Hem görünüşü hem de tadıyla ilgi çeken dikenli incir, halk arasında "Kaynana dili" olarak da biliniyor. Çevresi saran 10 santimetreyi bulan sert dikenler, toplanmasını ve yenilmesini güçleştirse de biraz özen göstererek bu lezzeti tatmak mümkün. Üstelik çok da ekonomik... Dikenli incir, üretici tarafından kilogramı 2 liradan, tezgahlarda ise tüketime hazır haliyle tanesi 1 liradan satılıyor.
Temmuz ve ağustos aylarında olgunlaşan kaktüslerden toplanan meyve, çevresinin sert dikenlerle çevrili olmasından dolayı özel bir çaba gerektiriyor.
Kaktüsündeki dikenlerin yanı sıra meyvesinin etrafında da gözle görülmesi zor minik dikenler bulunduran dikenli incir, rüzgarda dikenlerin uçarak zarar vermemesi için çiftçiler tarafından havanın sakin olduğu sabahın erken saatlerinde toplanıyor.
Üreticilerin, hasadı sırasında kalın kıyafet, eldiven ve demir maşalar kullandığı incirlerin, ortalama 5-6 taneye karşılık gelen bir kilogramı 2 liradan satışa sunuluyor.
Sert kabuğundan ayrıldığında yumuşak ve tatlı meyvesi ortaya çıkan dikenli incir, tezgahlarda veya marketlerde ise tüketime hazır hale getirilip tanesi 1 liradan satılıyor.
Yüksek miktarda C vitamini barındıran dikenli incir, sindirim sistemi sorunu yaşayanlar tarafından sıkça tüketilirken, tatlı, pasta ve dondurma yapımında da tercih ediliyor.
Dikenli incirin yoğun olarak yetiştirildiği Mersin'in Tarsus ilçesine bağlı Taşobası Mahallesi'nde çiftçilik yapan 54 yaşındaki Hasan Teberik, yaklaşık 6 dönüm alanda üretim yaptığını söyledi.
Hasan Teberik, meyvenin, geçmişte evlerin çevresini daha güvenli yapmak için dikildiğini ifade ederek, "Bölgede dikenli incir ilk olarak ticari amaçlı ekilmedi. Çit görevi görüp, bahçelerin ve evlerin etrafını koruması için diktik. Sonrasında rağbet görmeye başlayınca ticaretine başladık ve üretimi çoğalttık." dedi.
Ürünün yetiştirilirken su, gübre veya bakım istemediğini ancak hasadın büyük emek gerektirdiğini vurgulayan Teberik, "Meyveleri sabah saat 05.00'te topluyoruz. O saatlerde çiğ nedeniyle dikenler hafif ıslak oluyor ve toplaması kolaylaşıyor. Kasalara doldurduktan sonra tüccarlar ürünleri bizden almaya geliyor." diye konuştu.
Teberik, hasat sırasında sanayi tipi eldiven ve demir çubuk kullandığını belirterek, diken batması nedeniyle birçok kez yaralandığını anlattı.
İlçeye turizm amaçlı gelenlerin meyveyi gördüğünde şaşırdığını kaydeden Teberik, "Bu meyveyi ilk kez görenler çok şaşırıyor. Bazen çıplak elle toplamaya kalkıyorlar. Kabuğuyla yemeye çalıştıkları bile oluyor. Uyarmak için bazen yetişemiyoruz, kazalar olabiliyor." ifadelerini kullandı.
Bir kilogram dikenli incirde ortalama 5-6 meyve olduğunu dile getiren Teberik, şöyle konuştu:
"Dikenli incirin alıcısı çok. Adana ve Mersin yöresinde tüketimi fazla. Bu kentlere yenisi eklense çok daha iyi olur. Tadı güzel, çok yararlı. Tek olumsuz yanı, görüntüsü biraz ürkütücü. Dikenlerine alışınca hiçbir sıkıntısı kalmıyor. Kendiliğinden yetişiyor ve tamamen organik. Gübre ve ilaç yok bu meyvede. İnsanın çekinmeden yiyebileceği bir meyve. Dikenli inciri hem ek gelir hem de hobi olarak görüyorum. Yazın vaktimi değerlendiriyor, bahçede zaman geçiriyorum."
Tarsus Ziraat Odası Başkanı Veyis Avcı da dikenli incirin çiftçilere önemli bir ekonomik katkı sağladığını kaydetti.
İlçedeki 40 köyde üretim yapıldığını aktaran Avcı, "İlçede çok geniş bir alana yayılan dikenli incirde bu sezon 250 bin ton rekolte bekliyoruz. Hem tadıyla hem yararıyla öne çıkan meyveyi, herkesin tüketmesini tavsiye ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Avcı, ormanlık alanlara dikilen incirlerin, yangınları engellemede de önemli rol oynadığını sözlerine ekledi.
Denemek isteyenler için bir not da biz ekleyelim; dikenli incirin soğuk olarak yenmesi öneriliyor.