Kılıçdaroğlu "adayım" demek için neyi bekliyor?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için zaman gittikçe daralıyor.

Eğer Cumhurbaşkanı adayı olmaya kesin kararlıysa, artık harekete geçmesi gerek. Peki Kemal Bey, “adayım” demek için neyi bekliyor?

Doğru zamanı mı?

Adaylık için adı geçen diğer isimlerin yıpranmasını mı?

Yoksa perde gerisinde ittifak masasındaki ortaklarını kazanacağına ikna etmeyi mi?

Bir süredir, Kılıçdaroğlu’nu gönülden destekleyen bazı CHP’li yöneticilerin adaylık açıklamasında geç kalınmamasını öğütlediğini biliyorum. O isimlerden birine, “Kemal Bey neyi bekliyor?” diye sordum.

Parti içinde, adaylığın açıklanma zamanı ile ilgili iki yaklaşım olduğunu söyledi. Kendisinin de içinde bulunduğu grup Kılıçdaroğlu’na, “Adaylığını hemen açıkla. İttifak masası ve kamuoyundaki tartışmalar sizi yıpratıyor” diyor. Diğer grup ise Kemal Bey’le aynı görüşte. Yani, “Biraz daha beklemek” taraftarı. Kılıçdaroğlu, çabuk olunması gerektiğini savunanlara şunu diyor: “Bekleyeceğiz. Karşıma çıkardıkları kendi partimden iki belediye başkanı. Bunun olamayacağını, olmaması gerektiğini henüz anlamadılar ama anlayacaklar. Bunu iyice anladıklarından emin olduğumda düğmeye basacağım. Çıktığım yolun dönüşü yok.”

CHP, 5 Mayıs 2018’de Muharrem İnce’yi Cumhurbaşkanı adayı göstermişti. Yani, adayını seçimden sadece 49 gün önce açıkladı. Muharrem İnce yollara düştü. Olağanüstü bir çaba gösterdi. Ama olmadı. Kaybetti.

KEMAL BEY KENDİNİ Mİ TARİF EDİYOR?

CHP lideri, İnce’yi açıklamadan önce, Cumhurbaşkanı adayını tanımlarken, özellikle olması gereken üç niteliğin altını çiziyordu: “Kavgacı olmayacak, ekonomiyi iyi bilecek, bir başarı hikâyesi olacak.”

Bu tanımlamayı yaparken, Kılıçdaroğlu’nun aklında bir ismin olduğu belli. Ama o isim açıklanan aday İnce değildi. Çünkü, Muharrem İnce kavgadan çekinmeyen bir yapıdaydı. Yani kavgacıydı. Ekonomist de değildi. Başarı hikâyesi ise nereden bakıldığıyla ilgili. İnce, siyasette başarılıydı ama örnek bir başarı hikâyesi de yoktu. Sanki Kılıçdaroğlu çaresiz kalmış da mecburiyetten İnce’yi aday göstermiş gibiydi. Hem Genel Merkez'in hem de teşkilatların seçim sürecinde İnce’yi yalnız bırakması da ancak bununla izah edilebilir.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun 2018 seçimlerinde vurguladığı, Cumhurbaşkanı adayındaki özellikler kendisinde var mı?

Bunun cevabını almak için de 2015 yılına gidelim. Kemal Bey yedi yıl önce hikâyesini anlatırken şu cümleleri kuruyor:

"Bir başarı hikâyesidir benim hayatım. En zor sınavları verdim. Devletin üst makamlarında görev yaptım. Ama bu benim bireysel başarım. Bunu tüm Türkiye'ye yaymamız lazım, hep birlikte yaşanacak Türkiye'yi ortaya çıkarmamız lazım."

Bunların üzerine Kemal Bey’in hesap uzmanlığına dayalı, ekonomiyi bildiğini ekleyin.

Peki kavgacı mı Kemal Bey? Tartışılır. Sayın Erdoğan’la girdiği polemiklere bakarsanız, “kavgacı” diyebilirsiniz. Ama özel yaşamında kavgayı sevmeyen, naif bir kişiliği var.

Yani 2018’deki Cumhurbaşkanı adayı tanımına 2022’deki aday adayı Kılıçdaroğlu’nun oturduğunu söyleyebiliriz.

Peki şimdi ne olacak?

Kemal Kılıçdaroğlu aday adaylığını ne zaman açıklayacak? Neyi bekliyor? Açıklamama ihtimali var mı?

Kılıçdaroğlu’nun vazgeçmesi zor. Sürecin sonunda, aday kim olursa olsun, seçimin kaybedilmesi durumunda Kılıçdaroğlu Genel Başkanlık koltuğunda artık kalamayacağının farkında. Tek çıkar yolu aday olmak ve kazanmak için her şeyini ortaya koymak.

Altılı Masa çerçevesinde can alıcı soru ise şu: “İYİ Parti Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına nereye kadar direnebilecek?”

Bence, Kemal Bey, “Ben adayım” dediği gün İYİ Parti’nin direnci kırılacak. Çünkü İYİ Parti ne masadan ayrılmayı göze alabilir ne de Kemal Bey’in karşısına CHP’li iki Belediye Başkanı'ndan birini çıkarmayı. Ne masayı dağıtan ne de olası bir seçim yenilgisinin faturasını üstlenmek zorunda kalan olmayı ister.

Çok çok olağanüstü bir gelişme olmazsa Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’dur.