Milli içeceklerimiz; ayran, çay, kahve
Bu milletin millî içecekleri:
1)Ayran (Hele ki köyde bakraçla)
2)Çay (Yaşasın Rize)
3)Kahve (İkliminden dolayı Brezilya gibi Latin ülkelerinde ve Etiyopya gibi Afrika ülkelerinde üretilir, Türkiye'de içilir)
Rakı mı?
Asla millî değildir, Türkiye'yi asla temsil edemez. İçki bütün kötülüklerin anasıdır.
Gerçi, Silahlı İnsansız Hava Aracı yapmak nedir ki? Rakıyı ucuzlat olsun bitsin.
Ama değil mi efendim? Sonra hep beraber yeşil ördek gibi dalalım göllere! Hatta bir kısmımız rakı şişesinde balık olsun, nasılsa bunun şiirini yazacak bir Orhan Veli de buluruz.
Oysa CHP’li yöneticilerin yanına gidince, “Çay mı kahve mi?” diye soruyorlar. Misafirine, mesela mecliste "rakı” ikram eden bir CHP yöneticisi var mı?
Ama ne hikmetse sıra millete gelince “rakıyı ucuzlatmayı” vaat olarak sunuyorlar.
Hatta ileri derecede mükemmel insan, ekonomi padişahı Özgür Demirtaş da alkolü, “çok da şey etmeyin canım” dercesine güzelliyor.
Özgür Bey’le şöyle diyalog yaşadık.
Ben şu paylaşımı yaptım: “2011'e kadar İsrail'in insansız uçağı HERON, Türkiye semâlarında uçuyordu. Bayraktar 2009'da, ANKA 2011'de geldi. Bugün artık HERON'lar yok, kendi uçaklarımız var. Nasıl büyük tehditten kurtulduğumuzu anlıyor musunuz? Türkiye "rakı ülkesi" değil, "yazılım ülkesi" olmak zorunda”
Özgür Demirtaş ise bu ifadelerimi “boş şeyler” olarak görerek şu yorumda bulundu: “Dünyanın en fazla Alkolü ABD’de tüketiliyor. Dünyanın en güçlü silahlarını da aynı ülke yapıyor. İdeolojini al, buruştur, köşeye sıkıştır.”
Benim cevabım ise şöyle oldu: "Yazılım Mühendisliği yerine "alkolü" savunan ekonomist yapmışlar, adını da Özgür Demirtaş koymuşlar. Sayın Demirtaş; "yazılım" bir idealdir ama kuru ideoloji değildir. Kör ideolojileri buruşturup sıkıştıracağım yere gerekli montajı yaptım, endişe etmeyin.”
Düşünebiliyor musunuz?
Yazılımı öncelemesi gereken Profesör ünvanlı birisi “Ama alkolü de çok da şey etmeyelim” dercesine bahaneler uyduruyor.
Yapmayın, Özgür Bey sizi takip edip örnek alan az sayıda da olsa gençler vardır. Yaşantınız ne olursa olsun “Gençleri alkolden uzak tutalım” şiarında birleşmeliyiz. Bu, “ideoloji meselesi” değildir.
Özgür Özel’in; “Bizim iktidarımızda rakı 140 TL olacak” vaadini ilk duyduğumda inanamadım. Şaka sandım. Bu kadar da olmaz herhalde dedim. Gerçekmiş!
İstanbul en pahalı suyu kullanırken rakı 140 TL olacakmış!
Türkiye’de İstanbul belediyesinin topladığı su faturası hem elektrik hem doğalgaz faturasını geçti.
İstanbul’da elektrik/doğalgaz şimdi sudan daha ucuz! Ama ekonomi, enflasyon..!
Enflasyon suya var da elektriğe yok mu?
Dikkat edin, “İBB Başkanı” demedim, çünkü faydası yok!
Herkesin bazı kötü alışkanlıkları olabilir.
Ben kimseye bir şey demem, Allah hepimizi kurtarsın, doğru yoldan (sırat-ı müstakimden) ayırmasın.
Ama bu kötü alışkanlığın yayılmasını istemezsiniz değil mi?
İçki içen biri mesela çocukları bu kötülükten uzak tutmak istemez mi?
Ben alkol alışkanlığı olan birine önyargılı değilim. “Pek kötü adam” diye düşünmem. Allah kurtarsın, diye dua ederim.
Ama o kişi gencecik çocukları buna alıştırmak için propaganda yapıyorsa, bunun toplumda yayılması için mücadele ediyorsa ben de o kişilere karşı mücadele ederim.
Mesela LGBT (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transseksüel) hem bir sosyolojik hastalık hem de aşırı kötü bir alışkanlık...
LGBT biri mümkün değil mutlu olamaz. Lezbiyen olan biri “başkalarının da böyle olmasını” arzu etmeyebilir.
Bizim karşı çıktığımız durum toplumsal normların çöküntüye sebep olacak şekilde bozulma çabalarıdır.
Dünya çok farklı, herkes burada!
Zalim burada, mazlum burada, Derviş burada, Keşiş burada, ak da kara da burada!
Son ruh inene kadar bu yuvarlak küre boşlukta dönecek. Sonra bir gün “Yeter” işareti geldiğinde dönmeyi bırakacak.
SON SÖZ: Ölü idiniz sizleri diriltti, sonra öldürecek sonra tekrar diriltecek ve sonunda O’na döneceksiniz; öyleyken Allah’ı nasıl inkar edersiniz? (Bakara/28)