Mavi Kelebekler...
Çok değil bundan 28 yıl önce Avrupa’nın tam ortasında sadece Müslüman oldukları için suçsuz, günahsız 8 bin masum insan depolarda, metruk alanlarda dünyanın gözü önünde Srebrenitsa’da yok edildi.
Avrupa Tarihinin En Karanlık Günü “11 Temmuz 1995”
Birleşmiş Milletler güvencesi altında bulunan 8 bin 300 civarında Boşnak erkek, Sırplar tarafından vahşice katledildi.
Soykırımdan kaçmayı başaramayan kim bilir kaç bin Müslüman daha işkence edilerek aynı topraklarda mezarı olmadan koyun koyuna birlikte yatmakta…
Derin Toplu Mezarlar
Sırplar, Avrupa’nın gözü önünde binlerce masum sivili öldürürken toplu mezar yerlerinin bulunmaması için derin mezarlara definler yapılıyor, kadın ve kız çocuklarına tecavüz ediliyor, toplu mezarlara gömülen insanları tanınmayacak hale getiriyordu.
Ve kayıtlara geçen binlerce kayıp.
Mezarda Açan Ölüm Çiçekleri
Ölenler çiçeklere anlattı,
çiçekler rüzgarlara,
rüzgarlar mavi kelebeklere, kelebekler de dünyaya.
*Sema Soykan (Öteki Şeylerin Tarihi)
2007 yılında Bosna Hersek'in Sırbistan'a karşı açtığı soykırım davası için toplanan Uluslararası Adalet Divanı, Sırbistan'ın bir soykırım yaptığına ilişkin kanıt olmadığına karar verilmesi üzerine Bosna devleti toplu mezarların bulunması için bir komisyon kurdu.
Bir yıl sonra bazı bölgelerin jeolojik yapıları değişmiş ve mavi kelebekler belirli bölgelerde yaygınlaşmış olması komisyonun ilgisini çekti. Mezarlarda açan ölüm çiçekleri ile beslenen, kanatları mavi renkli kelebeklerin olduğu bölgelerde kazı çalışmaları yapıldığında Bosna Savaşı’na ait 300 adet toplu mezar bulundu.
Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda on binlerce ceset bulunmuş ve halen yenileri bulunmaya devam etmekte…
Üzerinden yüzyıllar da geçse bu vahşeti asla unutmayacağız.
Aliya İzzetbegoviç'in, "Ne yaparsanız yapın, soykırımı unutmayın. Unutulan soykırım tekrarlanır" sözünü akıllardan çıkarmamak şiarıyla tüm vefat eden kardeşlerimizi rahmetle anıyorum.
Soykırımın yıl dönümüne denk gelen NATO Zirvesi’nde alınacak kararlar önemli. Hiçbir yerde savaş çıkmaması ve barışın tesis edileceği bir dünya umuduyla…