Malatya'nın Kozluca Köyü neredeyse yok oldu: "Bu köy bitti"
Kahramanmaraş merkezli iki depremin vurduğu illerden Malatya'da Kozluca Köyü'nde 130 evden yalnızca 10 tanesinin kaldığı, kalan evlerde ise çatlaklar olduğu belirlendi. Köyle yaşayan Mevlüt Çetin, "Yıkılmadıysa da evlerin bir tarafı çöktü, bir tarafı duruyor. 10 tanesi yeni yapılan tek katlı olduğu için sağlam ama çatlaklar var. Köy bitti. Bu köy bitti" dedi.
Hava sıcaklığının eksi 20 derecelere ulaştığı, karlı dağların ortasında kalan Malatya'nın Akçadağ ilçesine bağlı Kozluca Mahallesi'nin Büyük Mahalle köyü, Kahramanmaraş'ta meydana gelen ikinci depremin ardından neredeyse yok oldu.
130 evden yalnızca 10'unun oturulabilir olduğu köyde yaşayanların umudu ise canlarını kurtarabilmek oldu.
Ağırlıklı olarak kerpiç evlerin bulunduğu, birçok evin yere doğru kaydığı köyde can kaybı sayısıysa bir.
Neredeyse sağlam evin kalmadığı yerde yaşayanların birçoğu köyünü bırakıp başka şehirlere gitmek zorunda kaldı.
Coğrafi konumu gereği çadır kurmanın dahi güç olduğu köyde su sorunu yaşıyor. Ancak yaşanan tüm sorunlara rağmen kalan köy halkı, 'bitti' dedikleri köyden umudunu kesmiyor.
Kiminin şişelerde çadırına su taşıdığı, kiminin enkaz altında kalan traktörünü kurtarmaya çalıştığı Büyük Mahalle Köyü havadan da görüntülendi.
"TEK İHTİYACIMIZ ÇADIR"
Büyük Mahalle köyünde yaşayan Mevlüt Çetin, "Köyümüzün zararı çok. Birinci depremde fazla hasar görmedi ama ikinci depremde yerle bir oldu. 100 tane evimiz varsa 99'u oturulmayacak halde. Garajlarda 15-20 kişi idare ettik. Dışarda kalanımız olmadı. Köylülerimizin şu an bir ihtiyacı yok. Sadece tek ihtiyacımız çadır. Gıda, battaniye, hepsi geldi. Enkaz altında iki tane ailemiz kalmıştı. Birini sağ çıkardık, onu da sedyeyle götürdük, kapalıydı. Kayalar düşmüştü. Arabayla kendi imkanlarımızla götürdük. Cenazemiz vardı göçük altında kalan. Onu da kendi imkanlarımızla çıkartıp, defnettik" dedi.
"KÖY BİTTİ, BU KÖY BİTTİ"
Çetin, "Şebeke sularımız içilmiyor. Burada bir tane kaynak suyumuz var. Köylülerimiz onunla idare ediyor. Depremden sonra sular berbat geliyor. Evler oturulmayacak halde. Barakamız var onların yanında kalıyoruz. Hayvanlarımızın yerleri var onların yanında kalmaya çalışıyoruz. Buna dua ediyoruz canımızı bir şekilde kurtardık. Mala geldi, canımız sağ olsun. Bu köyümüzün 130 tane evi var. 10 tanesinde anca oturulur. Öbürleri oturulmayacak halde. Yıkılmadıysa da bir tarafı çöktü, bir tarafı duruyor. 10 tanesi yeni yapılan tek katlı olduğu için sağlam ama çatlaklar var. Köy bitti. Bu köy bitti" diye konuştu.
"3 GÜNLÜK BEBEK DE VARDI; İSTANBUL'A GÖNDERDİK"
İkinci depremin ardından yaşadıklarını anlatan 54 yaşındaki Davut İnkaya da, "İkinci depremde 54 kişi bu barakada kaldık. Burası garajdı. Bunun üzerine brandaları çektik. Soba kurduk, sabaha kadar burada oturduk. 3 günlük bir bebeğimiz vardı. İsmi dahi konulmamıştı. Burada ben ismini koydum, Ravza koyduk. Burası yaşanacak gibi değil, İstanbul'a gönderdik" dedi.