KKTC'den Doğu Akdeniz açıklaması

Türk Ajansı Kıbrıs'ın haberine göre, KKTC Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Kıbrıs Rum kesiminin, uluslararası hukuka göre özel bir konuma sahip Doğu Akdeniz Bölgesi'ne en uzun kıyısı bulunan Türkiye'nin kıta sahanlığı bölgesine girdiği aşikar, aynı zamanda kendisinin de kabul ettiği gibi Kıbrıslı Türklere de ait olan alanda, Rum kesiminin faaliyetlerine benzer faaliyetlerde bulunulmasını haksız ve anlamsız şekilde "istila" olarak tanımlamasının, aslında kendisinin ne yapıyor olduğunun itirafı olduğuna işaret edildi.

Açıklamada, yıllardır sürekli olarak Kıbrıslı Türklerin haklarını gasbetmeye çalışan Kıbrıs Rum liderliğinin, kendi hakları için tutarlı bir biçimde söylediklerini yapmaya yönelen KKTC ve Türkiye'ye "istila" ve benzeri kavramlarla dil uzatmaya çalışmasının, bizzat Rum yönetiminin KKTC'nin haklarını gasbetmeye yönelik eylemlerini gizleme girişiminden başka bir şey olmadığı vurgulanarak, "Rum tarafı 'istila' görmek istiyorsa, bu alanlarda kendi attığı tek yanlı adımlara bakmalıdır. İşbirliği çağrılarımızı reddederek tek yanlı adımlar atmaya devam eden Rum tarafı, haklarımızı korumak için attığımız mukabil adımları çığırtkanlık yaparak kendi gasp girişimlerini gizleyemez." ifadesi kullanıldı.

Rum tarafı ve ilgili uluslararası aktörlerin, son günlerdeki gelişmelere şaşırmış gibi görünmelerinin samimiyetsizlik olduğu belirtilen açıklamada, "Gerçekçi olan herkes, aylardır bu yönde işbirliği çağrısı yapan ama bunun kabul edilmemesi durumunda Rum tarafının attığı adımlara mukabil çalışmalara başlanacağını net ve kendi içinde tutarlı biçimde vurgulamış olan Türkiye ve KKTC'nin bu haklı hamlesini beklenmeyen bir hareket olarak nitelemez." değerlendirmesine yer verildi.

KKTC ve Türkiye'nin hidrokarbon kaynakları konusundaki tutumu ve adımlarının, baştan beri hem barışçıl hem de tutarlı olduğuna işaret edilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

"Asıl tutarsızlık, bir yandan bu kaynaklar Kıbrıslı Türklere de aittir derken, diğer yandan Kıbrıslı Türklerin iradesi yok sayılarak bu kadar yıldır tek yanlı faaliyetlerde bulunmaktır. Bir diğer tutarsızlık ise bu kaynaklar her iki halka da aittir derken, bunların sadece Kıbrıslı Rumlar tarafından kullanılmasına rıza göstermek, seyirci kalmak ve hatta Rum tarafının savunuculuğunu yapmaktır. Bu olgular ışığında, gerek Kıbrıs Rum tarafını gerekse uluslararası toplumu, tutarlı olmaya davet ediyor,  'bu kaynaklar her iki halka da aittir' şeklindeki sözlerinin gereğini yapmaya çağırıyoruz."