Amerikan Tabip Odası, obeziteyi bir ‘hastalık’ olarak tanıdığında takvimler 2013 yılını gösteriyordu. Obezite konusunda çalışan Cambridge Üniversitesi’nden genetik bilimci Giles Yeo’ya göre, obezite ile ilgili yıllar içinde öğrenilen en önemli şeylerden biri de bunun bir tür ‘beyin durumu’ ya da ‘beyin rahatsızlığı’ olduğu.
CNN International’ın aktardığına göre, genetik de bir kişinin ne kadar kilo aldığı konusunda belirleyici olabiliyor. Buna göre, kişinin genetiği, yağ hücrelerinin ne kadar yağ depo edebildiği ve beynin hangi sıklıkla, ne kadar güçlü bir şekilde ‘Açım’ mesajı gönderdiği konusunda önemli bir rol oynuyor. Peki genetik olarak kilo almaya meyilli kişiler beslenirken nelere dikkat etmeli?
Yeo’ya göre, burada farkına varılması gereken ilk gerçek, kilo vermenin kolay olmak zorunda olmaması. Yeo, bu durumu şöyle anlattı: “Size her kim kilo vermenin kolay olduğunu söylüyorsa, bana güvenin, size yalan söylüyor. Bu, kolay değil çünkü beyniniz bunu kolay kılmıyor. Yani, kilo verdiğinizde beyniniz bundan nefret ediyor ve sizi o kiloyu geri aldırmaya çalışıyor.”
Yeo’nun bu konuda verdiği ikinci tavsiye ise yemek yeme konusunda ölçülü olmak. Diğer bir deyişle, kişinin yediği her şeyden azar azar kesinti yapması bir çözüm olabilir. Yeo, konuya ilişkin olarak, “Her şeyden azıcık yiyin. Buna eğer olmazsa ölçülülük deniyor. Ama bu da doğru” diye konuştu. Karbonhidrat ve yağ gibi çoğu zaman kötü gösterilen gıdaların tamamen kesilmesi konusunda da uyarıda bulunan Yeo, “Eğer süt ürünleri içebiliyorsanız bu, sizin için zehirli değildir. Eğer kilo vermek istiyorsanız her şeyden biraz yeyin.”
Genetik bilimcinin bu noktada verdiği üçüncü öneri ise sindirmenin kolay olduğu gıdalara yönelmek. Yeo, konuya ilişkin olarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Sindirmesi daha uzun süren gıdalar size kendinizi daha tok hissettirir. Bu doğru; biliyorsunuz.” Buna bir örneğin protein olduğunu belirten Yeo, “Ondan çok yemek istemezsiniz ama daha yüksek bir protein diyeti size kendinizi daha tok hissettirir. Lifli gıdalar yemek de size kendinizi daha tok hissettirir” diye konuştu.
‘4 numaralı gerçeğin’ ise kaloriden ziyade kaliteye önem vermek olduğunun altını çizen Yeo, ‘körü körüne kalori saymama’ konusunda uyarı yaptı. “Neden?” diye soran genetik bilimci, kendi sorusunu şöyle yanıtladı: “Çünkü kalori, size yemeğin miktarı hakkında bir şey söyler, yemeğin besin kalitesi hakkında değil… Kalori saymak size ne kadar protein, lif, tuz ve mikro besin aldığınızı söylemez.”
Son olarak “Gıda düşmanınız değildir” uyarısında bulunan Yeo, gıdayla nasıl etkileşime geçildiğini anlamanın önemli olduğunu vurgulayarak şu görüşleri paylaştı: “Gıdadan korkmayın. Bence gıda çevremizi düzeltmemiz gerekiyor. Ben bazı insanların daha az gıda tüketmesi gerektiğini düşünüyorum ama eğer gıdadan korkarsanız o zaman ‘Onu kısmam gerek, bunu kesmem’ gerek diye düşünmeye başlarsınız. Bence biraz daha az yememiz gerek. Ama bence yemeklerimizi sevmeliyiz.”