Koronavirüs için yaz formülünde 3 kural!

Koronavirüs salgınında yaz için formül belli oldu: “Sıkı denetim, kontrollü normalleşme ve aşı kampanyasının hızlandırılması” durumunda yaz aylarının kolay yönetileceği belirtiliyor.

Koronavirüs için yaz formülünde 3 kural!

Koronavirüs salgınının Türkiye seyrine ilişkin yapılan değerlendirme toplantılarında, açılışta “kademe” uygulanmasının önemine sürekli vurgu yapıldı.

Geçen temmuz ve mart aylarına vakaların gerilemesi üzerine hızla normalleşmeye geçilmesinin, salgın dalgasının güçlenerek geri dönmesi anlamına geldiği belirtildi. Tam kapanmadan kısmi normalleşmeye geçişte 7 ve 15 günlük periyotlarla salgını tetikleyen unsurların takip edilebileceği ve analiz yapılabileceği belirtiliyor.

Eğer kısmi normalleşme takvimi aralıklarla başarıyla uygulanırsa, arada yapılacak vaka analizlerinden salgının en çok hangi hareketlilik ve hangi bölgede tetiklediği de görülebilecek. Buna ilişkin eski veriler olmasına rağmen, mutasyona da bağlı olarak yeni analiz yapmanın önemli olduğu belirtiliyor.

Bu süreçte 3 çalışmanın büyük önem taşıdığı kaydedildi. “Sıkı denetim, kontrollü normalleşme ve aşı kampanyasının hızlandırılması” durumunda yaz aylarının kolay yönetileceği belirtiliyor.

Uzmanlar, haziran- temmuz aylarında 30 milyon doz aşının yapılması ve kısmi normalleşmenin iyi yönetilmesi durumunda vaka sayısının 10-15 bin bandında kalacağını ifade ediyorlar. Sonbaharda, aşı uygulamasının başarısına bağlı olarak daha rahat bir kışa hazırlanabileceği iddia ediliyor.

Uzmanlar, “Kademeli açılışın ardından, bir hafta daha vakalar düşmeye devam eder. Açılışa bağlı artış, sonraki hafta görülmeye başlayacaktır. Kümelenmeler ve toplumsal hareketlilik başlayınca, vaka sayısında yeniden artış olacak.

Ancak kurallara uyulması ve hızla aşılamayla bunun 10-15 binler civarında olacağını düşünüyoruz. Sağlık sistemi bu oranda vakayı yönetebilir” dediler. 20 bine kadar olan vakalarda sağlık sistemi açısından sorun yaşandığı belirtiliyor.

ABD’deki gibi aşı yaptıranların ‘maske ve mesafeye uymak zorunda olmaması’yla ilgili uygulama da tartışılıyor. Yapılan değerlendirmelerde, her isteyenin aşıya ulaşabilecek noktaya gelmeden bunun Türkiye için tartışma konusu olmayacağı belirtiliyor.

Ancak aşı kampanyasının hızlanması durumunda, aşıyı tercih edenlere pozitif ayrımcılık yapılmasının mantıklı olduğu ifade ediliyor.

 

Kaynak: Hürriyet