Koronavirüse karşı Türk tipi tedavi
Koronavirüslü hastaların tedavisinde Japonların ürettiği Çinlilerin ise etkisini tespit ettiği favipiravir ilacı kullanılıyor. Ancak bu ilacın Türkiye ve dünyada kullanım safhaları arasında bir fark olduğu görülüyor. İşte Türk tipi tedavi yöntemi..
Herkesin merak ettiği Kovid-19 tedavisine yönelik ilaç kullanımının detayları ortaya çıktı. Bilim Kurulu’nun hazırladığı Kovid-19 rehberinde de ayrıntılarıyla yer alan ilaç kullanım modelinde, test sonucu pozitif çıkan ancak akciğer bulguları çok zayıf vakalar ve akciğer bulgusu olmayanlarda bile günde 200 miligramlık hidroksiklorokin tedavisi uygulanıyor. Bu kişilerin beş gün boyunca söz konusu ilacı kullanması sağlanıyor.
Ağır seyirli olmayan ve zatürre bulguları hafif olan Kovid-19 vakalarına ise “hidroksiklorokin”in yanı sıra azitromisin etken maddeli ilaç veriliyor. Bu ilaç ilk gün 500 miligram tablet olarak reçete edilirken, takip eden dört gün boyunca 250 mg tablet tedavisi uygulanıyor.
Çin’den getirtilen Favipiravir ise yoğun bakımda durumu ağır seyreden hastalara veriliyor. Ancak Türkiye, Favipiravir konusunda farklı bir yöntem izliyor. Sadece yoğun bakım hastalarına değil, kötü seyirli servis hastalarına da “favipiravir” verilerek, yoğun bakıma girişlerin azalması sağlanıyor.
Hidroksiklorokin tedavisinde ağırlaşan veya pnömoni bulguları ortaya çıkan vakaların tedavisine, “favipiravir” de eklenirken, bu kişilerin hidroksiklorokin tedavisi ise beş yerine 10 güne çıkartılıyor.
Kovid-19 testi pozitif çıkan gebelere ise günde beş gün boyunca, günde iki kez olmak üzere hidroksiklorokin ile lopinavir etken maddeli ilaç veriliyor.
Oseltamivir için uyarı
Oseltamivir etken maddeli ilaç ise influenzayla uyumlu klinik bulguları olan ve influenza tanı testi pozitif vakaların tedavisinde uygulanıyor. Favipiravir başlanan veya eklenen vakalara oseltamivir verilmediği gibi, Kovid-19 tedavisinde bu ilacın tercih edilmemesi gerektiğinin altı çiziliyor.
Rehberdeki bilgiler ışığında konuşulan uzmanlar ise Türkiye’de; İtalya, İspanya ve ABD’de benzeri görüntülerin oluşmamasında, en önemli etkenin erken hidroksiklorokin kullanımı olduğunu belirtiyorlar. Sitokin fırtınasına karşı ise interlökin-1, interlökin etken maddeli ilaçlar kullanılıyor.
En kötü durumdaki hastalara ise son çare olarak donör bulunması durumunda konvelesan plazma ile mezenkimal kök hücre tedavisi uygulanıyor. Uzmanlar, Fransa’da hastaları tedavi ettiği öne sürülen verem aşısı modelinin ise tamamen spekülasyon olduğunu söylüyorlar.
Kovid-19 salgını başından itibaren, 22 Mart 2020 tarihine kadar, dünya genelinde 0-9 yaş arasında ölüm görülmediği, 10-19 yaş arasında ise yüzde 0,2 ölüm bildirimi yapıldığı bilgisini paylaşan uzmanlar, çocuklarda klinik tablonun daha hafif seyirli olduğunu, çocuklara tedavi kararı verilirken ilaçların olası yan etkilerinin göz önüne alınmasına gerektiğine dikkat çekiliyor.