MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısında konuştu: Kudüs güvende değilse Ankara da güvende değildir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. "Kudüs güvende değilse Ankara da güvende değildir" ifadelerini kullanan Devlet Bahçeli, "Devletim istesin, milletim destek versin, şartlar da öyle gerektirsin şayet Gazze’deki çocuklara kol kanat germek füzeye karşı sapanla insanlık mevziisine girmek için yola revan olmazsam namerdim" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısında konuştu: Kudüs güvende değilse Ankara da güvende değildir

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Cumhuriyet'in 100. yılına ilişkin mesajlar veren Bahçeli, "Cumhuriyetten nasıl dönüş yoksa cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden de dönüş yoktur" ifadelerini kullandı.

Devlet Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

İnsan hayatında 100 yıl uzun bir müddet olmakla birlikte devlet hayatında kısa sayılabilecek bir süredir. Kurulan ile yıkılan Türk devletleri ayrı kaynaklardan değil milli kültürün ufkundan doğmuştur. Millet aynı olduğu sürece isim birdir itibar birdir, istikbal birdir. Türk tarihinde kopukluk hiç olmamıştır.

Kurulan her Türk devleti bir öncekinin temelleri üzerinde yükselip çağına mühür vurmuştur. Türk devleti zengin anılarını özümsemiştir. Bilinmesini özellikle arzu ederim ki Türkiye Cumhuriyeti ağaç kovuğundan çıkmamış, tembih ile kurulmamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti olağan üstü şartlarda, azim ile tarih sahnesinde yerini almıştır. Dönemin mebuslar yaşasın Cumhuriyet sesleri ile yeri göğü inletmişti. Millet tam bağımsızlıktan başka diğer zillet seçeneklerine kapalı olduğunu beyan etmiştir. 

"CUMHURİYETİN 100. YILINI COŞKU İLE MİLLETÇE BERABER KUTLAYACAĞIZ"

Pek çok cephede mücadele eden Türk milleti Cumhuriyet ile yaralarını sarmıştır. Cumhuriyet ilan edildiği gün Atatürk de ilk cumhurbaşkanı olarak seçildi. Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı imparatorluğunun ötekisi değil tamamına aynı kaynaktan beslenen iki Türk devletidir. 

Türkiye Cumhuriyeti ile Osmanlı arasına çomak sokmak için fırsat kollayanlar içimize yuvalanmış gavur tortularıdır. Bunları birer birer söküp atacağız. Ay yıldız ne kadar bizimse üç hilal de o kadar bizimdir. Kıyamete kadar değişmeyecektir bu gerçek. 

Bu hafta Cumhuriyetin 100. yılını coşku ile kuşkusuz milletçe beraber kutlayacağız. Cumhuriyetin müessir niteliği doğrudan millet egemenliği olarak tanımasıdır.

"MİLLİYETÇİLİK AYNI ZAMANDA DEMOKRATİK BİR HALK HAREKETİDİR"

Cumhuriyet devletin şekil ve biçimi olduğu kadar uygulanan sistemin adıdır. Rejimin değiştiğini iddia edenler su katılmamış yalancılar korosudur. Hükümet sistemi başka rejim başkadır. 1923'te rejimin adı konulmuş ve mevzu bir daha açılmamak adına kapanmıştır. 100 yıl önce atılan kutlu adımın dayanağı cumhurdur. Cumhuriyetten nasıl dönüş yoksa cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden de dönüş yoktur. Millet kararını vermiştir. Cumhuriyet damarını kesmek isteyenlerin sonu hüsrandır, bedeli ağır olacaktır. Demokrasinin köklü tecellisidir. Eğer Atatürk bugün yaşamış olsaydı Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yılmaz müdafacısı olurdu. Onlar çetesi değildi, plansız değildi. Cumhuriyet fikri bir anda keyfe keder ortaya çıkmış değildi.

Türk milli varlığı üzerinden geliştirilen milliyetçilik aynı zamanda demokratik bir halk hareketidir. Türkiye Cumhuriyeti Türk milli kültürü üzerinden yükselmiştir. Bunu geliştirmek demek kültür mirasına sahip çıkmak demektir.

"ATATÜRK AYAĞA KALKMASA EZAN SESİ YERİNE ÇAN SESLERİ YÜKSELECEKTİ"

Bir kurtuluş savaşını kazanan, kuru ekmekle öğün geçiren milli mücadele kahramanları sayesinde bugünkü gelişmişliğe vasıl olundu. Düşman kovulmasa vatan topraklarında olamazdır. Atatürk ve arkadaşları ayağa kalkmasa ezan sesleri yerine çan sesleri duyulurdu.

Bitmeyecek azimle Türk milletinin Cumhuriyetinin 100. yılını kutluyorum. Başta Atatürk olmak üzere şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşatılacaktır. Yaşasın Türk milleti yaşasın Türkiye Cumhuriyeti. Hamasetle günü kurtarmak bölgesel tehditleri vatan topraklarına taşıyacaktır.

"DEVLETİM İSTESİN YOLA REVAN OLMAZSAM NAMERDİM"

21 Ekim'de yaptığım açıklamalar insanlık onuruna duyduğum sorumluluğun tanımıdır. Haksız eleştiriler de tarafımca takip edilmiştir. Bugün Gazze'de yaşananlar insanlık suçudur. MHP olarak çağrımız şudur; 'Eğer bu günden itibaren 24 saat içine ateşkes sağlanamazsa, saldırılar durmazsa, malzumlar üzerine bombalar bırakılmaya ısrarlar devam ederse milletimle açık açık paylaşıyorum ki Türkiye, süratle devreye girmeli, tarihi-insani ve inanç sorumluluğu her neyse yapılmalıdır. Gazze'yi koruma ve kollama misyonu bize ecdadımızın mirasıdır. Devletim istesin, milletim destek versin, şartlar da öyle gerektirsin şayet Gazze’deki çocuklara kol kanat germek füzeye karşı sapanla insanlık mevziisine girmek için yola revan olmazsam namerdim. Çocuklar Kelime-i Şahadet getirirerek can veriyor. Mazlumların ahı yüreklerimizi yakıyor.