Kader mi, seçim mi?
"Hayat seçimlerden ibaret..." Adam sen de boş laf! Hayat hepi topu seçmeden içine doğduklarının, kendini içinde buluverdiklerinin topuna uyumlanmaktan ibaret olabilir.
Kaçını seçtin ömür sayfalarının? Aileni, coğrafyanı, kültürünü, fiziğini, huyunu suyunu, tabiatını, ne menem illetse fıtratını seçtin mi sahiden?
Jazz mazz dinleyip cool seçimlerle entelektüel mecralarda kendine yer bulmaya heves ederken, arkadan gelen "Böyleee yaşamaktaaan bıktımm be ustaaaaaaa" yakarışında gönül, yelkenleri suya indirip Müslüm Baba'ya salya sümük sarılıp ağlamak istiyorsa?
Evet, hiç cool değil; ama onu bir tek Dilber Ay anlıyorsa? Cehennem sıcağında atletsiz çıkamıyorsa? O menemene beş parmağı daldırmadan, yanında bir ekmek götürmeden doyulmuyorsa?
Seçmediğin; lakin kimliğine medeni halden önce işlemiş, seçilmeden kabul edilmişler, tam da seni, en insan halinle anadan üryan koymuyor mu hayat masasına?
Bazen düşünürüm, başka bir kültürde, coğrafyada, ailede büyüsem nasıl bir ben olurdum? Belki sırt çantası sırtına yapışık gezen bir gezgin olurdum. Belki çok klass, zevk sahibi, tatlişko bir leydi olurdum. Belki de sağlam bir akşamcı olurdum. Kaybedenler kulübü asil üyesi, tek göz odada şiirler yazan, kedi besleyen, gece olduğunda sokağa çıkıp naralar ata ata karanlıkta kaybolurdum...
Kadercilik mi dersin bilmem; fakat değişmeyen tek şey değişimin kendisi falan değil. Değiştiremeyeceklerin, kabul buyuracakların, buyur edeceklerin, geçinmeye razı olacakların var.
Ömür bunlarla didişmekle geçirilmeyecek kadar kısa çünkü. Ölüm var ölüm! Bunu değiştirebilirsen, diğerlerini konuşuruz.
"Dolanı Dolanı Gelir
Ölüm Yavaşça Yavaşça... Kalem Alıp Yaz Derdimi
Gülüm Yavaşça Yavaşça.. Şu Dünyaya Güvenilmez
Ölmeyince Kan Kesilmez
Mesleki'm Artar Eksilmez
Zulüm Yavaşça Yavaşça "