Kışın Çam, yazın Ladin ağaçlarının izini sürerek günde 500 ile 750 lira kazanıyorlar
Mersin’den, Antalya’nın Akseki ilçesine ağaç kesmek için gelen işçiler arazide kış şartlarında zorlu yaşam mücadelesi veriyor. Tek göz naylon çadır ve ahşap barakalarda kalan işçiler, yılın 8 ayı göçebe bir yaşam sürüyor.
Aileler sürekli farklı alanlarda ağaç kestikleri için çadırlarını yanlarında taşımak zorunda kalıyorlar. İşçiler kış aylarında çam, yaz aylarında ise daha yüksek rakımlardaki ladin ağaçlarının kesimini yapıyor.
Akseki Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı olarak orman kesim alanlarında çalışan işçilerin mesaisi sabahın ilk ışıklarıyla başlıyor. Sık ağaçların bulunduğu ormanlık alanlarda seyreltme amacıyla ağaçları kesen işçiler ardından odun ve tomruk çıkartıyor.
Traktörlerin giremediği alanlardaki odun ve tomrukları katırlara yükleyip taşıyorlar
Orman kesim işçileri, tonlarca ağırlığındaki tomrukları traktörlere yüklüyor. Traktörlerin giremediği alanlardaki odun ve tomruklar ise katırlara yüklenip taşınıyor. Kamyonlara yüklenen tomruklar ve odunlar zahmetli bir yolculuğun ardından orman işletme müdürlüğünün depolama alanına götürüyor. Aileler kestikleri ağaçların miktarına göre günde 500 ila 750 lira arasında kazanç sağlıyor.
"Evimizi sürekli taşımak zorundayız"
Antalya'nın Serik ilçesinden Akseki'ye gelen 56 yaşındaki Fatma Ateş de ekmeklerini bile kendilerinin yaptığını söyledi. Ateş, "Yağmur ve kar yağdığı zaman işimiz çok zorlaşıyor. Geçimimizi sağlamak için bunca zahmete katlanıyoruz. Bir alandaki işimiz bitince başka bir yere çadırımızı kuruyor ve orada çalışıyoruz. Evimizi sürekli taşımak zorundayız" diye konuştu.
"Ata mesleği"
Mersin Bozyazı'dan, Antalya Akseki'ye ağaç kesimi için geldiğini söyleyen 2 çocuk babası Mehmet Güneş, ekmek parası kazanabilmek için zorluklara katlandıklarını belirterek "30 Yıldır kesim işi yapıyorum. Ormanda yağmur çamur demeden kesim yapıyoruz. Babamızdan gelen ata mesleğidir" dedi.
Yılın 8 ayı gurbette geçiyor
8 ay memleketlerinden uzak kaldıklarını söyleyen Halil Deniz, "Toros Dağlarında çadırlarda kalıyoruz. Çok soğuk oluyor. Bizim yaşam şartımız çok zor. Sabahın erken saatlerinde kalkıyoruz. Şehirle bizim aramızda karlı dağlar var. Her şeyi elde yapıyoruz. İhtiyaçlarımızı kendi imkanlarımızla sağlıyoruz. Çocuklarımız için mecburen katlanmak zorundayız" dedi.