Kemal Bey’in dublörü Özgür Özel

Sinema filmleri ve dizilerde “dublörlere” hep üzülürüm.

Yüksek yerden atlayan onlar, zorluğu çeken onlar, en olmadık hareketleri yapan onlar ama işin kaymağını yiyen hep aktörler!

Türkiye ve dünya siyasetinde “aktör” olmayı başaramayan Sayın Kılıçdaroğlu şimdi kendi partisinin aktörlüğünü yapıyor.

Recep Tayyip Erdoğan aktör mü?

Hayır, o bir lider!

Bundan mütevellit “dublör” kullanmıyor.

Liderler “dublör” kullanmaz, taşın ardına saklanmaz!

Kemal Bey ise liderden ziyade bir “aktör” konumunda ve her “aksiyon filmi aktörü” gibi onun da dublörü var.

Özgür Özel’in Kemal Bey’den farkı yok, izleyince ve dinleyince “ayırt” edemiyorsunuz.

Üstelik Sayın Kılıçdaroğlu parti önünde kendisine “koltuk fırlatılmış” bir genel başkan ve bu koltuğu yine kendi belediye başkanı fırlattı!

Tanju Özcan isyanında haksız sayılmaz!

Girdiği her seçimi kaybeden birini “istememe hakkı” var ve tepkisini de cesurca gösterdi.

13 yıldır genel başkan olan Kılıçdaroğlu’na koltuk fırlatıyorlar da 21 yıldır genel başkan olan Recep Tayyip Erdoğan’a neden bunu yapamıyorlar?

Hiç kimse “21 yıldır girdiği her seçimi kazanan” Başkan Erdoğan’a koltuk atmaz, atamaz!

Kızılelma, Kirpi, İHA, SİHA yapan Başkan Erdoğan’a koltuk atmaz, atamaz!

86 yıl aradan sonra turist ayağı basılan Ayasofya’ya seccadeler seren ve orayı “Cami-i Şerif” özüne döndüren Başkan Erdoğan’a koltuk atmaz, atamaz!

40 yıl aradan sonra Karabağ’ı Ermenistan’dan alıp İlham Bey’le beraber özüne tebdil eden Başkan Erdoğan’a koltuk atmaz, atamaz!

Amerikan’ın ileri karakolu PKK ve FETÖ’ye diz çöktüren Başkan Erdoğan’a koltuk atmaz, atamaz!

Türkiye siyasetine “yeni bir muhalefet anlayışı” gerekiyor.

Kılıçdaroğlu, Özel, İmamoğlu, Yavaş gibi isimler bu yeni anlayışa çok uzaklar!

“İŞTE BUNLAR HEP ZOOM TOPLANTISI”

“Ne kendisi etti rahat ne âleme verdi huzur” denilince aklıma İBB Başkanı geliyor.

Ne İstanbul’a hizmet verebildi ne CHP’ye kazancı oldu ne de İyi Parti’ye katkısı oldu.

Huzursuzluk nerede ise Ekrem Bey orada yahut tam tersi!

Ekrem Bey hep mağdur; ama bu kez “mağdur eden” kendi partisi!

Haklı mı?

“Cumhurbaşkanı adayı ol” dediler, cesaret edemedi, olamadı!

“CHP Genel Başkan adayı ol” dediler, yine olamadı!

Hem aday olmuyor hem “Zoom toplantısı” yaparak arkadan dolanıyor.

Hem aday olamıyor hem de “Kemal Bey beni toplantılara çağırmıyor” diye mağdura yatıyor.

Ben bu kez Kemal Bey’e hak veriyorum.

Hatta İyi Parti kendi adaylarını gösterip İstanbul’da Ekrem İmamoğlu kaybederse burada en çok Kılıçdaroğlu ve ekibinin rahatlayacağını düşünüyorum.

“MANSUR YAVAŞ”

Seçilmeden önce: Ankara’nın kendi öz kaynaklarıyla 58 kilometre uzunluğunda metro hattı yapacağım.

Seçildikten sonra:

Birinci Yıl: Seneye yapacağız

İkinci Yıl: Seneye yapacağız

Üçüncü Yıl: Seneye yapacağız

Dördüncü Yıl: Seneye yapacağız

Beşinci Yıl: Ankara’nın kendi öz kaynaklarıyla 58 kilometre uzunluğunda metro hattı yapacağım.

“EKREM İMAMOĞLU”

İstanbul’da belediye otobüslerinin her hafta bir kazası yahut yandığı haberi geliyor.

Yürüyen merdivenler yürümüyor ve girişlere “arızalı” yazısı asılıyor; ama “Birileri stop düğmesine basıp durduruyor” yalanı piyasaya sürülüyor.

Temel atmama törenleri sonrası büyük ve yeni yatırımlar yok!

Tüm bu süreçte mağdur olan yine mi Ekrem Bey?

Sorumlu da değil!

“Her şey çok güzel olacak” derken demek ki bunu kastediyorlarmış!

“AMA ÖYLE, AMA BÖYLE”

Sapığın birisi başörtülü kadına saldırınca; akli dengesi bozuk!

Sapığın birisi başı açık kadına saldırınca; tarikatlar kapatılsın!

Adaletinizin terazisini sileyim de paslanmasın!

Arkadaşım bak karşıda bir “sapık” var!

Saldırılana değil saldırana bakmak ve tepki koymak lâzım!

Fakat bizde maalesef birileri “mağdurun kimliğine” bakıyor.

Kendine yakın görüyorsa savunuyor, kendine uzak görüyorsa görmezden geliyor.

Bu konularda “uzlaşmak” ve ortak toplumsal refleksler geliştirmek elzemdir!

SON SÖZ: tv100’de Kerem Kırçuval’ın programında; “Deva, Saadet, Gelecek, DP çok mutlu; ama CHP’liler mutsuz” dediğimde meslektaşım Murat Çelik “Mutlu azınlık” esprisini patlattı. Tabii bu aslında büyük bir parti olan CHP’deki acı tablonun eseri… Üstelik CHP’nin “yerli ve millî politikalar” konusunda “değişime kapalı” olduğu görülüyor. CHP “terör ve dış politika” hususunda değişir ve ortak politika arayışına girerse Türkiye işte o vakit çok daha güzelleşir.