Naci Görür'den tv100'e özel açıklamalar! "Daha iyiye doğru giden bizi umutlandıran şeyler var"
tv100'ün ilgiyle izlenen Candaş Tolga Işık ile Az Önce Konuştum programına, Yer bilimci ve Bilim Akademisi üyesi Prof. Dr. Naci Görür konuk oldu. Naci Görür, Candaş Tolga Işık'ın "Hatay depreminden sonra toplumda bir duyarlılık geliştiğine sizin beklediğiniz gibi bir hassasiyet geliştiğine inanıyor musunuz?" sorusuna yanıt vererek, "Eskiye oranla daha farklılaşma, daha iyiye doğru giden bizi umutlandıran şeyler var." diye konuştu.
Yer bilimci ve Bilim Akademisi üyesi Prof. Dr. Naci Görür, tv100 ekranlarında ilgiyle takip edilen "Az Önce Konuştum" programının konuğu oldu.
tv100'de Az Önce Konuştum programına konuk olan Prof. Dr. Naci Görür, Candaş Tolga Işık'ın sorularını yanıtladı.
Naci Görür'ün açıklamalarından satır başları şöyle:
"Dünyada öyle ülkeler var ki Türkiye'de yaşanan aynı boyuttaki afette yıkılmıyorlar. Tesadüfen 3-5 can kaybı yaşanıyor. Günlük yaşam bile değişmiyor. Bizde neden o kentler yok oluyor, binlerce insanımız ölüyor, çoluk çocuğumuz göçük altında kalıyor? Neden bu konuda bu kadar duyarsızız? İçerliyorum gerçekten.
"KUZEY ANADOLU FAYI GİBİ KUZEY'DEN GÜNEY'E KIRARSA BİZİ HELAK EDER DEMİŞTİM"
2010 veya 2011 senesinde biz bir proje hazırladık. O proje de aynen şuydu; Doğu Anadolu Fayı'nı inceleyelim. Doğu Anadolu Fayı uyanmak üzere. Ben bir televizyon programında bunu açıkladım. Dedim ki Kuzey Anadolu Fayı 1939'dan 1999'a kadar 7'nin üzerinde deprem üreterek boydan boya kırıldı. İstanbul'un kapılarına dayandı. Şimdi İstanbul'da deprem bekliyoruz. Bu fay uyanırsa aynen Kuzey Anadolu Fayı gibi davranıp Kuzey'den Güney'e kırarsa bizi helak eder diye televizyonda söyledim.
"MİLLET NEREDE? NE YAPIYOR MİLLET? O BENİ ÇOK ÜZÜYOR"
Bu oyun bu 3 oyuncuyla oynanıyor, demokrasi, ülke, millet. Yani halk var, millet var, siyasi partiler var onlar muhalefet ve iktidar. İktidar kendi görevini belli ölçüde düşündüğüne göre yapıyor, muhalefette yapıyor, bağırıyor çağırıyor kavga ediyorlar. Millet nerede? Ne yapıyor millet? O beni çok üzüyor.
"BİZİ UMUTLANDIRAN ŞEYLER VAR"
-(Hatay depreminden sonra toplumda bir duyarlılık geliştiğine sizin beklediğiniz gibi bir hassasiyet geliştiğine inanıyor musunuz?) Eskiye oranla daha farklılaşma, daha iyiye doğru giden bizi umutlandıran şeyler var. Şöyle söyleyeyim Türkiye’de deprem 1999 öncesinde devletin bir stratejisi vardı, deprem olsun, ölen ölsün, kalanları aç susuz bırakmayız. Yaraları sarma edebiyatı, gerçi hiçbir yerde yazılmamıştı ama siyasetçinin kafasına bu çakılmıştı. Buradan da oy da devşirebilir halktan. Bu stratejiyi bırakalı seneler geçti. Çağdaş dünya bunu kabul etmiyor. Bunu suç kabul ediyor.
"TUNCELİ'YE DİKKAT EDİN!"
Bağırıyorum Tunceli’ye dikkat edin diye. Bunu söylerken de laf olsun diye değil. Bilimsel verilere göre ön görüde bulunuyoruz. Bilimsel veriler ön görüyü gösteriyor. Sadece ben değil bütün yer bilimciler bunu yapıyor.
"BİR TEHDİDİ DUYMAMAK, GÖRMEMEK ÇÖZMEK DEMEK DEĞİL"
Biz halkı çok seviyoruz, halkın çocuğuyuz. Tabak sevdiği deriyi yerden yere vurur. Bizim yerden yere vurmak haddimiz değil ama bu insanın bu ülkenin evladı olarak, ömrümüzü bu insana, bu topluma adamış biri olarak şunu söyleyeyim bir tehdidi duymamak, görmemek, dinlememek, o olunca hemen radyoyu televizyonu kapatmak çözmek demek değildir.
"YER ALTINA UYGUN BİNALAR YAPMALIYIZ"
Yer altının bütün özelliklerini bilip, yer yüzüyle çakıştırıp tabiatın istemediği hiçbir şeyi yapmamak gerekir. Yani yer altı neyi ön görüyorsa, yer yüzündeki yapılarımızı, binalarımızı onun ile uygun yapmalıyız.
"O İLÇELER İSTANBUL'UN YUMUŞAK KARNI"
Avcılar, Bakırköy, Pendik ve Tuzla İstanbul'un yumuşak karnı. Buralarda yani bence çok dikkatli olmak lazım.
"BİNALARIMIZA YANAL YÜK FAZLA YÜKLERSEN YIKILIR"
Bizim binalarımıza yanal yük fazla yüklersen yıkılır, düşey yük dayanır o yüzden de zemin, temel ve binanın yapısı önemli, sağlam olunca düşey etkilerden sağlam durur ama deprem yanal olarak binaya güç bindirir. Yıkılması için uğraşır ve binaların da en zayıf yeri oradır.
"TUZLA'DAN KADIKÖY'E KADAR KARADA FAYLAR VAR"
Bunu bugün Türkiye’de yer bilimciler bilir, sadece Marmara Denizi’nin içinde değil, kıyıda, karada bu Kuzey Anadolu Fay zonunun bir parçası olan faylar var ve bunlar canlı. Bunlar harekete geçtiği zaman geçtiğimiz sene 4,2-4,3 büyüklüğünde deprem ürettiler. Tuzla’dan Kadıköy’e kadar karada faylar var.
ADIYAMAN İLE HAKKARİ ARASINDAKİ YERLEŞİM ALANLARINA DİKKAT!
Sadece Tunceli demiyorum, Adıyaman’la Hakkâri arası bütün yerleşim alanları için de dikkatli olunması gerektiğini söylüyorum. Bu uyarıları yaparken çok ayrıntılı araştırmalardan verilerden değil, bizim deprem etken ve öngörülerimiz zaten Türkiye’nin jeolojik çatısını oluşan fayları özellikle levha sınırlarının davranışlarını bildiğimiz için o tecrübe ile biz öngörüde bulunuyoruz. Yoksa depremi tahmin etmiyoruz.
"KUZEY ANADOLU FAYI'NIN PERİYODU DOLMUŞ"
Erzincan’da 1990’da olan deprem, asıl büyük deprem 1939 depremi, Erzincan’ın Bingöl Karlıova arasındaki o Kuzey Anadolu Fayı biz ona Yedisu fayı diyoruz, 1784’te en son deprem üretmiş. Biz biliyoruz ki Kuzey Anadolu Fayı 250 senede deprem üretir 1784+250 koyarsan bu zamanlara geliyoruz. Periyodu dolmuş.
İYİ PARTİ VE CHP'DEN TEKLİF GELDİ
Ben siyasetle ilgilenmiyorum. Siyasete çok saygı duyuyorum, ülke için önemli bir görev alanı, hizmet edebilirsin. Ben bu deprem ve insanların ölmesini şiar edindiğim için partiler üstü, parti dışı bir tavrımın olması gerektiğine inanıyorum. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı teklif edildi. İstanbul Büyükşehir'i İyi Parti teklif etti, Elazığ Belediye Başkanlığı'nı CHP etti. Teklifler oldu, çok teşekkür ederim beni onore ettiler.
"İZMİR'İN GERÇEK TEHLİKESİNİ ORTAYA KOYMUŞ OLACAĞIZ"
Bu fayların her birinin deprem üretme potansiyelini, periyodunu, enini, boyunu bilirsek İzmir’in gerçek tehlikesini ortaya koymuş olacağız. Ona bağlı olarak zemin çalışmasını da yapacağız ve az önce gösterdiğimiz haritalar gibi haritalar çıkarıp o zaman İzmir’in gerçek anlamıyla tehlikenin boyutunu, zamanını, yerini konuşacağız. Şimdi bilmiyoruz.
"BU DEPREM SORUNUNU ÇÖZMEMİZ LAZIM"
Ben özet olarak kendi insanlarıma bir mesaj vereceğim, bu ülkede, bu coğrafyada deprem oluşturma mekanizması yaklaşık 13,6 milyon sene önce başladı. 13,6 milyon seneden beri de bu topraklarda deprem olageldi. Milyonlarca sene daha devam edecek. Biz depremleri durduramayacağımıza, bu ülkeyi de terk edip gitmeyeceğimize göre her depremde binlerce canımızı bir akşamda toprağa veremeyeceğimize göre bu deprem sorununu çözmemiz lazım."