Kadınlar İnsandır, Biz İnsanoğlu
Böyle günlerin, bizim gibi ülkelerde anlam ve önemi çok büyük. Çünkü ülkemizin en büyük sorunlarından bir tanesi, kadınlarımızın yaşadığı problemler ve ne yazık ki konuştuğumuz şey hala kadınlarımızın yaşam hakkı. Gün geçmiyor ki yeni bir kadın cinayeti yaşamayalım. Öyle acı ki bu. Hepimiz bir ananın, bir kadının evladı olduğumuzu unutuyoruz. Kendi anamızın tırnağına zarar gelse dünyayı yıkacakken, evlatlarımızın anasına kıyabiliyoruz. Hukuki pek çok tedbirimiz, İstanbul Sözleşmesinden çıksak dahi hala var. Ama sorun bir türlü çözülmüyor. Kadına şiddet hatta cinayet…
İstanbul sözleşmesi tartışmalarına sıkışıp kalıyoruz kadınlarımızın yaşadığı zorlukları konuşurken. İstanbul Sözleşmesini de ne yazık ki belli grupların manipülasyonuna kurban verdik. Kaldı ki, İstanbul Sözleşmesi varken, kadına şiddet ve kadın cinayetlerini de tam anlamıyla durdurabildiğimiz söylenemez. İşte tam da bu yüzden sorunu çok iyi tanımlayıp çözümü de buna göre bulmamız şart
Sorun kanunlar değil uygulayanda. Sorun kadında değil, eğitimde. Eğitimden kastım öğretim değil. Aile içi eğitim. Kişinin kendi eğitimi. Artık her erkek, kadını bir birey olarak görmeli. Kendi iradesi ile hareket edebileceğini kabullenmeli. Kendi fikirlerinden farklı bir fikri olduğu için erkekten şiddet görmemeli. İlk okul birinci sınıftan itibaren kadına şiddet konusunda tüm öğrencilerimiz zorunlu derslerden geçirilmeli.
Eğer hep birlikte bu işin eğitim konusunu çözebilirsek, inanın bana hukuki kısmını çözmek çokta zor değil. İşte nitekim Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da açıklama yaptı ve “"23 bıçak yiyen bir kadını bıçaklayan faili bizim kanunumuz adli kontrolle serbest bırakmaya izin vermez. O nedenle yeni düzenlemeleri hayata geçirmeye karar verdik. Bunlardan sonra iyi hal indirimi ucu açık nedenlerle olmayacak" dedi.
Yani yine yeni bir hukuki düzenleme geliyor. Ama yüksek sesle ve bir kez daha tekrar edeceğim. Sorun yalnızca hukuk sorunu değil, sorun öğretim sorunu da değil, sorun eğitim sorunudur !