Korona virüsü yenen Funda hemşire gözyaşlarına boğuldu
Bursa’da yoğun bakım servisinde görevli hemşire Funda Çekiç (27), yakalandığı koronavirüsü yenerek, sağlığına kavuştu. 30 günlük tedavi sürecini anlatırken gözyaşlarını tutamayan Çekiç, sosyal mesafesiz düğün görüntülerini izlediği sırada, "İlk defa görüyorum, keşke görmeseydim" dedi.
Bursa Şehir Hastanesi Çocuk Yoğun Bakım Servisi’nde 1 yıldır hemşire olarak görev yapan Funda Çekiç’e 5 Mayıs'ta koronavirüs testi yapıldı. Çekiç’in ateş ve bel ağrısı şikayetiyle yaptırdığı testi pozitif çıktı. Görev yaptığı hastanede tedavi altına alınan Çekiç, 13 gün boyunca gözlem altında tutuldu. Hemşire arkadaşlarının desteği ve gördüğü tedaviyle sağlığı normale döndü. Ancak hala testi pozitif sonuç verdiği için 17 gün boyunca evde karantina altında kaldı. Koronavirüse karşı 30 gün mücadele veren hemşire Çekiç, iyileşmesinin ardından görevine geri döndü. Çekiç, tedavi sürecini ve eşiyle ayrı kaldığı dönemi anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Öte yandan, Bursa’da yaşanan sosyal mesafesiz plaj, düğün ve asker uğurlama görüntülerini izleyen Çekiç, bu duruma üzüldüğünü söyledi.
“EŞİMLE ÖNCE ODALARIMIZI, SONRA EVİMİZİ AYIRDIK”
Eşiyle birlikte ilk önce odalarını daha sonra evlerini ayırmak zorunda kaldıklarını belirten Çekiç, "Süreç çok zor ve sıkıntılıydı. Bunu konuşarak basite indirgemiş olacağım. 1 ay sürdü ama benim için neredeyse seneler gibiydi. Ailemden ayrıydım. Psikolojik açıdan özellikle çok yıpratıcıydı. İlk etapta ateş ve halsizlikle birlikte çok ciddi sırt ağrılarım oldu. Beşinci günün sonunda artık her şey yolunda gidiyor derken solunum sıkıntım oldu. Taburcu edilmem planlanmıştı. Tat ve doku kaybıyla birlikte, solunum sıkıntısından dolayı yatış sürem uzadı. Ateşimin ilk çıktığı akşam bir şeyler olduğunu hissettim. Durduk yere bir insanın ateşi çıkmamalıydı çünkü işin içinde olduğumuz için ters giden bir şeyler olduğunu hissettim. O gece itibariyle eşimle ilk önce odalarımızı daha sonra evimizi ayırmak zorunda kaldık. Eşimin kalp rahatsızlığı var. İlk pozitif çıktığımda en çok korktuğum yine eşime bir şey taşımaktı. Çok şükür ona bulaş olmadan bu süreci geçirdik ama 1 ay ayrı kalmak zorunda kaldık" diye konuştu.
“EŞİMİ SADECE HASTANE CAMINDAN GÖREBİLDİM”
Tedavi sürecinde, yalnızlığı en fazla hissedenlerden olduğunu dile getiren Çekiç, "Sadece camdan görebildim onu, yüzünü bile net seçemedim. 1 ay boyunca camdan görüşebildik. İnsan, aslında güçsüz hissettiği zamanlarda güç almak için sarılmaya ihtiyaç duyuyor. Değil sarılmak biz yan yana ve 1 metrelik mesafeye dahi gelemedik. Evde de süreç aynı şekilde devam etti. Hastalık sürecim Ramazan Bayramı’na da denk gelmişti. Yalnızdım ama ben o yalnızlığı daha fazla hissedenlerden oldum. Görüntülü konuşarak bayramlaştık. Ama ben solunum sıkıntısı yaşıyordum ve konuşmalarım hep yarı da kaldı. 27 yaşındayım ve kronik bir rahatsızlığım yok. Sigara da kullanmıyorum. Ama ciddi solunum sıkıntım oldu. Kendimi çok çaresiz ve güçsüz hissettim. İnsanı en çok yoran da bu süreci yalnız başına geçirmek zorunda kalmasıydı. Meslektaşlarım tabi hepsi özveriyle elinden geleni yaptı ve çalıştı. Bana çok destek oldular. Ama bir odanın içerisinde yalnız başınıza mücadele vermek zorunda kalıyorsunuz. İnsanı çok güçsüz kılıyor. Hiç kimsenin bunu yaşamaması gerektiğini düşünüyorum” dedi.