Milli Savunma Üniversitesi kapatılan askeri okulların durumuna düşer mi?

15 Temmuz darbe kalkışması sonrası gündeme gelen, askerî kurumların yeniden düzenlenmesi sürecinde askerî okullar da düzenlenme kapsamına alındı. Fetö yapılanmasının sızdığı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin astsubay ve subay ihtiyacını karşılayan Deniz Lisesi, Işıklar Askerî Hava Lisesi, Kuleli Askerî Lisesi, Maltepe Askerî Lisesi ile astsubay hazırlama okulları ve Harp Akademileri 31 Temmuz 2016 tarihinde yürürlüğe giren kanun hükmünde kararname ile kapatıldı ve tüm öğrencilerin bu okullarla ilişiği kesildi.

Aynı kararname ile subay ve astsubay ihtiyacını karşılamak amacıyla önlisans, lisans ve lisansüstü düzeyinde eğitim verecek olan Milli Savunma Üniversitesi kuruldu. Milli Savunma Üniversitesi, Türkiye’de askeri eğitim ve öğretimi bir çatı altında toplayan, Millî Savunma Bakanlığı'na bağlı askerî yükseköğretim kurumudur.

Milli Savunma Üniversitesi, askeri eğitimin gereklerini yerine getirmek, aynı anda geleneğini korurken modern çağa uygun lisans ve lisansüstü eğitim öğretim faaliyetleri ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu nitelikli subay ve astsubay ihtiyacını karşılama yolunda önemli mesafeler kat etti. Kanun ve yönetmelikler noktasında boşluk oluşturan hususları bugün ki yaşanan tartışmalar bağlamında ele almak gerekir.

Milli Savunma Üniversitesi’nin müfredatı, hangi şartlarda öğrenci ve personel aldığı, mülakat komisyonları, disiplin, denetim, düzen, usul ve esasları torpile, keyfiliğe, siyasi yönlendirmelere açık kapı bırakılmadan kanunlarla net bir şekilde belirlenmelidir. Böylece Milli Savunma Üniversitesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yıpratılmasının önüne geçilmelidir.

Türkiye tarihi aynı zamanda darbeler, muhtıralar tarihidir. Tarihten ders almak gibi bir alışkanlığımız yok. Yaşayarak tecrübe edinmeyi ve bedel ödemeyi seviyoruz. Askeri vesayet, bürokratik oligarşi kavramlarına hiç yabancı değiliz. Geçmişten günümüze bizatihi hepimizin hayatına etki eden travmaların hali hazırda izlerini taşıyoruz.

Askeri liselerin kapatılmasına neden olan süreç bize ne öğretti? Gerekli adımlar atılmaz aynı mantıkla gidilirse Milli Savunma Üniversitesi’nin kapanması da gündeme gelebilir ve Türk Silahlı Kuvvetleri zarar görmeye devam eder. Türk milleti ordusuyla var olmuş, savaşçı bir millettir, ordusunu tartışma konusu yapmaktan her zaman kaçınır. Askeri giderler, teğmenlerin, albayların maaşları bu yüzden konuşulmaz…

Türk Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü orduları arasında yer alır. Dolayısıyla düşman Türk Silahlı Kuvvetleri’ni içeriden ve dışarıdan zayıflatmak ister ve öyle de yapıyor. ABD, NATO eliyle 1960’lı yıllarda kendini gösteren ve on yılda bir tekrarlanarak bir kısır döngüye dönüşen darbeler milleti ayakta tutan milli, dini ortak değerler kullanılarak hayata geçirildi. Atatürkçülük maskesi ile milletin milli, dini değerleri aşındırıldı.

15 Temmuz darbe girişimi birçok varsayımın miladı oldu. Atatürk’ü istismar ederek dini değerlere saldıranlar ile dini istismar edip Atatürk’e, milli değerlere saldıranların aynı amaca hizmet ettiği ve aynı yerden yönetildiği net olarak anlaşıldı.

Milli Savunma Üniversitesi’nde 30 Ağustos’ta yapılan Kara, Deniz, Hava Harp okulları mezuniyet töreninde gurur duyacağımız gelişmeler yaşandı. Kara Harp Okulunu Ebru Eroğlu, Deniz Harp okulunu Şeyda Yıldırım, Hava Harp Okulunu İkra Kuyumcu birincilikle bitirdi. Üç genç kızımız tarih yazdı.

Bu gurur ve başarı aynı zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ındır. Yine 2022 yılında ilk kadın subayın generalliğe yükselmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan imzası ile gerçekleşmişti. Tuğgeneral Özlem Yılmaz görevinin başında. Bunları konuşmamız gerekirken Kara Harp Okulu’ndan mezun olan bir grup genç teğmenlerin kılıçlarını havaya kaldırarak  “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan atmaları üzerine yazılan bin bir çeşit senaryoları dinliyoruz.

Kimi bu gösteriye neden hepsi katılmadı der kimi disiplinsizlik, kasıtlı, darbe mesajı der. Bunun sonu gelmez. Nihayetinde soruşturma başlatıldı. Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, bahse konu olayın her yönüyle incelendiğini bildirdi. Art niyet, kasıt var mı yok mu herhangi bir tehdit içeriyor mu incelenmesi, araştırılması sorun edilmemeli.

Ben genç teğmenlerimizin bu kutlamayı kötü niyetle yapmadıklarını düşünüyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın verdiği heyecanla gerçekleştirilmiş bir ritüel olarak değerlendiriyorum. Koparılan yaygaranın yersiz olduğu inceleme sonucunda ortaya çıkacaktır. Teğmenlerimiz kolay yetişmiyor. Bu zamanlara kolay gelmedik. Prof.Dr. Erhan Afyoncu Cumhuriyet felsefesine sahip çıkan değerli bir akademisyen. Milli Savunma Üniversitesi emin ellerde.

Milli Savunma Üniversitesi, yenilikçi ve nitelikli birikimiyle, başta savunma, güvenlik ve strateji olmak üzere eğitim ve araştırmada öncü ve fark yaratan referans bir üniversite olma misyonuyla;  vatanına, milletine, devletine bağlı, Atatürkçü Düşünce Sistemini benimseyen, milli değerlere, demokratik kültüre ve tarih şuuruna sahip komutanlar yetiştirmek; askeri harekât ortamına ve askeri kültürün gelişimine yönelik doktriner çözümler sunma vizyonuyla kuruldu.

Bundan rahatsız olanların maksatlı yönlendirmelerine gelmemek; Teğmenlerimizi, MSÜ, Rektör hocamızı Türk ordusuna, Türk milletine, Türk devletine düşmanlık besleyenlere yem etmemek esastır…