciddiyetten uzak bir açıklamadır. Bizim en başından beri FETÖ dahil olmak üzere terör örgütleriyle olan mücadelemiz kararlılıkla devam etmektedir. İYİ Parti iktidarında da tüm terör örgütleriyle tavizsiz kararlı mücadelemiz en yoğun şekilde devam edecek bundan da hiç kimsenin şüphesi olmasın."