Jinekolog muayenehanesinde cinayet! Gerekçeli karar belli oldu
Ağzı koli bantı ile ağzı bağlandıktan sonra cinsel saldırıya uğrayan ve 23 bıçak darbesi ile öldürülen Mualla Irmak cinayetinde 15 yıl sonra yakalanan sanığa verilen hapis cezasının gerekçesi açıklandı.
Kağıthane'de 2005 yılında ağzı bantlı halde 23 yerinden bıçaklanmış olarak bulunan Mualla Irmak cinayetinde, 15 yıl sonra yakalanarak ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Mohammed Kamal Majid Berkhtar hakkındaki hükmün gerekçesi belli oldu.
Koli bandında parmak izi çıktı
Mahkeme gerekçesinde, Mualla Irmak'ın ağzının kapatılmasında kullanılan koli bandı iç yüzeyinde parmak izi bulunan sanığın 6 farklı sahte isim kullanarak neden 15 yılı aşkın bir süre gizlenmiş olduğuna mantıklı bir açıklama getiremediği vurgusu yaptı.
DNA testi cinsel saldırıyı ortaya koydu
Kağıthane'de 24 Mart 2005 yılında jinekolog Mustafa Arslan'ın yanında sekreter olarak çalışan 42 yaşındaki iki çocuk annesi Mualla Irmak, çalıştığı muayenehanede ağzı ve ayakları koli bandıyla bağlanmış ve 23 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Mualla Irmak'ın cinsel saldırıya uğradığı da tespit edildi. Olayın failleri ise olay yerini temizleyip kaçtı. Olaydan 11 yıl sonra Serkan Güvenç, DNA testi ile yakalanarak yargılandı.
Güvenç "Kasten insan öldürmek", "Cinsel saldırı" ve "Hürriyeti tahdit" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak dosya Yargıtay aşamasındayken Serkan Güvenç cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybedince dava düşürüldü.
Kadın doğum muayenehanesinin sahibi doktor Mustafa Arslan hakkında ise takipsizlik kararı verildi. Savcılık, Mualla Irmak'ın ağzının kapatılmasında kullanılan koli bandı iç yüzeyinden elde edilen bir adet parmak izinin sahibi ise 15 yılın ardından Iraklı Mohammed Kamal Majid Berkhtar'a ait olduğunu belirledi. Bunun üzerine yakalanan Berkhtar, 1 Aralık 2020'de tutuklandı.
İki suçtan ceza aldı
İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Mohammed Kamal Majid Berkhtar 30 Haziran 2021'deki duruşmada, "Kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ve "Zorla ırza geçme" suçundan da 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanığın uzun süre kaçmış olmasını dikkate alan mahkeme, cezada indirim uygulamadı.
Eline bıçak tutturulduğunu iddia etmişti
Mahkeme, sanık Berkhtar hakkındaki hükmün gerekçeli kararını tamamladı. Gerekçede, sanık Berkhtar'ın savunmasında, Serkan Güvenç'in alacağı olduğunu söyleyip "Beraber gidip alalım" demesi üzerine maktülün çalıştığı muayenehaneye gittiklerini, Serkan ve maktülün başka bir odaya gittikleri, 5-10 dakika boğuşma sesleri duyduğunu, odaya girdiğinde maktülün kanlar içinde olduğunu gördüğünü, Serkan'ın elindeki bıçağı eline tutturarak "Seni de öldürürüm" diyerek maktülün bacağına bir kez vurdurduğu şeklinde savunmalarda bulunduğu anlatıldı.
Savunması inandırıcılıktan uzak
Sanığın yakalandığında 6 farklı sahte isim kullandığının belirlendiği de anlatılarak "Böyle bir olayı ihbar etmeyerek 15 yılı aşkın süredir farklı kimlikler kullanmak suretiyle neden gizlenmiş olduğu hususunda mantıklı bir açıklama getiremeyen sanığın suça iştirak etmediğini belirten, olay esnasında Serkan isimli şahsın tehdidi sonucunda, eline tutturduğu bıçakla maktülün bacağına bir kez vurduğu yönündeki savunmasının inandırıcılıktan uzak bulunduğu" vurgulandı.
Diğer sanıkla birlikte gerçekleştirdi
Sanığa ait parmak izinin olay ve eylemle doğrudan bağlantılı olan bir nesnenin üzerinde ele geçmiş olması ve olay yerinde üçüncü bir kişinin bulunmadığı yönündeki savunması dikkate alındığında sanığın eyleme iştirak etmediği şeklindeki beyanlarının olayın oluş şekliyle örtüşmediği, sanığın eylemler üzerine doğrudan hakimiyet kurduğu ve suçu gizlemek veya delil ve emarelerini ortadan kaldırmak veya kendisinin veya başkasının cezadan kurtulmasını temin maksadıyla kasten öldürme ve zorla ırza geçme eylemlerini Serkan Güvenç ile birlikte gerçekleştirdiği sabit görüldüğü belirtildi. Gerekçede, sanığın 15 yılı aşkın bir süre farklı kimlikler kullanarak kaçarak gizlenmiş olması ve suçtan sonraki davranışlarında olumlu bir belirlemeye rastlanılmadığından her iki suç yönünden takdiri indirim hakkı kullanılmadığı da vurgulandı.