Kabul et...
2024'ün kelimesi "kabule geçmek" olsun olur mu? Neyi kabul edeceğimi bilmesem de kabule geçeyim. Şahit olduklarımı, vakıf olduklarımı, nihayetinde de razı olduklarımı, olmak zorunda olduklarımı kabule geçeyim.
Çocukken bir dini sohbette acının tanımı yapılmıştı da gitmedi aklımdan. Bedeninize geçmiş dikenli bir gül ağacının, bedeninizi yırta yırta çekilip çıkarılması gibi denilmişti.
Ben bu yüzden gül suyunu da güllacı da sevmem. Bu laflar benim bir yerlerimden boşalıyor ama orası neresi bilmiyorum.
Kendiyle barışamamaktan daha acı bir şey varsa o da kendini tanıyamamak. Bir yerinizden kan damlıyor, kan kaybediyorsunuz... Fakat yerini bulamıyorsunuz. Allah başka keder vermesin.
Neyse bu sene de kar yapmadı hiç. Önümüz kuraklık mı nedir? Susuz mu kalacağız? Ekmeğimiz de mi olmayacak? Sevilmeyecek de miyiz? Ahhh onu demeseydin…
Küçüğümm bu yüzden bütün saçmalamam...
Elimde yalandan, kocaman, rengarenk, geçici, oyuncak zaferler...
Küçüğüm daha çok küçüğüm, bu yüzden...