1 Eylül 2023 itibarıyla yürürlüğe giren zorunlu arabuluculuk uygulaması, ev sahibi ve kiracı arasındaki birçok sorunu mahkemeye gitmeden çözmeyi başarıyor.
Bu yöntem sadece kira uyuşmazlıkları ile sınırlı kalmayıp, işçi-işveren anlaşmazlıkları, kat mülkiyeti sorunları ve komşuluk anlaşmazlıklarında da etkili bir çözüm sunuyor.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un açıkladığı verilere göre, arabuluculukta bugüne kadar müzakere edilen 6 milyon 223 bin 211 dosyadan 4 milyon 72 bin 786'sı anlaşma ile sonuçlanmış durumda.
Bu sayede arabuluculukta başarı oranı yüzde 65 olarak belirlenirken, kira uyuşmazlıklarında ise başarı oranı yüzde 47 seviyesinde kalıyor.
ÖRNEK ARABULUCULUK VAKALARI
milliyet.com'un haberine göre, Türkiye Arabulucular ve Arabuluculuk Merkezleri (TURAMEP) Sözcüsü Dr. Umut Metin, yaşanmış iki arabuluculuk örneğini paylaşarak uygulamanın önemini vurguladı.
İlk olay, İstanbul Halkalı'da bulunan bir 2+1 dairede geçiyor. Dairenin Ocak 2024 kira bedeli 7.000 TL iken, mal sahibi kira yenileme döneminde aylık bedelin 12.000 TL olmasını talep etti.
Bu bedel iki ay boyunca ödendikten sonra ev sahibi vefat etti. Kiracı, kira ödemelerini merhumun eşine 12.000 TL olarak yapmaya devam etti.
Ancak mirasçılardan biri kiracıyı arayarak, kiranın annesine değil, tüm mirasçılara ödenmesi gerektiğini ve aylık bedelin 20.000 TL olduğunu belirtti. Bu gelişmeyle taraflar arasında bir kira uyuşmazlığı çıktı.
Kiracı ise artışı kabul etmeyip, ödenmeyen bir kira borcunun bulunmadığını savundu. Mirasçılar kira tespiti için dava açmadan önce arabulucuya başvurdu.
Arabuluculuk sürecinde taraflar aylık 15.000 TL kira bedeli üzerinde anlaşarak sorunu çözdüler. Ayrıca, kiracının geçmiş kira borcu olmadığı kanıtlanarak, ödenmeyen kira iddiaları ortadan kalktı.
LÜKS SİTEDEKİ KİRACI UYUŞMAZLIĞI
İkinci olayda, lüks bir sitede oturan kiracı, aynı sitedeki kira bedellerinin 25.000 TL ile 30.000 TL arasında değiştiği bir ortamda 8.000 TL kira ödüyordu.
Kiracı, çocuklarının okula yakınlığı ve iş durumu nedeniyle 2 yıl daha aynı konutta oturmak istediğini belirtti. Ancak geçmişte imzalanmış bir tahliye taahhüdü bulunuyordu ve kiraya veren avukatı tahliye işlemini başlatmıştı.
Arabuluculuk sürecinde taraflar, kiracının maaş artışına göre bir kira düzenlemesi yapmayı kabul ettiler.
İlk yıl TÜFE oranında bir zam yapılacak, ardından kiracının maaşına 2025 Mart ayında yapılacak zam oranında ek bir artış uygulanacaktı.
Ayrıca, kiracı 2026 Kasım ayına kadar konutta kalabilecek ve bu süre sonunda tahliye taahhütnamesini noterden eşi ile birlikte teslim edecekti.
Böylece taraflar, hem tahliye sürecini planlamış hem de kiracı için uygun bir kira düzenlemesi sağlamış oldular.
Bu arabuluculuk örnekleri, uyuşmazlıkların dava açılmadan, tarafların karşılıklı uzlaşma ile çözülmesine olanak tanıyan bu sistemin ne kadar etkili olduğunu gözler önüne seriyor.