MİT devreye giriyor, o general hakkında soruşturma başlatılacak

YAŞ kararları ile ilgili olarak kamuoyunu meşgul eden tartışmaya dair çok özel bilgiler paylaşacağım sizle. Tartışmanın fitilini ateşleyen konu ise 2015 yılında bir “Cemaat” yayınında makalesi yayınlanan bir Albay’ın tuğamiralliğe terfi ederken 400 “Atatürkçü Albay” ın da emekliye sevk edildiği iddialarıydı.

Aytunç Erkin Sözcü gazetesinde açıkça isim vererek Generalliğe terfi eden Albay Fevzi Orkunt Canyaş’ın makalesinden bazı paragraflar paylaştı:

“... (FGC) İnsanların hayallerini gerçekleştirmelerine yardımcı olmayı amaçlayan güçlü bir devletin varlığını hararetle desteklemektedir. (FG) ‘En anti-demokratik devleti bile bir devletin var olmamasına tercih ederim’ diyecek kadar ileri gitmektedir.  Kısacası, Fethullah Gülen güçlü bir devletin varlığına meydan okumak yerine onu desteklemektedir.

... Bu nedenle, FGC (Fethullah Gülen Cemaati) ve Türk devleti arasında iş birliği ve çatışma arasında gidip gelen değişken bir ilişki olmuştur. Bunun başlıca nedeni, FGC’nin çok yönlü gayri resmi bir kurum olması, Türk devletinin ise yekpare bir yapı olmayıp toplumsal gruplara karşı çelişkili tutumlar benimseyebilen farklı resmî kurumları (parlamento, yargı, ordu ve polis teşkilatı) içermesi nedeniyle çok katmanlı bir ilişki olmasıdır.

... Ancak ordunun 12 Mart 1971’de hükümete verdiği ültimatomun ardından Fethullah Gülen tutuklanarak hapse atılmış, ancak daha sonra çıkarılan afla serbest bırakılmıştır. Daha sonra 1980 askeri müdahalesine kadar Balıkesir, Manisa ve İzmir’de vaaz vermeye devam etti, bağışçıları ve velileri yatılı okulların inşasını finanse etmeye teşvik etti ve öğrencilerin ulusal üniversite giriş sınavını geçmelerine yardımcı olmak için dershaneler kurdu. Gülen’in desteğiyle ilk dershane İzmir’de kuruldu.

... Hem Türkiye’de hem de yurtdışında öğrencilerine yüksek kalitede eğitim veren FGC okulları, Türk devlet okulu olan Anadolu Liseleri’nin müfredatını takip etmektedir. Yurtdışında, müfredat milli eğitim yetkilileri tarafından onaylanmış olup, tarih ve coğrafya dersleri genellikle yerel öğretmenler tarafından verilmektedir. Eğitim çoğunlukla İngilizce olmakla birlikte, kısmen Türkçe ve öğrencilerin kendi ana dillerinde de verilmektedir. Amaç, yabancı dilde eğitim sayesinde bu öğrencilerin yabancı şirketlerde iyi işler elde edebilmeleri ve yabancı üniversitelerde okuyabilmeleridir.”

Aytunç Erkin 17 sayfalık bu makalede Fetullah Gülen ve cemaatinin akademik bir dille yüceltildiğini ifade etmekteydi.

Tabii bu iddialar sonuçta bugün ki Millî Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk’ün basın toplantısına dek sürdü gitti. Bir kere 400 albay emekli edilmemişti. Daha azdı. Emekli edilme yönteminde ideolojik kriterler geçerli değildi. Tuğamiral Aktürk şöyle açıkladı:

“926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu gereği General/Amiral rütbelerine yükselebilmek için; asgari lisans düzeyinde eğitim şartı aranmaktır. Bu kapsamda, yükselme sırasında bulunan albay rütbesinde bir personel, kaynağı ne olursa olsun, ilgili mevzuatta gerekli terfi şartlarını sağlaması halinde ve kadro ihtiyacı kapsamında dün olduğu gibi bugün de generalliğe/amiralliğe yükseltilebilmektedir.”

ALBAY İLE İLGİLİ SORUŞTURMA YAPILMADI MI?

Evet, şimdi size meselenin arka planını ve TSK içinden aldığım bilgileri aktaracağım. Söylenenler de çok enteresan tabii.

-Öncelikle yukarıda belirtildiği ve açıklandığı üzere 400 albay emekli olmadı. Daha az, yarısı kadar. Peki neden kesin sayı verilmiyor? Çünkü bu tartışma uzasın istenmiyor.

-Emekli edilen albayların Atatürkçü olduğu alnında yazmıyor. Basın açıklamasında da belirtildiği üzere kriterler belli.

-Emekli edilen albaylardan söz ediliyor da terfi eden 450 albaydan neden bahseden yok?

-Kaldı ki TSK’da 3600 Albay var. Hepsinin general olma ihtimali bulunmuyor malum.

-Generalliğe terfi eden Hâkim Albay TSK’da Fevzi Orkunt Canyaş’a gelince.

-Albay Fevzi Orkunt Canyaş’ın 2015 yılında bir cemaat(FETÖ) yayın organında çıkan makalesi aslında akademisyen olan eşine aitti ve o da yaptığı katkılar nedeniyle makaleye ismini yazmıştı.

-Peki, şimdiye kadar TSK’da neden bu gündeme gelmemişti. Çünkü TSK’nın artık bir iç istihbarat teşkilatı yok. Millî İstihbarat Teşkilâtı MİT’TEN GELEN BİLGİLERE GÖRE hareket ediliyor. Bu Albay hakkında da herhangi bir istihbarat bilgisi, belgesi ya da raporu TSK’ya iletilmiş değil.

İSİM VE KONU MİT’E İNTİKAL ETTİRİLECEK

-Kendisi Hâkim Albay olması nedeniyle görev sırasında pek çok FETÖ’cü hakkında kararlar vermiş olabilir. FETÖ’cülerin önemli bir özelliğidir, geçmişte kendileriyle yan yana görünen ama daha sonra karşılarına geçenleri o zamanki fotoğraflarıyla ya da bıraktıkları “iz” lerle vururlar. Bu şantaj yöntemi tanıdıktır. Yine aynı şeyi yaşıyor olabiliriz. Biz hukuk çerçevesinde kalmak zorundayız.

-Ama yine de bu bilgi önemli değil mi? Tabii ki çok önemli. Artık bu isim ve mesele konuşulur hale geldiği için Tuğgeneralliğe terfi eden Hâkim Albay Fevzi Orkunt Canyaş hakkında SÜREÇ YENİ BAŞTAN İŞLETİLECEK ve gerekli soruşturma başlatılacaktır.

-Yani ismi MİT’e bildirilecek öyle mi? Evet, soruşturmayı her zaman olduğu gibi, yasal gereklilik olarak da MİT yürütecek. Çıkacak sonuca göre hareket edilecek.

Durum bu.