Bağımlılık düzeyine ulaşan Coco Cola, ilk olarak “tükenmeyi hafifleten” bir sinir toniği olarak pazarlanmıştır. Şimdilerin vazgeçilmezleri arasında yerini alan Coco Cola, eleştirilerin odağı oldu. Coco Cola tüketicileri, sosyal medya üzerinden tespit yapmaya başlayınca gerçekler yavaş yavaş açığa çıktı. Eski dönemlerde masalara kola geldiğinde etrafa dökmemek için çalkalamamaya özen gösterirdik. Doldururken yoğun köpüğü taşmasın diye bir bardağı saniyerlerce doldurabilirdik.
Artık eskisi gibi değil... Şimdi kolanın şişesi duvardan duvara çarpsa bile köpüğü kolay kolay taşmıyor. Reklamlarda duyulan kolayı doldurma ve içme sesi sanki efekt değil de doğalmış gibi bilinirdi. Fakat vatandaşlar artık kolanın eski tadının ve özelliğinin olmadığının farkına vardı.
Bir tüketicinin soyal medyada yaptığı bir paylaşımda bu gerçek gözler önüne serildi; "Son 1 yılda içtiğim kolaların gazı yok. Keyif almıyorum. Suratıma baloncuk attıran kolaları özledik. Yapamıyorsanız eskisi gibi üretmeyin kardeşim. Kaç defa kaç farklı yerden içiyorum, hepsi bozdu arkadaş. Bir keyfimiz vardı, o keyifli içimi tekrar istiyorum." yorumu tüketicinin aklında yeşil ışık yaktı. Tüketiciler hemfikirde olunca artık kolanın tadının değiştiği kaçınılmaz bir gerçek oldu.
Peki, birçok tüketicinin merak ettiği o soru... Kolayı içtiğimizde neden burnumuz ve genzimiz yanıyor? Bu yaşanan olayın en büyük sebebi kolanın içinde bulunan karbondioksit gazıdır. Coco Cola, 'Merak Ettim' adı altında bir bölüm gerçekleştirdi. Vatandaşlar merak ettiği soruları Coco Cola Türkiye'nin resmi sayfasına sordu.
Bir tüketici, 'Coco Cola'nın içinde karbondioksit neden var? Karbondioksit zararlı bir madde değil mi?' sorusu dikkat çekti. Coco Cola Türkiye, tüketiciye şu yanıtı verdi: 'Coca-Cola’ya ferahlık hissi veren kabarcıklı etkisini sağlamak amacı ile karbondioksit gazı ekliyoruz. Karbondioksit gazının içeceklerde kullanımı gıda otoritelerince onaylanmıştır. Karbondioksit gazı doğal olarak maden sularında da bulunur. İçeceklere eklenen karbondioksit gazı, ürün açıldığı andan itibaren havaya karışmaya başlar. Mideye ulaşan karbondioksit gazı miktarı oldukça azdır. Tüm ürün içeriklerimiz güvenlidir ve ilgili ulusal ve uluslararası kurumlarca kullanımı onaylıdır.'
İşte geldik asıl merak edilen o soruya...
Kola neden eskisi gibi burnumuzu ve genzimizi yakmıyor?
Tüketiciler uzun yıllardır kolanın tadının değiştiği hakkında eleştirilerde bulunuyorlar. 90'lı yıllarda üretilen kolayla şimdilerde üretilen kolanın aynı tadı ve etkiyi vermediğini savunan tüketiciler merak edilen o soruyu Coco Cola Türkiye sayfasından sordu.
Coco Cola tüketicisi, "Artık neden kola içtikten sonra asit genzimizi ve burnumuzu yakmıyor?" sorusunu Coco Cola Türkiye sayfasına sordu. Dünyaca ünlü markanın verdiği cevap tüketicileri tatmin etmedi.
Coco Cola Türkiye, "Coca-Cola 1886’dan bu yana her yerde aynı yüksek kalite standartlarında üretilmeye devam etmektedir. Halk dilinde asit olarak tanımlanan Coca-Cola'nın kabarcıkları asit değil, bazı maden sularında da doğal bulunan karbondioksit gazıdır ve gazlı içeceklere baloncuklu etkiyi vermek için eklenir. Üretim sırasında Coca-Cola’ya eklenen karbondioksit gazı belirlenen standartlar dahilindedir. Tüm gıda maddeleri gibi uygun koşullarda saklandığında lezzetini ilk günkü gibi korur." yanıtını verdi.
Tüketiciler sosyal medya üzerinden birçok fikirde bulunuyor. Birazdan okuyacağınız teorilerin çoğu sizlere de mantıklı gelecek...
- Coca-Cola’nın tadının değişmesinin en büyük sebebi Türkiye’de Coca-Cola Company’nin franchise vererek yaptırdığı şişelemesiyle ilgili olabilir.
- Karbondioksit oranı yükseldikçe pahallılık oranının artması bu durumu ortaya çıkarmış olabilir. Şirket zam yapmak yerine kaliteyi düşürüp tüketiciyi yanında tutmak istiyor olabilir.
- Düşündüğümüz kötü senaryoların aksine kolanın içinde bulunan fazla karbondioksitin sağlık açısından zararının farkına varılmış olup daha sağlılıklı bir içecek haline getirmek.
- Şişelemeyi yapan şirketler en son katılan karbondioksit ile tatlandırıcı miktarını kendileri belirledikleri için olabilir. Bunun en büyük sebebi de oranları ülkelere göre farklı yapıp 'yerelleşme' düşüncesi olabilir.
- Türkiye'ye pazar araştırması yapılıp karbondioksitin sevilmediği belirlenmiş olabilir.