Katar’dan notlarım: Her taşın altından çıkan Türkiye!
Bir yandan kendi partisinin “hür ve müstakil olduğuna” toplumu inandıramayan muhalefet partileri, diğer yandan Türkiye’nin ilgi ve etki alanlarını genişletmeye çalışan ve tüm algı yönetimlerine rağmen muktedir olan Recep Tayyip Erdoğan!
Pazartesi, Salı günü Başkan Erdoğan ve heyetiyle Katar’daydık.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun Hoca, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, önceki dönem MSB Bakanı Hulusi Akar ile de sohbet ettik.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun hocamız bir an bile yerinde durmuyor. Sürekli çalışıyor, üretiyor. Bu üretim “streteji geliştirme üzerine” kurulu olduğu için ülke yararına sahalar açılıyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’a Karadeniz Gazı’nı sordum.
Hiçbir problem olmadığını ve planlanan şekilde çalışmaların sürdüğünü belirtti. Şu anda sahadan doğalgaz çıkarma çalışmaları devam ediyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de ekonomik adımları sağlam atıyor. Başkan Erdoğan’ın kendisine güveni üst düzeyde!
Bakan Şimşek kendisini adeta “enflasyonun düşmesine” odaklamış. Tek mevzu bu değil elbette, ama bu husus bir nihai hedef durumunda! Bu da vatandaşın lehine olacak şekilde adım adım ilerlemeyi getiriyor.
“TÜRKİYE VE TAŞLAR”
Rahmetli Erbakan’ın; “Biz her taşın altında Siyonistler vardır demiyoruz, fakat Yahudiler hiçbir taşın altını boş bırakmaz” sözü bir hakikat idi.
Devran değişiyor. Keşke Erbakan Hoca bu günleri görseydi.
Türkiye’nin devri başlıyor.
Çok hızlı gelişmeler yaşanacak.
Kısa vadede dünya; “Türkiye her taşın altından çıkmaz, ama hiçbir taşın altını da boş bırakmaz” diyecek.
Türkiye artık “taşları bağlayıp köpekleri salanlara karşı” strateji geliştiriyor.
“KATAR’DA TÜRKİYE SEVGİSİ”
“Türkiye” denilince Katar’da akan sular duruyor.
2015’ten bu yana körfez ülkesinde “Türkiye Askeri Üssü” var. Katar’daki darbeyi bu üssün varlığının önlediği sır değil!
2016’dan bu yana açılan kurslarda 10 bin civarında Katarlı Türkçe öğrenmiş.
Bu kurslara ilgi devam ediyor.
Hatta imzalanan 12 anlaşmadan biri şu: “Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı ile Katar Devleti'ndeki Lusail Üniversitesi Arasında Türkiye Türkçesi Öğretim Merkezleri Kurulmasına İlişkin İşbirliği Protokolünü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Lusail Üniversitesi Rektörü Ali Bin Fetais Al Mari imzaladı.”
İşte burası çok önemli!
Türkiye Türkçesi öğretim merkezleri!
Katar’da şu gözüktü; Türkiye olaylara sadece askeri ve ekonomik bakmıyor, aynı zamanda sosyolojik bakıyor. İşte bu bakış açısı sadece yüzyıla değil, önümüzdeki 300 yıla damga vurur.
Bence Katar’daki belki de gözden kaçan en önemli anlaşma buydu.
“İYİ PARTİ NEDEN İNANDIRAMIYOR”
Akşener daha ne yapsın?
“Hür ve müstakil olacağız” dedi.
“İstanbul ve Ankara’da kendi adaylarımızı çıkaracağız” dedi.
“Kararımız bu” dedi.
“Son kararımız” dedi.
“Kesinlikle son kararımız” dedi.
Ama gel gör ki buna pek inanan yok!
Neden?
İyi Parti neden inandıramıyor?
1) Daha en baştan “proje ittifakıyız” diyerek güven vermeyen bir argüman kullandı
2) Masadaki pazarlıklar, net olunamaması, sürekli aynı şeylerin tekrarlanması ama sonuç alınamaması seçmende bıkkınlığa sebep oldu
3) Çok ağır sözlerle masadan kalkıp çok hafif nedenlerle masaya oturdu
4) İBB ve Ankara’da güçlü adaylar çıkaracağı düşünülmüyor
5) El altından destek ve yeni bir plan havası veriyor
Peki, çözüm ne?
Buğra Kavuncu İstanbul’dan, Koray Aydın Ankara’dan belediye başkan adayı olur ve ciddi bir çalışma içine girerlerse İyi Parti “inandırıcılık ligine” çıkabilir.
SON SÖZ: Ayçin Kantoğlu kimdir, ne yer ne içer, neyi sever neye üzülür; gerçekten bilmiyorum. Lâkin, “Şuurluca düşmanlık edeceğiz, mazlum olmaktan vazgeçeceğiz” sözleri bilgelik ve doğru okumalarla dolu ve ben bu sözü ayakta alkışlıyorum.