Medeni ölü
28 Şubat darbesinin üzerinden tam 27 yıl geçti. Bir defa adını doğru koyalım. Post-modern darbe olarak adlandırıyoruz ama bu düpedüz darbe.
Dünyanın her yerinde sivil, demokratik bir hükümetin emrindeki memur askerler, halkın seçtiği siyasetçilere ne yapacağını dayatırsa, ayar vermeye kalkarsa hükümeti değiştirirse veya doğrudan yönetime el koyarsa bunun adı darbedir.
Darbelerin olması içinde ortam oluşması gerekir. 28 Şubat’a da bir günde gelmedik. 28 Şubat’ı kabullenmemiz için ortam hazırlayan provokasyonları bugünlerde yine görüyoruz.
Geçtiğimiz hafta Beşiktaş bağımsız belediye başkan adayı, 28 Şubatçıların o mide bulandırıcı ağzıyla, yine türban tartışmalarına kamikaze gibi daldı.
Medeni ölü haline gelmiş bu zihniyete çok şükür ki cevap CHP Genel Başkan Yardımcısı Sevgi Kılıç’tan geldi ve “Kadınların ne giyeceğine karışmayın” dedi!
Çok şükür ki iktidarıyla muhalefetiyle 28 Şubat jargonuna dur diyebiliyoruz.
Son iki ayda yaşadıklarımızın sadece bir tanesi dahi herhangi bir Avrupa ülkesinde yaşansa kıyamet kopar. Birileri elini atmış, karıştırmaya çalışıyor ülkemizi.
Belli ki birileri sandık karışsın istiyor. Çok değil, daha dokuz ay önce bu millet sandığa gitti ve bir karar aldı. 30 gün sonra ise yerel seçimler var. Sandıkta millet son kararı verecek.
KENT UZLAŞISI
Dün akşam tv100’de yine tarihi bir yayın vardı. CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel; Erdoğan Aktaş, Gürkan Hacır ve Başak Şengül’ün sorularını yanıtladı. Açık açık DEM Parti ile kent uzlaşısı yaptıklarını söyledi.
Peşine de ekledi, “DEM’in bize kaybettireceği yerlerde olabilir” dedi.
Yani Özgür Bey, milliyetçi ve muhafazakâr hassasiyetleri yüksek kesime diyor ki DEM’li seçmenin oylarını alacağız ama DEM ile bir arada duruyor görüntüsü vermek istemiyoruz.
Bu kabul edilebilir değildir. Bu seçmeni hafife almaktır. Nitekim daha önce de Meral Danış Beştaş, “22 ilçede seçmenimizi serbest bıraktık” demişti.
Bu söz bile DEM-CHP iş birliğini ve sandık uzlaşısını ortaya koyuyordu. Artık süreci DEM ve CHP’nin İstanbul’da iş birliği yapacağı şeklinde okuyabiliriz.
Zaten Başak Demirtaş aday olsaydı belki Meral Danış Beştaş da aday olmayacaktı. Bu ittifak ne getirir ne götürür onu bilemem ancak en önemlisi seçmene samimi olmak.
Milleti kandırmaya çalışan sandıkta cevabını alacaktır.
CHP’ye kazandırmaya çalışmanın, potansiyel DEM seçmeni üzerindeki etkisini hepimiz biliyoruz. Bir kez daha denerlerse, bir kez daha cevaplarını alacaklar.