Kut’ül Amare Zaferi: Unutturulmaya çalışılan tarihî başarı
Tarih, çoğu zaman zaferlerle anılır; ancak bazı zaferler vardır ki, gölgede kalmaları adeta unutturulmaya çalışılmalarıyla birlikte daha derin anlamlar taşır. Kut’ül Amare Zaferi işte tam da böylesi bir dönüm noktasıdır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Irak cephesinde gerçekleşen bu zafer, 29 Nisan 1916 tarihinde Osmanlı ordusunun İngiliz güçlerini Irak’ın Kut bölgesinde uzun süreli bir kuşatma sonrası teslim olmaya zorlamasıyla kazanılmıştı.
İngiliz General Charles Townshend komutasındaki yaklaşık 13 bin asker, çaresiz kalıp teslim bayrağı çekmişti. Bu, İngiliz ordusunun prestijini ciddi anlamda zedelemiş, bölgedeki stratejik planlarını altüst etmişti. Britanya tarihine yazılmış en ağır yenilgilerden biri olarak kabul edilen Kut’ül Amare mağlubiyeti, İngilizler için büyük bir hayal kırıklığı olmuştu.
Kut’ül Amare Zaferi’nin arka planında İngiltere’nin bölgeyi ele geçirerek petrol rezervlerini kontrol etmek, Basra Körfezi’nden Bağdat’a uzanan stratejik hattı hâkimiyetine almak gibi emperyal hedefleri yatıyordu. Buna karşılık Osmanlı Devleti, Bağdat’ı ve hilafet merkezini koruyarak İngiliz ilerleyişini engellemeyi amaçlamıştı.
Dönemin kumandanı Halil Paşa’nın liderliğindeki askerler, İngiliz ordusuna unutulmaz bir ders vermişti. İngiltere’nin bölgede kurmak istediği egemenlik, önemli ölçüde sekteye uğramıştı.
Kut’ül Amare Zaferi, dönemin zorlu şartlarında, kısıtlı imkânlara rağmen askerlerimizin kahramanlık ve fedakârlıklarıyla kazanılmış tarihi bir başarıdır. Çanakkale Zaferi’nin ardından gelen bu zafer, Anadolu topraklarında milli mücadele ruhunu diri tutmuş ve işgale karşı direnişe ilham kaynağı olmuştur.
Bir milletin tarihi hafıza ve dersler bütünüdür. Bu zafer, milletimizin her koşulda bağımsızlığını koruma kararlılığının açık bir göstergesidir. Kut’ül Amare Zaferi’nin hatırlanması ve gündeme taşınması, tarih bilinci ve jeopolitik farkındalığımız açısından önemli bir eşiktir. Bu zaferin tarih kitaplarında hak ettiği yeri alması ve eğitim programlarında daha geniş bir şekilde ele alınması, genç kuşakların tarih bilinci ve ulusal dayanışma ruhunu güçlendirecektir.
Kut’ül Amare Zaferi, askeri bir başarının yanı sıra bağımsızlık ve direniş ruhunun sembolüdür. Bugün, bu önemli zaferin anlamını ve değerini kavramak, onun mirasını yaşatmak ve geleceğe taşımak, tarihe karşı en büyük sorumluluğumuzdur. Bu zaferi hatırlamak ve hatırlatmak, geçmişe duyulan saygının yanı sıra geleceğe yönelik umudumuzu da taze tutmak demektir. Tarihini bilen, zaferlerinin anlamını kavrayan bir millet, yarınlarına daha sağlam ve emin adımlarla yürür. Kut’ül Amare Zaferi’nin 109. yıl dönümünde, zaferin kumandanı Halil Paşa (Kut) başta olmak üzere kahraman askerlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. Kut’ül Amare Zaferi kutlu olsun!